Yıkıcı İlişkiler: Neden Devam Ediyoruz?
tarafından incelendi ve onaylandı. psikolog Gema Sánchez Cuevas
Bunu değiştirmek için ne kadar çabalasanız da aynı türden ilişkilere girmeye devam ediyorsunuz. Acı ve takıntılardan oluşan ilişkiler: yıkıcı ilişkiler. Sizin için kötü olan insanları neden çektiğinizi merak ettiniz mi hiç? Şanssızlık yüzünden mi? Yaşadığınız bu şeyin bir ismi var. Bu durum, retravmatizasyon kısır döngüsü şeklinde bilinir.
Aynı ilişki şablonunu sürekli tekrarladığımızda, bir şeyler ters gidiyor demektir. İnsanlar sebepsiz yere bize gelmez, biz de onları seçer ve bir nedenle kendimize çekeriz. Onları durdurmak yerine, hayatımıza davet ederiz. Bu kişilerde bizi çeken bir şey vardır, gerçi aynı hikâye sürekli kendini tekrar edip durur…
“Layık olduğumuzu sandığımız sevgiyi kabul ederiz.”
– Stephen Chbosky
İlk âşık olma döneminde neyi göremiyoruz? Yeni biriyle tanıştığımızda ne gibi hatalar yapıyoruz? Bu soruların cevaplarını bulmak için yalnızca biriyle tanıştığımızda nasıl davrandığımıza değil çocukluğumuza da bakmalıyız. Çünkü bir nedenden dolayı, geçmişimizi tekrarlıyor ve aynı acıyı yeniden yaşıyoruz.
Laura’nın hikayesi ve yaşadığı yıkıcı ilişkiler
Laura, 18 yaşında ilk ilişkisini yaşamış genç bir kadındır. Kendine güveni düşük olduğu için sosyal medyada ilgi çekmeye çalışıyordu. Öyle ki ona ilgi gösteren ilk delikanlıya aşık oldu. İlk başta fiziksel olarak onu çekici bulmamasına rağmen, zamanla hislerinin değişebileceğini düşündü.
O delikanlı Laura’yı aldattı. Laura, genç adamın cep telefonundaki mesajları gördü. Başka kızlarla buluşmalar ayarlamış ve ”geçen gün ne çok eğlendik” gibi şeyler yazmıştı mesajlarında. Ama Laura sessiz kaldı ta ki sabrı taşana dek.
İlişki sona erdi ama daha ayrılmadan önce Laura çoktan yeni birini bulmuştu. Evli bir adamdı bu. Kendisini aldatan erkek arkadaşını bu adamla aldatmıştı.
Laura’nın bütün ilişkileri birer felaketti ama her seferinde aynı şeyi yaptığını göremiyordu. Kendine yalnız kalmak için hiç zaman ayırmıyordu. Dolayısıyla, sevmediği kişilerle ilişkiye başlıyordu. Kendini aldatıyordu. Hissettiği şey aşk değil, onay ve arkadaşlık ihtiyacıydı.
“Yıkıcı ilişkiler yan yatırılmış bir sekiz olma eğilimindedir.”
– Bibiana Faulkner
Laura’nın bütün ilişkileri yıkıcı ilişkilerdi. Birlikte olduğu erkekler ya evliydi ya da sadakatsizdi. Laura bu ilişkilerde terk ediliyor, aldatılıyor, kendisinin yerine başkaları konuyor ve ona yalan söyleniyordu. Bütün bunların kaynağı ne olabilirdi?
Laura’nın yaşamında üzücü bir hikâye vardı: Babası, annesini aldatmıştı. Üstelik annesi buna izin vermişti. Bir noktada Laura’nın annesi de aynı şeyi yaptı yani kocasını aldattı. Anne babası boşanmak üzereydi ama boşanmadılar, birlikte yaşamaya devam ettiler.
Nihayet 20 yıl sonra ilişkilerine kesin olarak son verdiler. Annesi kendini hep yanlız ve aldatılmış, sanki “öteki kadın” gibi hissediyordu. Babası ise karısını hep aldatmış ve iki hayat yaşamıştı, hatta başka bir kadından çocuğu vardı.
Retravmatizasyon kısır döngüsünden kurtulun
Laura, aile ortamının onu ne kadar etkilediğinin farkında değildi. Yıkıcı ilişkileri, ebeveynlerinin ilişkisine benziyordu. Tıpkı annesi gibi kendini yalnız ve aldatılmış hissediyordu.
Tekrar tekrar aynı acıyı çekmek, gözlerinizi açıp bir şeyler yapmanız için bir uyarı işaretidir. Olanlardan ötürü başkalarını suçlamak doğru olmaz. Sonuçta, kendi hayatımızdan biz sorumluyuz ve nasıl yaşamak istediğimize sadece biz karar verebiliriz.
Bu basit bir durum değil. Örneğin Laura, kendini incitecek insanlarla tanışmaktansa tamamen yalnız kalmak gibi aşırı bir fikre kapılabilirdi. Çok sağlıklı bir potansiyel ilişkiyi bile reddedebilirdi. Bu aşırı sınırlayıcı ve muhtemelen mutsuz edici bir şey olurdu.
İşte bu yüzden aşırı uçlara gitmemek önemlidir. Dengeyi bulun. İşe yaramayan şeyleri, bizi yıkıcı ilişkiler ağına sokan hataları görün. Bunlar önemli. Yıkıcı ilişkiler sizi yiyip bitirir. Bu tür ilişkiler sizi tüketir, bütün enerjinizi çalar.
Ne var ki tek bir kararın her şeyi tamamen değiştirebileceğini bilmiyorsunuz. Yıkıcı ilişkilerden kurtulabilirsiniz. İlk adım, içinizdeki travmaya bakmaktır.
Ancak unutmayın, başkalarını suçlamamanız gerek. Biz kurban değiliz ve kurban yaratmıyoruz. Tek bir karar ile yönümüzü değiştirebiliriz. Değişimin içerdiği korkuyla yüzleşmeye hazır mısınız?
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.