Uzun Süreli İlişkilerde Karşılaşılan Problemler
Yazan ve doğrulayan psikolog Sergio De Dios González
İlişkiler devamlı olarak hasara uğrar ve yeniden tamir edilmeye çalışılır. İki insanın birbirine aşık olması ilişkilerinde hiçbir sorun, anlaşmazlık veya kriz yaşanmadığı anlamına gelmez. Belirli dönemlerde uzun süreli ilişkilerde karşılaşılan problemler vardır.
Her ilişki farklıdır. İlişkilerde yaşanan farklı anlaşmazlıklar olduğu gibi ve her ilişkinin güçlü ve zayıf yönleri vardır. Uzun süreli ilişkilerde bir veya daha fazla problem yaşanabilir. Bu problemlerden bazıları çok yaygın görülmekle birlikte ilişkiye zarar verebilmektedir.
“Sevgili olmak, koca olmaktan daha kolaydır. Neden derseniz sabahtan akşama kadar espri yapmak arada sırada nükteli söz söylemekten daha zordur da ondan.”
– Honore de Balzac
Uzun süreli ilişkilerde karşılaşılan problemler 4 farklı zamanda meydana gelir: aşk bittiğinde, partnerlerden biri ilişkiyi resmi bir birlikteliğe dönüştürmek istediğinde, çocuk sahibi olduğunda, ve son olarak çocuklar yuvadan uçtuğunda. Şimdi bu aşamalarda yaşanılan problemleri detaylı bir şekilde inceleyelim.
1. Problem – aşkın bitmesi
Uzun süreli ilişkilerde en çok karşılaşılan problemlerden biri aşkın bitmesidir. Genellikle ilişki başladıktan bir yıl sonra yaşanır. Yapılan araştırmalar aşkın yaklaşık 3 ay sürdüğünü göstermektedir. Fakat, etkileri 3 aydan daha uzun sürmektedir. Yine de, bu araştırmaların ortalamalar hakkında bilgi veren statiksel verilerden ibaret olduğunu ve her ilişkiyi için geçerli olmadığını unutmayalım.
Aşkın bitmesi, romantik ideallerden uzaklaşmak anlamına gelir. Başka bir deyişle, partnerimizi mükemmel ya da olağanüstü bir varlık olarak görmeyi bırakırız. Tam bu aşamada partnerimizin kusurlarını görmeye başlarız. Bu da beklentilerimizin yeniden gözden geçirilmesine, yani ilişkide bir problem yaşanmasına neden olur. Çoğu çift ilişkilerinin ilk 1 – 1.5 yılında mükemmel görünür. Bu süre zarfından sonra hayallerin ve umutların yerini gerçekler alır.
2. İlişkiyi resmiyete dönüştürmek – uzun süreli ilişkilerde en çok karşılaşılan problemlerden biri
Genellikle uzun süreli ilişkilerde üç yılın sonunda yeni bir problem ile karşılaşılır. Bu aşamada “ilişkiyi bir sonraki seviyeye taşıma” fikri ortaya çıkar. Birlikte yaşayıp yaşamamaya karar verilir. Bu durum partnerlerin kararsız kalmasına ve ilişkide sorunlar yaşanmasına neden olabilir.
Bu aşamada ilişki için birçok farklı karar alınabilir. En iyi durumda, partnerler birlikte yaşamaya karar verir. Partnerler birlikte bir gelecek düşünür ve böylelikle yaşanan ilişki daha ciddi bir hal alır. Bazı çiftler ise bir sonraki aşamaya geçmek istemez. Böyle bir durumda ilişkiye ara verilmesi ve partnerlerin birbirinden uzaklaşması oldukça normaldir, ve bu da ilişkinin bitmesine neden olabilir.
3. Çocuk sahibi olmak – uzun süreli ilişkilerde karşılaşılan problemler
Uzun süreli ilişkilerin yeniden yapılandırılmasını gerektiren diğer bir faktör ise çocuk sahibi olmaktır. Bu aşamada ilişkideki bazı çatlaklar daha belirgin hale gelir. Ayrıca, eski çözümlenmemiş sorunların (bunlar çocukluk çağından kalan sorunlar bile olabilir) yeniden ortaya çıkması oldukça sık görülen bir durumdur. Bu da ilişki sarsılmasına neden olabilir.
Bu aşamada çiftler kendilerini anne-baba olmaya fazla kaptırdığı için, ilişkileri ikinci planda kalır. Çocuk öncelik haline gelir. Bazen çocuğun yetiştirilme tarzı hakkında anlaşmazlıklar yaşanır. Bazı ilişkilerde ise, partnerlerden biri çocuk yetiştirmenin çok büyük sorumluluk gerektirdiğini düşünmeye başlar. Partnerler tüm bu anlaşmazlıkların üstesinden gelebilmek için ilişkiye ara vermek isteyebilir. Eğer partnerler bu zorluklarla başa çıkabilirse, ilişkileri daha güçlü bir hale gelecektir.
4. Çocukların yuvadan uçması ve oluşan yeni problemler
İlişkilerinin bundan önce yaşanan tüm zorluklarla baş etmiş olmasına rağmen, çocukları büyüyüp evden ayrılan çiftler yeni problemlerle karşılaşabilir. Çift, uzun yıllar sonra tekrar baş başa kalmıştır. Fakat yıllar her iki tarafı da büyük ölçüde değiştirdiği için partnerler birbirini yeniden tanımak zorunda kalır.
Eskiden, insanlar çok daha erken yaşlarda evlenirdi, ve bu aşamaya 50’li yaşlarda gelirlerdi. Bu durumdaki çiftler, her şeye yeniden başlamak için yeterince genç hissederler ve ikinci baharlarını yaşamaya başlarlar. Bu nedenle, bu aşamada ayrılıklar çok yaygın değildir, fakat yoğun fikir ayrılıklarının olduğu bir dönem olabilir. Bu dönemi başarıyla atlatmak, ilişkinin keşfedilmemiş yönlerinin kazanılmasını sağlayabilir.
Tarafların birbirine karşı çok derin bir sevgisinin olması, ilişkide zor anların yaşanmasını engelleyemez. Fakat uzun süreli ilişkilerde karşılaşılan problemler partnerler arasındaki bağı güçlendirmek ve sağlamlaştırmak, ayrıca ilişkiyi derinleştirmek için mükemmel birer fırsat olabilir.
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.