Logo image
Logo image

Ben Franklin Etkisi ve Bilişsel Uyumsuzluk

3 dakika
Ben Franklin Etkisi ve Bilişsel Uyumsuzluk
Sergio De Dios González

tarafından incelendi ve onaylandı. psikolog Sergio De Dios González

Tarafından yazılmıştır Pedro González Núñez
Son Güncelleme: 22 Aralık, 2022

Benjamin Franklin “bir baba hazine, bir kardeş rahatlık, bir arkadaş ise her ikisidir” demiştir. İşte bu yüzden, arkadaşlarımızın bizi sevmesini sağlamak için, kimi zaman aşırıya kaçma isteğimiz anlaşılabilir. Fakat niçin sevmediğimiz insanların, bizi sevmesi için onca çaba harcıyoruz? Ve bu garip duruma neden Ben Franklin etkisi denir?

Cevap, sizlerle ile muhakkak paylaşmamız gereken çok garip bir hikayeden geliyor. Bu hikaye, her gün bilinçsiz bir şekilde yaptığımız bir şeye dayanır. Beynimizin, yaptığımız ile düşündüğümüz arasında bazı uyumsuzluklar ya da anlaşmazlıklar olduğunda hissettiğimiz rahatsızlığı ortadan kaldırmak için yaptığımız bir şeydir. Şimdi bunu bir güzel açıklayalım!

Ben Franklin etkisinin kökeni nedir?

Ben Franklin Etkisinin kökü biraz tuhaftır. Herkes, paratonerin mucidi Ben Franklin’in, Amerika Birleşik Devletleri’nin kurucularından biri olduğunu bilir. Ama, devlet erkanı sıralarında, kendisine şiddetle karşı çıkan birisi de vardı. Kendisine muhalefet olan bu kimse, hem kamuoyu hem de özel yaşam alanlarında, bu bilim adamının politik fikirlerine olan itirazını dile getirirken sözlerini sakınmaz.

Bu özel düşmanlık, Franklin tarafından da fark edildi ve aslında kendisini çokça endişelendirdi. Ama, bu sorunu çözmek için seçtiği yol gerçekten olağan dışıydı. Franklin’in ilk düşüncesi muazzamdı: kendisine muhalefet eden bu adamdan, bir ricada bulunmak. Son derece kültürlü bir insanla uğraştığını bildiğinden, özel kütüphanesinde, çok ender bulunan bir kitap istedi. Ancak Franklin’in aslında bu kitapla hiç bir ilgisi ya da alakası yoktu.

Some figure

Franklin muhalifi, kendisine yapılan bu istek karşısında oldukça gururlanıp, onurlandı. Bu yüzden, kitabı Franklin’e vermekte hiç tereddüt etmedi. Franklin’in, muhalifini ortadan kaldırdığı ve uzun süren, samimi bir dostluğun temelini attığını hikaye de böylece başlamış oldu.

“Bir arkadaş seçerken ağırdan al, ondan vazgeçerken ise daha da ağırdan al.”

– Benjamin Franklin

Ben Franklin etkisinin arkasında ne var?

Bu hikaye gerçek olsun ya da olmasın, Ben Franklin etkisinin derin bir psikolojik temeli olduğu gerçeği göz ardı edilemez. Başkalarını memnun etme dürtüsü, son derece insani bir durup olup, aslında bilişsel uyumsuzluğa dayanmaktadır. Başka bir deyişle, bu tür bir uyumsuzluktan bir an önce kurtulma arzumuzdan geliyor.

Yani, Franklin’in talebi ile başardığı şey, muhalifi ile ilgili bir çelişki yaratmaktı. Bir yandan, siyasi arenada rakip olsalar da öte yandan ondan yardım isteyen biri var. Durum, kendi içinde çelişkili değil aslında. Ancak, Franklin’in muhalifi, bunun içinde bir çeşit çelişki gördü. Bu çelişki, dostane bir eylemin yanı sıra, siyasi bir hastalık hissi  de yaratacaktı.

Böyle bir çelişkiyi algılamak, bir kişinin düşünce tarzını yeniden düzenlemeye zorlamak için, biraz rahatsızlık yaratma eğilimi içerisindedir. Franklin’in muhalifi de tam olarak böyle yaptı. Muhtemelen davranışları (kitabı ödünç vermek), salt politik düşmanlıktan daha ziyade, sosyal ve kişisel olarak talep görüyor olmasından kaynaklanmaktadır.

Yani bir şekilde, Franklin muhalifi kendi cömertliğini gözler önüne sermek istiyorsa, Franklin hakkındaki duygu ve düşüncelerini de değiştirmek zorunda kalacaktı. Bu yeni bakış açısı, kesinlikle daha güçlü ve daha sağlam bir arkadaşlık kurmaya da yardımcı oldu.

Beynimiz haksızlığı haklı çıkarmaya çalışıyor mu?

Beynimiz de, kendimize ait olan imgeye zarar vermemeye çalışarak, eylemlerimizi haklı çıkarmaya çalışıyor gibi görünüyor. İşte bu yüzden bilişsel uyumsuzluk dediğimiz kavram ortaya çıkıyor ve ondan kurtulmaya çalışıyoruz.

Mesela, haksız olduğunu bildiğimiz bir askeri çatışma var. Eğer bunun haklı bir çatışma olduğunu savunursak (sadece sessiz kalarak bile) zihnimiz, fikrimizi haklı gösterecek nedenler arar. Bu nedenler, özgürlük, milliyetçilik ve hatta dini sebeplerden ötürü bile olabilir.

Some figure

Gördüğünüz gibi bilişsel uyumsuzluk, hayatımızın normal bir parçasıdır. Kişisel ve profesyonel düzeyde, genellikle katılmadığımız eylemleri haklı çıkarmaya ihtiyaç duyuyoruz.

Aslında, kendinizi beğenmediğiniz ya da beraber aynı ortamda olmaktan hoşnut olmadığınız insanlarla beraber çalışırken bulmuşsunuzdur. Durumunuz ne olursa olsun, zihniniz eylemlerinizi açıklamak ve kendinizi haklı çıkarmak için mekanizmaları hayata geçirecektir. Bu nedenle, büyük olasılıkla, bir iyilik yaptıktan sonra, o kişi hakkında daha iyi bir fikre sahip olacaksınız.

“Düşmanınıza borç verirseniz, bir dost kazanırsınız. Bir dosta borç verirsiniz, onu kaybedersiniz.”

– Benjamin Franklin

Zihnimizin çalışma şekli çok gariptir. Düşüncelerimizi değiştirerek, kendi imajımızı ve düşüncelerimiz ile eylemlerimiz arasındaki bağlantıyı korumaya çalışır. Ve fenomen burada da bitmiyor. Çünkü gerekçelendirme ya da yeni fikirler ortaya çıktığında, onu destekleyen herhangi bir bilgi parçasına daha da duyarlı olacağız. Buna karşı çıkan herhangi bir bilgiden de daha şüpheci olacağız.