Zorbalığa Maruz Kalmak: Tahmin Etmeliydiler
Netflix son dönemlerde büyük sansasyon yaratan yeni bir dizi yayınladı. “Ölmek İçin 13 Sebep” dizisinden bahsediyoruz. Bu dizinin konusu, zorbalığa maruz kalan Jay Asher’ın kaleme aldığı kitaba dayanıyor. Genellikle edebiyat, görsel ve işitsel yayınlar kadar merak uyandırmasa da, bu dizi pek çok insanın orijinal hikayeyle ilgilenmesini sağladı. Hikaye Amerika’da geçiyor ve bir lisede yaşananları gözler önüne seriyor. Olay, bir gencin bir ayakkabı kutusu içinde 7 kaset bulması ile başlıyor. Hikayede anlatılanlar, başlığımızla oldukça uyumlu: tahmin etmeliydiler.
“Diğerlerinin değil, yalnızca kendi hayatında ne olup bittiğini biliyorsun.”
– Hannah Baker – Ölmek İçin 13 Sebep
Her bir kasetin içinde, toplamda 13 sebep olacak şekilde, bir lise öğrencisinin neden intihar ettiğini açıklayan sebepler bulunuyor. Hikaye, birinin gerçekte iyi değilken nasıl tamamen iyi gibi görünebileceği, tüm acıları nasıl içinde tutabileceği ve durumunu ona yardımcı olabilecek insanlardan nasıl saklayabileceğine dair gerçekleri gözler önüne seriyor.
Kendinin Farkında Olmak
Artık her yerde trajik hikayelere rastlayabiliyoruz. Acılarıyla yüzleşemediği için genç bir birey intihar edebiliyor. Birinin gencecik yaşında, tam da istediği her şeyi yapabilecek ve istediği kadar şeyi deneyimleyebilecek olduğu yaşta, hayatına son vermesi beklenmedik bir olay.
Yalnızca insanların acı çekmesine sebep olan kişiler değil, acı çekenler de durumlarını saklarlar. İnsanların endişelenmesini, zayıf görünmeyi istemezler ve sessizlikte acı çekmeyi tercih ederler. Durumu daha da kötüleştirmemek için insanların bu durumun farkına varmasını istemezler. İşte zorbalığa maruz kalmanın olayı budur. Bir sebepten ötürü, olan biteni anlatmaktan korkarsınız.
“Zorbalar her zaman korkakların oldukları yerlerde varlıklarını sürdürürler.”
– Mahatma Ghandi
Diğer pek çok durumda, çocuklar ebeveynleri ile konuşmaya cesaret ettiklerinde başlarına gelen şeyi “normalleştirmeye” çalışan yanıtlar alırlar. Ebeveynler “Zorbalığa maruz kalmaktan daha kötü şeyler de var”, “Eminim sen de böyle bir şey yapmışsındır”, ya da hatta “Kendini nasıl savunacağını bilmiyor musun?” gibi cümleler sarf edebilirler. Bazı ebeveynler çözümü yalnızca çocuklarını başka bir okula vermekte bulabilirler. Zorbaları geride bırakırlarsa sorunların sona ereceğini düşünürler. Göremedikleri şey, kolay bir çözüme başvurarak çocuklarının deneyimlerini basitçe görmezden geldikleridir. Bu, tahmin etmeleri gereken şeyin başlangıcı olabilir.
Bazen elde kalan, zorbalığa maruz kalmanın, suistimal edilmenin ya da öfke altında ezilmenin doğrudan etkisi değil, bunların arkasında bıraktıkları yaralardır. Kurbanlar dünyayı kontrol edemediklerini, etraflarında bir şey yapamayacakları tehditkar durumların meydana geldiğini hissederler. Kendilerini akranlarıyla karşılaştırırken, aynı zamanda kendilerini eleştirirler. Kendilerinin koca bir şakadan ibaret olduğunu ve kimsenin onları ciddiye almadığını düşünürler. Yalnız hissetmemeleri için bir ebeveynin bir gencin hayatındaki yeri çok önemlidir.
Zorbalar bilemeyeceklerini iddia ederek davranışlarını meşrulaştırırlar fakat tahmin etmeliydiler
Başkalarına zarar veren çocukların ebeveynleri de ne olup bittiğinin farkında olmazlar. Bu ebeveynler, çok sevdikleri çocuklarının birinin canını yakabileceğine inanmazlar. Hala bir zamanlar oldukları gibi masum olduklarını düşünürler. Fakat çok önemli bir şeyi gözden kaçırırlar: bazı çocuklar bazı ebeveynlerden daha kötü olabilirler.
Belki bunu hissederler, davranışlarını fark ederler ya da sınıf arkadaşlarından birinin onlar hakkında konuştuklarını duyarlar. Bazı ebeveynler çocuklarının bir şeyler yaptıklarını dahi bilir fakat bununla ilgili bir şey yapmazlar. Çocuklarının rol model olmayabileceğini fakat bunun onların kötü olduğu anlamına gelmediğini düşünürler. Yalnızca eğlendiklerini, diğer çocukların onları eleştirmeyi sevdiğini ve çocukken onların da böyle şeyler yaptıklarını söyleyerek çocuklarının davranışlarını meşrulaştırırlar.
Bu tarz düşüncelere sahip olan insanlar, eski kurbanlarına bu istismar ve küçük düşürülme durumuyla nasıl başa çıktıklarını dahi sormazlar. Diğerlerinin canını yakmayan insanlar, kurbanların canının yandığının farkına varmadan onlara gülerler. Çocukken yapılanların çocuklukta kaldığını sanırlar. İstismarda bulunan kişilerin fark etmediği, kurbanlarını hayatları boyunca yaralı bıraktıklarıdır. Hala o anılarını hatırladıklarında bazılarının tüyleri diken diken olabilir. Bu etki yetişkinliğe dek sürebilir. Kurbanlar hala zorbalığa neden maruz kaldıkları ile ilgili bir özür beklerler.
Eğer zorbalık edenlerin ebeveynleri de zamanında birilerine zorbalık ettiyse, davranışın kontrol edilebilme ihtimali artar. Büyürken dersimizi almış, hatalarımızı fark etmiş oluruz ve çocuklarımızın da aynı şeyleri yapmalarını istemeyiz. Bir ebeveyn çocuğunun diğerlerine zorbalık ettiğini fark ettiğinde, çocuklarında kendi yansımalarını görürler ve ebeveyn olarak başarılı olamadıklarını hissederler. Fakat, onları harekete geçiren ve gerekliyse ciddi aksiyonlar almaya iten budur.
İstismar edenler, zorbalığa maruz kalmanın birinin hayatını, kendi canını elinden alabilecek kadar etkileyeceğinin farkına varmazlar. Üzücü bir şekilde, bu düşündüğümüzden de daha yaygın bir durum ve bu durum meydana geldiğinde zorbalık eden kişiler yalnızca “Neler olabileceğini bilmiyordum” derler ve bu sorumluluğu üstlerinden atmalarını sağlamış gibi davranırlar. İşin aslı, bu hala onların sorumluluğundadır ve bilmediklerini söylemeleri bir şeyi değiştirmez çünkü günün sonunda tahmin etmeliydiler.
“Peking Opera Okulundayken epeyce zorbalığa maruz kaldım. Bana zorbalık etmelerine izin verdim çünkü korktum ve kendimi nasıl savunacağımı bilmiyordum. Yeni bir öğrencinin zorbalığa maruz kalmasına engel olana dek zorbalığa uğradım. O yeni öğrenci için sesimi çıkararak, kendim içim sesimi duyurmayı öğrendim.”
– Jackie Chan
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.