Ayrılık Esnasında Beyin: Kırık Kalp Bilimi
Yazan ve doğrulayan psikolog Gema Sánchez Cuevas
Ayrılık esnasında beyniniz derin bir anksiyete yaşayabilir. Dahası, bilim en çok acı çekenin kalp olmadığını ortaya çıkarmıştır. En ağır darbe hayal kırıklığı ve terk edilmişlik hissini bir yara gibi yorumlayan bir dizi beyinsel yapıdan gelir. Ayrılığın etkisi beynin nasıl işleyeceğini bilmediği bir şeydir. Bu nörolojik durum fiziksel acı, yorgunluk ve düşük enerji olarak yorumlanır.
Tarih boyunca ayrılıklar kadar bize ilham veren az şey olmuştur. Sayısız şarkı, şiir ve kitap sanatçıların kırık kalplerinden birer parça olarak çıkmıştır. Bunlar birçoğumuzu hayran bırakan ve memnun eden miraslardır. Aşkta şansımız yaver gitmediğinde onları rahatlamak için bile kullanırız. Tüm bu yaratıcı ifade örnekleri içerisinde aynı kelimeyle defalarca karşılaşırız: acı.
“Burada olmanı ne çok isterdim, biz sadece balık kabında yüzen iki kayıp ruhuz, yıllar boyunca. Hep aynı yüzeyde koşan…”
– Pink Floyd
Ayrılıklar, aldatma, ihmal… Bunların hepsi çok fazla acıya neden olur, bunu hepimiz biliyoruz. Fakat bu acının arkasındaki sebep bu kadar hayranlık uyandırıcı olamazdı. Fiziksel darbe almak, çizik almak veya yanmak gerekmiyor. Ayrılıklar size hiç dokunmadan bunların bir kombinasyonuna neden olabiliyor. Vücudunuzun her lif, tendon ve ekleminden çıkan bir acının izlenimidir. Her şey can yakar, her şey sizi yorar. Dünya yok olur ve bu duygusal fırtınanın içinde hapsolursunuz. Fakat ortaya çıkıyor ki, bu fırtına, genellikle suçladığımız organ olan kalbimizden çok uzaklarda gerçekleşiyor.
Gerçek azap beyinde başlıyor. Ayrılık esnasında beynin nasıl çalıştığına bir göz atalım.
Ayrılık esnasında beyin hakkında bilim ne diyor
Ayrılık esnasında beyninize ne olduğunu anlamak istiyorsanız şarkıları, şiirleri ve edebiyatı unutun. Bunun yerine nörolojik bilimin kapılarından içeri girin. Birçok insanın laboratuvarda aşk veya nefretin ölçümlenemeyeceğini düşündüğünü biliyoruz. Fakat, başta çok soğuk ve steril görünse de, bilim bize en açık cevapları veren şey oluyor.
2011’de Columbia Üniversitesinden Edward Smith isminde bir bilişsel nörolog bir seri araştırma ve test yaptı. Sonuçlar şaşırtıcıydı. Teşhis tekniklerindeki gelişmeler ve geliştirilmiş MRI çözünürlüğü sayesinde Smith, yakın zamanda bir ayrılık geçiren insanların beyinlerinde ne olduğunu görebildi.
Resimlerde, beynin en fazla sinaptik aktivitesi olan bölgeleri aydınlanıyor. Bu çalışma katılımcıları söz konusu olduğunda, kendinizi yaktığınız zaman çalışan beyin yapıları en aktif yapılar oldu. Beyin için acı gerçekti.
Haydi biraz daha öğrenelim…
Suçlu: sinir taşıyıcılarımız
Yastayken acımız neden daha uzun sürer? Hatırlamak neden bu kadar acı verir? Aklınız neden hep o surata, o isme, o geçmiş tarihe döner? Cevap sinir taşıyıcılarınızda.
- Ayrılık esnasında, alın korteksiniz “kapanır”. Bir diğer deyişle bilgiyi nesnel bir biçimde işleme yeteneğiniz fonksiyon görmez hale gelir.
- Aynı zamanda, bağlılık ve bağ kurmaya dayalı tüm yapılar aktifleşir. Limbik sistem oksitosin ve dopamin gibi hormonları düzenler. Onlar da karşılığında diğer insanı yakınında tutma ihtiyacını düzenlemeye devam eder. Bu aşırı hareketlilik tekrar iletişim kurmayı denememize yol açar. Nesnel bir bakış açısıyla olanları görmemizi zorlaştırır.
Çekilme sürecinde beyin
Ünlü antropolog ve ilişki uzmanı Helen Fisher, aşkın motivasyonel bir sistem olduğuna inanır. Aşkın beyne bir dizi ödül sunmaya çabalayan bir dürtü olduğunu düşünür. Bunlar bağımlılık, samimilik ve bağlılıktan seks ve yalnızlıktan kaçışa kadar gider.
Beynin ayrılık esnasında her şeyden önce yaşadığı şey tüm bu boyutların kaybedilmesidir. Bu gerçekleştiğinde panik durumuna geçer. O ödüllendirme sistemi bozulmuştur ve şimdi beyin besinler, güvenlik ve diğer her şeyini kaybetmiştir. Sonrasında beyin bir çekilme sürecine girer. Bu, bir bağımlının, bağımlı olduğu maddeyi ondan çekip aldığınızda yaşadığı şeydir.
Ayrılma esnasında fiziksel acı gerçektir
En başta bir ayrılığın acısını fiziksel bir acı gibi deneyimlediğimizden bahsetmiştik. Sevdiğiniz birisi sizi terk ettiğinde vücut kısa süre içinde kortizol ve epinefrin gibi bir dizi stres hormonu salgılar. Bunlar ne anlama gelir? Bu, temel olarak duygusal öfkenin fiziksel hale geldiği anlamına gelir. Bu aynı zamanda o kimyasalların birçok fonksiyonunuzda belirgin bir değişiklik yaptığı anlamına da gelir.
- Beyniniz, çok fazla kortizol barındırdığında, kaslarınıza kan takviyesi yapmak için sinyal yollar. Bu kramplar, gerginlik, baş ağrısı, göğüs ağrısı, baş dönmesi ve fiziksel yorgunluk gibi şeylere neden olur.
Bir ayrılık esnasında beyin korkan bir organizma gibidir. Bazı yönlerden, beyninizin bir bilgisayar gibi olduğu düşüncesini kenara kaldırmanız için sizi zorlar. Hiçbir şey beyniniz kadar duygulara bağlı değildir ve onlar tarafından yönetilmemektedir. Bu hayranlık uyandırıcı organın her bağlantısı ve yapısı bizi insan yapan duygular ve dürtüler için yaşamaktadır.
İnsan beyni aşkı sever. Aşkın kaybedilmesi beyni çok korkutur ve bu yüzden yoğun bir şekilde tepki verir. Bunu hepimiz biliyoruz. Fakat, beynin yapmayı bildiği bir şey daha vardır. Beyin bir ayrılığı atlatmayı ve yoluna devam etmeyi de bilir. Zaman, sakinlik ve dikkat dağıtıcı şeyler gerekecektir fakat beyin uyum sağlayacaktır. Her tür sıkıntı ve güçlüğü atlatmaya yarayacak yeteneklere sahibiz. Tünelin diğer ucundan çok daha iyi bir şekilde çıkarız.
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.