Wanderlust Sendromu: Seyahat Takıntısı

Wanderlust sendromu, seyahat etmeyi takıntı hâline getirmeyi ifade eden bir terimdir. Bazı insanların hissettiği “ihtiyaç” tan kaynaklanan bir arzudur. Ancak bu yaygın bir şey değil: Bu kişilerin istediği şey dünyadaki yeni köşeleri keşfetmek ve başka kültürleri deneyimlemek.

“Yolculuk tutkusu” anlamındaki Wanderlust, Almanca wandern “gezmek” ve Lust “güçlü istek” kelimelerinden oluşur. Yani seyahat arzusunu ifade eder ve “seyahat tutkusu” şeklinde çevirebiliriz. Bir yerden bir başka yere gitmek için takıntılı bir istek duyulan psikolojik bir sorun olan dromomanya’ya benzer bir durumdur.

Wanderlust sendromu: seyahat takıntısı

Yakın zamana kadar, uzak maceralara atılıp gençlik dolu seyahat ruhunuzu serbest bırakmak hayal bile edilemezdi. Hepimiz tatil yapmak isteriz. Fakat Wanderlust sendromu, tatile çıkmaktan çok daha fazlasıdır. Ama bizim sözünü ettiğimiz şey, seyahat etmek, yeni yerler keşfetmek ve yeni kültürler yaşamak için bir tutku duymanızı sağlayan bir iç ihtiyaçtır.

Bu tecrübeli gezginler, zamanlarının çoğunu seyahat rehberlerini okuyarak ve internette uçuş, otel, pansiyon vb. aramakla geçirir. Egzotik yerler hakkındaki belgeselleri izlemeye bayılırlar ve seyahatleri için çok fazla para harcarlar. Bu kişiler için seyahat söz konusu olduğunda, varmak istedikleri yer değil kendileri baş roldedir. Hakikaten gidecekleri yer, seyahat zevki ve heyecanını yaşamaları için sadece bir bahanedir. İşte bu noktada wanderlust yani seyahat tutkusu girer devreye ve bu tutku, yaşam tarzları olur.

Seyahat, sizi bir kişi olarak zenginleştirir. Zihninizi açabilir ve meseleleri başka bakış açılarından görmenize yardımcı olabilir. Başka kültürlerle karşılaşmak, kendinizi geleneklerle kuşatmak ve farklı yerlerde yaşamak size dünyaya daha geniş bir bakış açısı kazandırır. Ayrıca bilinmeyene karşı merakınızı besler (ve aynı zamanda tatmin eder).

“Ben bir yere gitmek için değil, gitmek için seyahat ediyorum. Sırf seyahat için seyahat ediyorum. Asıl mesele hareket etmektir.”

– Robert Louis Stevenson

Yolculuk tutkusu sendromu ve genetik

Seyahat etme ihtiyacı duymayan insanlar var. İçlerindeki yeni yerleri keşfetmek için bir huzursuzluk yok. Onlar için tatil dinlenmek ve rahatlamak ya da bir otele gidip yemek veya temizlik yapmak zorunda olmadan zaman geçirmek demek. Buradaki durum, elbette wanderlust sendromunun tersi. Bu sendromu yaşıyorsanız, bir yerde uzun süre kalmayı istemezsiniz İşte bu nedenle seyahat seyahat hayatınızın merkezi ne yerleşir.

Bazı uzmanlara göre, bu maceracı ruh ya da wanderlust sendromu, sadece bir eğilimden ibaret değil. Esasen bu genlerimizde olan bir özellik. Hatta bu genlerden biri saptandı: DRD4-7r, “seyahat geni” adı verilen ve dopamin (zevk hormonu) için bir reseptör görevi gören gen.

National Geographic için bir araştırmacı olarak çalışan David Dobbs’a göre bu gen insanları “risk almaya daha eğilimli hale getirir; yeni yerler, fikirler, yiyecekler, ilişkiler, uyuşturucular veya cinsellikle ilgili fırsatları keşfetmeye daha meyilli kılar. Bu kişiler genellikle hareket, değişim ve macerayı kucaklar. ” Sürekli seyahat ihtiyacının yanı sıra, bu geni taşıyan insanlar ayrıca cesur ve yaratıcıdır. Diğer kültürler ve yaşam şekilleri hakkında bilgi edinmeye çalışırlar. Hemen her şeyi kendi kişisel gelişimleri için kullanabilirler.

Sizde de Wanderlust sendromu var mı?

Yolculuk tutkusu sendromu olan insanlar, onları diğerlerinden ayıran bazı niteliklere sahiptir:

• Seyahat için beklenmedik bir şansa sahip olmaları durumunda, pasaportları her zaman el altındadır ve geçerlilik süresi uzundur. Rahatlık bölgelerinden ayrılmaktan korkmazlar çünkü değişmeyi severler.
• Yeni yerler ve kültürler hakkındaki merakları hayal güçlerinin ötesine geçer. Bu tür insanlar için seyahat gerçekten bir ihtiyaçtır. Kazandıkları her kuruş yeni maceralara doğru gidecektir.
• Bir seyahatten döndüklerinde, sıradakini planlamaya başladılar. Seyahat uzmanlarının web sayfalarında gezinir, belgesel izler ve seyahat rehberlerini okular.

Dünyayı dolaşmak ve görmek için duyulan bu tutku sadece seyahat genine sahip olmakla ilgili değildir. Aynı zamanda çocukluğunuzla da ilgilidir, yani oyun ve hayal gücü yoluyla yeni şeyler öğrendiğiniz zamanla. Evinizin sınırlarının ötesinde neler olduğuna dair merak oluşturduğunuz aşamadır bu. Ama okul bittikten ve çocukluk dönemi sona erdikten sonra bile, aynı tutkuyu (ve hatta daha fazlasını) hisseden bazı yetişkinler var.

“Seyahat, hayal gücünü ger.eklikle düzenlemek ve nasıl olabileceğini düşünmek yerine her şeyi olduğu gibi görmek için kullanılır.”

– Samuel Jonhson