Atılgan İnsanlar Çatışmaları Böyle Çözer

Yazan ve doğrulayan psikolog Gema Sánchez Cuevas

Tarafından yazılmıştır Valeria Sabater

Son Güncelleme: 21 Aralık, 2022

Atılgan ve iddialı insanlar ne teslimiyetçidir ne de boyun eğer. Böyle insanlar kibirli veya narsist değildir. Saygısız değildir. Haklarını ustaca savunabilirler. Gerilimleri yaratıcı bir şekilde yatıştırıp yanlış anlamaları düzeltirler. Sakin olmalarının nedeni, duygularını kontrol edebilmeleridir.

Hepimiz, atılganlığın iyi iletişim ve ilişkilerde temel bileşen olduğunu biliyoruz. Bununla birlikte, genellikle gereken zeka, enerji ve kararlılığı gösteremiyoruz. Ne yazık ki, atılgan insanların bu özellikleri gidip bir mağazadan alabileceğimiz şeyler değil.

“Ne boyun eğme, ne de saldırganlık. Denge ‘atılganlıktır’.”

– Walter Riso

Birçoğumuz düşündüklerimiz ve yaptıklarımızı uyuşturmakta zorlanıyoruz. Zamanla öyle çok hüsran ve hayal kırıklığı biriktiririz ki sonunda mümkün olan en kötü şekilde tepki veririz. Girişkenlik, her şeyden öte, kişisel haysiyet konusunda bir alıştırmadır.

Girişkenlik için en önemli alanlardan biri ilişki sorunlarıdır. İster bir işte ister kişisel yaşamınızda olsun, her zaman fikirlerinizi ve hatta kendi kimliğinizi savunmanız gereken bir zaman gelir. Sözel saldırganlığa düşmeden durumun nasıl ele alınacağının bilinmesi bir önceliktir.

İddialı insanların çatışmaları çözmek için kullandığı 7 yöntem

Başkalarına zarar verme korkusu. Hakaret veya keskin eleştirilere başvurmadan öfkenizi veya aynı fikirde olmadığınızı nasıl ifade edeceğinizi bilmemek. Manipülasyondan kurtulmak için gerekli kaynaklara sahip olmama korkusu… Bunlar, haklarınızı savunmamak, iddialı ve hızlı tepki göstermemek suretiyle benlik saygınızı yitirmenize neden olan şeylere sadece birkaç örnektir.

Bu bir gecede olmaz. Ancak atılganlık öğrenilebilir ve geliştirilebilir. Bu bilgiyi ancak onu anlayınca uygulayabiliriz. Şimdi gelin atılgan insanların, çatışmaları çözmek için hangi stratejileri kullandığını görelim.

1. Atılgan insanların yaşamak için bir nedeni vardır

Buna haysiyet, benlik saygısı veya öz-sevgi diyebiliriz. Hepimiz bizim için önemli olan şeyler hakkında çok açık olmalıyız. Bu şeyleri rüzgardan ve fırtınadan korumalıyız. Bunlar bizi tanımlar, yaşama sebebimiz olur ve kimse onları ihlal etmemelidir.

Değerlerimiz vardır ve hiç kimse bu değerlerin üstüne basamaz. Bir hikayemiz vardır ve hiç kimse buna saldırma ya da bizimle alay etme hakkına sahip değildir. Hayatta kendi düşüncelerimize, bir tutkuya, özgürlüğe ve tutarlılığa sahip olmak hakkımızdır. Bütün bunlar varlık sebebimizi oluşturur.

2. Korkmadan “ben” diyebilmek

“Ben” kelimesini kullanmaktan ve kendimizi ifade etmekten korkuyoruz. “Sanırım, şöyle düşünüyorum, fikrimce, şuna ihtiyacım var…” İddialı insanlar çatışmalarını çözerken “ben” zamirini kullanmaktan korkmazlar. Bu kelimeyi gizlemez ya da sulandırmazlar.

Şöyle şeyler söylemekten korkmayın: “Kendimi incinmiş hissediyorum ve konumunuzu anlasam da, haklarıma saygı göstermediğiniz için tavrınızdan dolayı rahatsız olduğumu anlamalısınız. Daha dürüst ve saygılı bir şekilde konuşursak, aramızdaki sorunları halledebiliriz diye düşünüyorum… ”

3. Lafı ağızlarında gevelemezler

Sorunları çözmek ve çatışmalar ile anlaşmazlıkları yönetmek için yapmanız gereken son şey, lafı ağzınızda gevelemektir. Ayrıca başkalarını suçlamak, karşınızdaki kişiye hakaret etmek ya da sadece ne kadar kötü hissettiğiniz konusunda konuşmak da yanlıştır.

Açık konuşmalı, kısa ve öz olmalı, yapıcı davranmalısınız. İddialı insanlar böyle davranır. Bunu başarmak için soruna odaklanın: “Hayal kırıklığına uğramış hissediyorum çünkü fikrimi hesaba katmadın. Biz bir takım isek, benimle iletişim kurmalısın.”

4. İddialı insanlar açık ve net taleplerde bulunurlar

Etkili ve iddialı iletişim bazen isteklerde bulunmak anlamına gelir. İki kişiyi anlaşmaya varmak için anlaşmazlığa yönlendirmelidirler. Nasıl hissettiğini söylemek için yeterli değil. Diyaloğu veya argümanı yapıcı bir uca yönlendirin. Örneğin:

• “Bağırılmaktan hoşlanmıyorum, kendimi kötü hissetmeme neden oluyor. Bir dahaki sefere, lütfen daha az agresif bir ton kullanın. Lütfen benimle normal ses tonunda konuşun.”
• “Hayal kırıklığına uğradım çünkü bana fikrinizi söylemediniz. Bir dahaki sefere beni de hatırlayın. Böylece birlikte çalışabiliriz.”

5. Bazen anlaşmanın mümkün olmadığını kabul edin

Atılgan insanlar, anlaşmazlık veya yanlış anlamalar durumunda iki taraf arasında daima bir anlaşma olmayabileceğini anlamışlardır. Çoğunlukla her iki kişinin konumunu, tavrını ve davranışlarını ayıran farklılıklar korunur.

Bu durum, konuşmanın işe yaramadığını hissetmenize neden olmamalı ya da sizi kızdırmamalıdır. Atılgan insanlar, duygusal yönetim becerileri sayesinde bu tür bir durumu kabul etmeyi bilir. Günün sonunda, insanlar her şey üzerinde hemfikir olmaya ve aynı bakış açısına sahip olmaya zorlanamazlar. İşin sırrı, farklı bakış açılarına nasıl saygı göstereceğinizi bilmektir.

Bir çatışma iyi sonuçlanmazsa ve diğer kişi çözüm önermek istemiyorsa, mesela, size hakaret ediyor ve işleri daha da kötüleştiriyorsa, mesafenizi koruyun. İşe yaramayan bir dinamiğe girmeyin. Sakin olun ve sorundan uzaklaşın.

Çoğu zaman atılganlığın boyun eğmek ve rakibinizi ezmek arasındaki orta nokta olduğunu duyuyoruz. Atılgan insanlar, her gün kendilerini biraz daha tanır ve saldırmadan kendilerini savunmakta daha beceriklidirler. Yaratıcılıklarını kullanarak kazanır ve her gün karşılaştıkları sorunları çözerler.