Hem erkekler hem de kadınlarda, aşkın o meşhur parıltısını gözlerde görmek mümkündür. Hoşunuza giden ya da çekici bulduğunuz bir şey gördüğünüzde gözlerinizin içi parlar.
Ortalama bir erkeğin duygularını ifade etme konusunda kadınlara göre daha çekingen olduğunu hepimiz biliriz. Her ne kadar bu durum, daha önceki nesillerde olduğu kadar büyük bir sorun niteliği taşımasa da, duygusal dili kullanma anlamında hala oldukça beceriksiz olan çok sayıda erkek bulunduğunun altını çizmek gerekir. İşte bu durum, vücut dilini önemli yapan nedenlerden biridir. Vücut dili, karşı tarafın kelimelerle ifade edemediklerini anlamamıza yardımcı olur.
Gerçek şu ki, insanlar sürekli olarak birbirleri ile iletişim halindedirler. Bunu kimi zaman sözcüklerle, kimi zaman da başka yöntemler kullanarak yaparız. Aslında mimik ve jestlerine dikkat ederek bir kişinin sadece kelimelere döktüklerinden çok daha fazlasını anlama şansına sahip oluruz. Bu bağlamda, aşık bir erkeğin vücut dili garip ve pek alışılmamış çok farklı anlamlar ifade eder. Şimdi sizlerle bu dil ve anlattıklarına ilişkin detayları paylaşacağız.
Sözcüklerle ifade edilmeyen dil aslında çok daha içtendir. Ancak aynı zamanda, anlamaya çalışan kişiye bağlı olarak çoğu kez anlaşılması çok daha güçtür. Diğer taraftan, ne kadar yoğun yaşanırsa yaşansın aşk, konuşma becerilerimizi engelleyen ancak vücut dilimize herhangi bir etkisi olmayan duygulardan bir tanesidir. Aşık bir erkeğin vücut dilinin bize göstereceği işaretlerden bazılarını şu şekilde sıralayabiliriz.
“Adeta delirmişcesine abartılı bir biçimde aşık bir adamdan bahsettiğinizde, genellikle zavallı bir biçimde aşık olmuş bir adamdan bahsediyorsunuz demektir.”
– Noel Clarasó
Bakışlar Her Zaman Gerçeği Gösterir
Hem erkekler hem de kadınlarda, aşkın o meşhur parıltısını gözlerde görmek mümkündür. Hoşunuza giden ya da çekici bulduğunuz bir şey gördüğünüzde gözlerinizin içi parlar. İlginizi çeken şeye olan konsantrasyonunuz o denli yüksektir ki, bu durum gözyaşı torbalarınızın normalden daha fazla harekete geçmesine neden olur. İşte bu yüzden o eşsiz parlaklık ortaya çıkar.
Elbette gözlerle ilgili tek belirti bu değildir. Bir erkeğin aşık olduğunu ele veren en önemli vücut işaretlerinden biri de bakışlarıdır. Siz nereye giderseniz gidin bu bakışlar sizi takip eder. Uzaklaşıp gittiğinizde bu bakışlar sizi arar; kalabalığa karıştığınızda şaşkın bir hal alır. Bu bakış nereye giderseniz mutlaka hep sizin yanınızda olacaktır.
Bakışlarla ilgili bize çok önemli ipuçları veren bir özellik daha bulunmaktadır: sizin dudaklarınıza yönelen bakışlar. Konuşuyor olmanız ya da sessiz bir biçimde durmanız fark etmez. Aşık bir erkeğin vücut dili incelendiğinde, bu tür bakışlar aslında her şeyi açıklar niteliktedir.
Aşık Bir Erkeğin Yüzü, Vücut Dilinin Önemli Bir Parçasıdır
Bakışlara ek olarak, yüzünde bir erkeğin ilgisini gösteren daha farklı mimikler de bulunmaktadır. Örnek olarak kaşların yukarıya kaldırılması. Eğer sizinle birlikteyken kaşlarını normalden daha sık bir biçimde yukarıya doğru kaldırıyorsa şunu söylemek istiyordur: ilgimi çekiyorsun.
Aynı durum gülümseme için de geçerlidir. Aslında gülümsemek hem erkekler hem de kadınlar için aynı anlama gelen ortak bir harekettir. Bir insan aşık olduğunda, suratında istese de bir türlü silemediği o “aptalca” gülümseme belirir. Bu gülümseme anlık olarak beklenmedik bir biçimde ortaya çıkar ve sürekli olarak yüzünde kalır. Bu durum, yanında bulunan kişinin onun üzerinde yarattığı keyif hissinden doğar. Aynı zamanda o kişiyle birlikte olmanın getirdiği mutluluğun da bir tür ifadesidir.
Bunlara ek olarak, eğer bir erkek sizden hoşlanıyorsa, kendisi farkında olmadan sizin yaptığınız yüz mimiklerini taklit eder. Bu tür durumlarda, hayran olduğu şeyin taklit edilmesi ve bunun kendisi için bir referans olarak alınması gerektiğini düşünür. Kendisini sizinle tanımlama isteği nedeniyle de sizin yüzünüzdeki ifadelerin benzerlerini kendi yüzünde de ürettiğinin farkında olmayacaktır.
Açığa Çıkaran Diğer İfadeler
Bir erkek sizi çekici buluyorsa, kendi kişisel görünüşü ile ilgili bazı hareketleri istemsiz olarak yapar. Örnek olarak saçını düzeltir. Benzer şekilde bulunduğu ortama girdiğinizde farkında olmadan kravatını, ceketini ya da başka bir kıyafetini düzeltme eğilimde olacaktır. Bu tür tavırlar, size daha çekici görünmek için bir tür hazırlık çalışmalarıdır.
Diğer sık bir biçimde görülen jest ise ellerini beline dayayarak sanki sizi yönlendiriyor gibi bir tavır takınmasıdır. Bu davranış biçimi, bir şeye sahip olma dürtüsü ile yapılan eski tarz bir davranış olarak algılanabilir. Bir çiftin aşık olması açısından bakıldığında ise, bu tarz bir sahip olma niteliğinin daha az olduğunu söyleyebiliriz. Aslında oldukça erkeksi görünen bu jest, sizin belinize nazikçe dokunan bir el olma isteğini taşıdığını adeta ele vermektedir.
Fark edeceğiniz diğer bir detay, konuşurken size doğru eğilmesidir. Özellikle ilk buluşma anında eğer ayaktaysa omuzlarını geriye doğru atar, göğsünü dışarı doğru çıkarır ve dik bir şekilde durur. Bu duruş, güçlü olduğunu gösterme duruşudur. İstediği şeyi almak için harekete geçmeye hazırlandığını ifade eder. Eğer oturuyorsa, örnek olarak bir yemek masasındaysa, size bakmadığı zamanlarda kısa aralıklarla peçete ya da çatal bıçakla oynar.
Aşık bir erkeğin vücut dili, yukarıda sıraladığımız davranış, jest ve mimiklere büyük oranda uymaktadır. Bu davranışların ortaya koyduğu şeyler, çekici bulma, hayranlık duyma ve ilgisini uyandırma hisleridir. Sizi gerçek anlamda sevdiğini, sizin söylediklerinize önem verdiğinde, size her koşulda destek olduğunda ve ihtiyaç ve istekleriniz konusunda hassas davrandığında anlarsınız.
Duygusal bağımlılık, belirli bir kişiye çok yoğun ve olgunlaşmamış bir bağlanma ile ortaya çıkar. Bu kişi genellikle adeta tapılan ve idealize edilen bir partnerdir. Duygusal olarak bağımlı insanlar, diğer kişi olmadan mutlu olamayacaklarına inanırlar. Ek olarak, birçok bahane duygusal bağımlılığı…
Benzer mi tamamlayıcı mı? Bu, birçok insanın bir partner ararken sorduğu sorudur. Bazıları “zıt kutupların çektiğini” düşünürken, diğerleri farklılıkların neden olabileceği çatışmalardan ne pahasına olursa olsun kaçınmak istiyor. Gerçek şu ki, hem artıları hem de eksileri vardır. Farklı ve dolayısıyla…
Bu yazıda, Leon Festinger’in ünlü teorisinden bahsedeceğiz. Daha kapsamlı olarak, Festinger’in bilişsel çelişki teorisini duygusal anlamda bağımlı ilişkilere uyarlayacağız. Çünkü bilişsel çelişki iyi bir şekilde ele alınmadığı zaman kişinin zarar görmesine neden oluyor. Bilişsel çelişki veya kopukluk, klasik bir psikoloji…
Birçok kişi için ihanet, affedilmesi mümkün olmayan, içinde çok büyük yaralar açan ve ardında derin izler bırakan bir davranıştır. Bu konunun günümüzde artık bir tabu haline dönüştüğünü de söylemek mümkündür. Bir aldatma sonrası konuşacak hiçbir şey kalmaz çünkü aslında her…
İnsanlara güvenmemenin çok olumsuz sonuçları vardır. Kendinizi dünyadan tecrit edersiniz ve kolayca paranoyaklaşabilirsiniz. Ancak, yeni tanıştığınız birine güvenmeye karar vermek de en iyi fikir değildir. Orada olmayı hak etmeyen birinin hayatınıza girmesine izin veriyor olabilirsiniz. Yeni tanıştığınız birine güvenme konusu,…
Houdini sendromu, adını Macar doğumlu efsanevi kaçış sanatçısı Harry Houdini’nin kaçışlarından alır. Ancak, bu yazımızda, kaçınma dolayısıyla tetiklenen duygusal kaçışlar hakkında bilgi edineceksiniz. Bu, insanların aile toplantılarından, işlerden ve günlük görevlerinden kaçmasına verilen bir addır. Egoların savaşı, müsamaha göstermek ve…