Tesadüfler ve Fırsatlar
Yazan ve doğrulayan psikolog Valeria Sabater
Bazı tesadüfler ve fırsatlar, çoğu insan için safi şansın ötesindedir. Kaderin bizler için çizdiği bir yol vardır. Hayatımızda eşzamanlı olup biten şeylere akıl erdiremediğimiz anlar olabilir ve mantıklı bir açıklaması olmaması nedeniyle ağzımızı açık bırakan olaylarla karşılaşabiliriz. Her birimiz bir şekilde böyle bir şey yaşamışızdır, değil mi? Bilimsel anlamda böylesi olayların önemi sorgulansa da, bu tesadüfler ve fırsatlar ile ilgili kimsenin karşı çıkamayacağı bir taraf da mevcut diyebiliriz.
Yaşadığımız tesadüfler kendimiz ve etrafımız hakkında oturup düşünmemizi sağlayan değerli fırsatlar doğurabilir. Örneğin; hummalı bir günde, az önce satın aldığınız kitabı satın almak üzere kitapçıya girmekte olan çocukluk arkadaşınıza rastlayıverirsiniz. Bu tesadüf, dünyayı bir anlığına durdurur ve bir süreliğine tüm baskı, rutin ve görevlerden sıyrılırsınız.
Böylesi sürpriz karşılaşmalar bizi kendimizi sınırlandırdığımız gerçekliğimizden koparır ve yaşadığımız tesadüfü takdir etmemiz için bize bir alan yaratır. İşte bu anda kendimizi beklenmedikliğin kollarına bırakırız. Kendimize sihirli bir atmosfer yaratmak için bir an.
Tabii bu sürpriz yalnızca küçük bir nüans olmakla kalmaz: Her tesadüf bir fırsatın kapısını aralar. Bunun, herkesin bir anlam elde etmek, sınırların ötesine geçmek için açıklık, sezgiler ve yaratıcılıkla yorumlaması gereken bir oyun olduğunu söylememiz mümkün. Kaderin bir oyunu.
“İnsanlar tesadüflere inanmıyorlar. Bu tesadüflerden kaçınmak için onları görmezden geliyor ve olaylara anlamsız bir gizemle yaklaşabiliyorlar.”
– Isaac Asimov
Bilim Tesadüfler ve Fırsatlar İle İlgili Neler Söylüyor?
MIT Beyin ve Bilişsel Bilim Departmanından Josh Tenenbaum tesadüflerin garip paradokslar olduğunu dile getiriyor. Öte yandan ilk bakışta, bu tesadüflerin mantıksız görülebileceğini de ekliyor. Fakat tesadüflerin bilimsel açıdan da kabul edilebilecek bir yanı varsa o da; çoğu keşfin rastgele olayların sonucunda gerçekleşmiş olması.
Her ne kadar çelişkili görünse de, bilim böylesi olaylara hep ilgi göstermiştir. Örneğin; matematikçi Persi Diaconis ve Frederick Mosteller 1989 yılında matematiksel tesadüflere dair bir metot oluşturmak üzere bir çalışma yürüttüler. Burada göstermeye çalıştıkları şey; her ne kadar gerçekten önem arz eden tesadüfler seyrek bir şekilde gerçekleşse de, yine de gerçekleştiğiydi. Diğer vurguladıkları şey ise tesadüflerin onu gözlemleyenin algısı ile ilişkili olduğuydu.
Yani, yalnızca yaşanılan tesadüfün ne kadar üstün bir durum olduğunu kabul edip bunu bir fırsata dönüştürebilen kişiler hayatın onlara sunduklarından avantaj sağlayabilirlerdi. Carl Jung bunu eşzamanlılık olarak tanımlar. İsviçreli psikiyatriste göre, bazı olaylar birbirleri ile ilişkilidir ve bunlar sadece basit bir sebep sonuç ilişkisine dayanmazlar. Yaşadığımız duygular ve ihtiyaçlarımıza göre şekillenen dışsal olaylar da gerçekleşebilir.
Tesadüfler Karşılık Vermek İçin Karşımıza Çıkan Fırsatlardır
Psikolog ve Eşzamanlılık: Bilim, Mit ve Kozmik Şakacı kitabının yazarlarından biri olan Mark Holland bu konuya ilginç bir yorum getirmiştir. Eşzamanlılık olayının yaşanmasının nedeni bize bir şeyler hissettirmektir. Yaşadığımız tüm olaylar bir etki yaratır ve bizi hayatın gizemleri üzerine düşünmeye iter.
İşte, basit bir örnek: Aylar önce kursta karşılaştığınız birinden hoşlandınız. Fakat onunla konuşma şansını elde edemediniz. Aradan aylar geçti ve hâlâ yüzü gözünüzün önünden gitmiyor. Sonra aniden, güzel bir öğle vaktinde alışveriş merkezinde uzaktan bu kişiyi gördünüz.
Bu anlamlı tesadüf (ya da eşzamanlılık; içsel bir arzunun dışsal bir olayla birleşimi) en başta şaşkınlığa neden olur. Sonrasında nasıl tepki vereceğinizi bilmediğiniz için yerinizde duramamaya başlar ve duygularınızı bastırmaya çalışırsınız. Ne yazık ki, böylesi bir durumda hiçbir şey yapmamak, kaybetmek anlamına gelir. Hiçbir şey yapmamak bir mektubu açmamak gibidir. Kaderin sizin için nasıl bir yol çizdiğini asla bilemezsiniz.
Tesadüfler ve Fırsatlar Yaratılır Mı?
Yıllar önce dünyanın dört bir yanından psikiyatristler, fizikçiler, bilim insanları, ekonomistler ve basın mensupları bir araya gelerek Serendiplik Topluluğu’nu kurdular. Amaçları gayet basitti. Yapmak istedikleri şey, tesadüfleri araştırmaktı.
Fakat kaçırdıkları şey, tesadüflerin yaratıldığıydı. Önümüzde olup biten her şey bizim kişiliğimiz, açıklığımız ve merakımız ile ilişkili. Kişinin gözlem yetisi ve anlamlı olayları fark edebilme özelliği ile alakalı. Bundan dolayı, çevresinden kopuk, rutinini değiştirmeyen ve esnek olmayan bir zihne sahip bir kişi, böylesi tesadüfleri takdir edemez.
Bu da yine matematikçi Persi Diaconis ve Frederick Mosteller’ın fikrini doğrular nitelikte. Bu bilim insanları, şansın kişinin kendi algısı dahilinde gerçekleştiği konusunda ısrarcıydılar. Carl Jung ise Latince’de “tek dünya” anlamına gelen unus mundus teorisini savunuyordu. Jung ruhani ve maddesel dünyanın aslında bir olduğunu düşünüyordu. Bundan dolayı da gözlemcinin gözlemlediği ve gerçeklik aynı şey haline geliyordu.
Sonuç
Jung’un teorilerinin ötesinde, bilim insanlarının karşı çıkmadığı bir diğer şey tesadüflerin olmasının nedeninin, bizim onları mümkün hale getirmemiz olduğudur. Eğer bir bilim insanı belirli elementler üzerinde çalışmazsa harika tesadüflerin yaşanması da mümkün olmaz. Benzer şekilde, evde kalır ve dünyaya bir çocuğun merakıyla, öz güven ve açıklıkla bakmazsak şansın yarattığı sihri de takdir edemeyiz.
Şu ufak kuralı aklınızdan çıkarmayın: tesadüflerin yaşanmasının nedeni, bu tesafülerin yarattığı fırsatlardan yararlanabilmenizdir.
Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.
- Diaconis, P., y Mosteller, F. (1989). Métodos de estudio de coincidencias. Revista de la Asociación Americana de Estadística , 84 (408), 853-861. https://doi.org/10.1080/01621459.1989.10478847
- Holland Marc (2001) Synchronicity Through the Eyes of Science, Myth, and the Trickster. Da Capo Press
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.