6 Bilge ve Fil: Başkalarının Görüşlerini Önemsemek
tarafından incelendi ve onaylandı. psikolog Sergio De Dios González
Başkalarının görüşlerini önemsemek ve değerlendirmek her zaman kolay değildir. Çünkü kendi görüşlerimizden tamamen farklı olduklarında, genelde kendi bakış açımıza öncelik veririz. Bu durumun sonucunda uzlaşmaya kapalı insanlara dönüşebiliriz ve başkalarının gerçeği görme biçimlerini reddetmiş oluruz.
Kendimizi zenginleştirmek yerine aslında çoğu şeyden yoksun bırakmış oluruz. Bu şekilde davranarak, her ne kadar kabul etmeseniz de, her zaman haklı olan taraf olmak istersiniz. Ancak haklı olmak, sizi her zaman doğru bir noktaya getirmez.
Daha geniş açılardan bakabilmeniz için, size bir hikayeden bahsedeceğiz. Bu hikaye, diğer insanların görüşlerine değer vermeyi öğrenmenize yardımcı olacak. Her insanın kendine ait bir görüşü vardır ve bu görüşler kişisel deneyim ve bilgilerden kaynaklanır. Eğer zihninizi iyice açıp bu yazıyı okursanız, kesinlikle işinize yarar şeyler öğreneceksiniz.
6 kör bilge ve filin hikayesi
Bir zamanlar küçük bir köyde yaşayan altı adam varmış. Altı adamın altısı da körmüş. Bir gün biri köye bir fil getirmiş. Böyle bir durumla daha önce karşılaşmamış olan adamlar göremedikleri için bir filin neye benzediğini anlamanın yollarını arar olmuşlar.
Biri demiş “Ne yapmamız gerektiğimi biliyorum, hadi ona dokunalım!”
Diğeri cevap vermiş “İyi fikir, bu şekilde bir filin neye benzediğini anlayabileceğiz.”
Bu şekilde ilk bilge adam filin büyük kulaklarından birini tutmuş, yavaşça kavramış, anlamaya çalışmış.
İlk bilge şöyle demiş “Fil, kocaman bir pervaneye benziyor.”
İkinci bilge filin bacaklarını kavramış ve haykırmış “Tıpkı bir ağaç gibi.”
Üçüncü bilge filin kuyruğuna dokunduktan sonra bağırmış “İkiniz de yanılıyorsunuz, bu fil bir halata benziyor” demiş.
Aniden filin dişlerini kavrayan dördüncü bilge bağırmış “Bu fil bir mızrağa benziyor.”
“Hayır, hayır!” diye bağırmış beşinci bilge filin gövdesine dokunurken, “Yüksek bir duvara benziyor bu fil.”
Altıncı bilge beklemiş ve en sonunda filin hortumunu eline almış ve “Hepiniz yanılıyorsunuz, bu fil bir yılana benziyor” demiş.
“Hayır, bu fil halata benziyor.”
“Hayır bu fil bir yılan gibi.”
“Yanılıyorsunuz, kesinlikle bir duvar gibi.”
“Hepiniz yanılıyorsunuz!”
“Hayır yanılmıyorum, bu fil yılana benziyor.”
“Hiç de bile!”
Altı bilge saatlerce tartışmış ve filin neye benzediği konusunda herhangi bir uzlaşmaya varmamışlar.
Başka insanların görüşlerini değerlendirebilmek için onları dinlemelisiniz
Bu hikayeden çıkarabileceğimiz sonuç gayet basit, başka insanların düşüncelerini anlayabilmek için öncelikle onları dinlememiz gerekiyor. Bu hikayede geçen altı bilge birbirini dinlemedi ve sadece elleriyle ne hissettiklerini söylediler. Ancak sadece tahminde bulundular.
Sonuç olarak hiçbiri bir filin neye benzediği konusunda elle tutulur bir bilgiye ulaşamadı. Sadece kendi hissettikleri şeyleri savundular. Bu hikaye size başta saçma gelebilir ama günlük hayatta çoğu zaman bu durumu yaşarız.
Elbette hepsinin haklı olduğu bir kısım vardı. Ancak hiçbiri gerçekliğe yaklaşamadı. Ve en kötüsü de, hiçbiri bir diğerinin görüşünü değerlendirme veya dikkate alma becerisine sahip değildi.
Bu hikaye size hangi konuda yardımcı olabilir? Kendi düşüncenizden daha farklı bir düşünceye maruz kaldığınızda, en mantıklı olan şey farklı bakış açılarına yönelebilmektir. Bir dahaki sefere bunu yapmaya gayret edin. Bunu yaparken öncelikle karşınızdakini dinleyin, gerekirse sorular sorun ve karşı düşünceyi anlamaya çalışın. Hatta aksi yönde bile olsa kendi düşüncelerinizi paylaşmaktan çekinmeyin.
Gerçekliği farklı şekillerde algılamak
Başkalarının her zaman haklı olacağını söylemiyoruz. Ancak herkesin gerçekliği algılama şeklinin farklı olduğuna vurgu yapmak istiyoruz. Herkesin kendine ait görüşü bir parça gerçeklik içerir. Örneğin Platon mağara alegorisinde, aynı gerçekliğin farklı yorumlarının mümkün olabileceğinden bahseder. Platon’a göre algılarımız gerçekliği farklı şekilde yorumlamamıza neden olur.
Deneyimlerimizle, değerlerimizle ve inançlarımızla, gerçekliği görme biçimlerimiz başkalarına göre farklılık gösterebilir. Herkes kendi deneyimleriyle ve duygularıyla dış dünyayı algılar ve çıkarımlarda bulunur. Ancak bu çıkarımların bazıları doğru, bazıları yanlıştır diye bir kaideden de bahsedemeyiz.
Bu nedenle başkalarının görüşlerini önemsemek ve değerlendirmek, hayatlarımızı daha da zenginleştirir. Sadece kendi düşüncelerimizin ve hayata bakış açımızın doğru olduğuna inanarak yaşarsak kısır bir döngüye gireriz. Tıpkı altı bilge ve fil hikayesinde olduğu gibi, kendi görüş ve düşüncelerimiz her zaman düşündüğümüz kadar doğru olmayabilir.
Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.
- Vidal, J. (2013). La búsqueda de la realidad o de la verdad: una aproximación a partir de la teoría sociológica. Cinta de moebio, (47), 95-114.
- Rendón Rojas, M. Á. (2005). Relación entre los conceptos: información, conocimiento y valor. Semejanzas y diferencias. Ciência da Informação, 34, 52-61.
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.