Tebessüm Etmenin Ve Gülmenin Gücü
Yazan ve doğrulayan psikolog Gema Sánchez Cuevas
Gülümsüyorum ve iyi hissediyorum; birisini güldürüyorum ve bu beni mutlu ediyor. Gülümsediğimde daha az stresli hissediyorum. Eğer zor bir dönemden geçiyorsam, gülümsediğimde, bunun üstesinden gelebileceğimi hissediyorum. Bir gülümseme beni rahatlatıyor ve dikkatimi başka bir yöne çekiyor.
Gülmenin daha uzun yaşamamıza neden olduğu doğru mu? Evet, bu konuda bazı gerçekler var… Peki, nedenini biliyor musunuz? Çünkü beyniniz gülerken, endorfin salgılar.
Endorfinler tüm olumlu ruh hallerinde açığa çıkar ve zevk hissi açısından ve acı verici hislerde beyne yardımcı olmak için büyük bir rol oynar.
Ayrıca, güldüğümüzde, bir stres hormonu olan kortizol daha az salgılanır. Beyin bunu kompanse edebilmek için pozitif duygular ile ilişkili bir madde olan dopamini serbest bırakır. Güldüğümüzde, aynı zamanda Freud’un da bize söylediği gibi, vücudumuzdan negatif enerjiyi de atarız.
Gülmenin ve tebessüm etmenin gücünü kaçırmanızı istemiyoruz, bu yüzden gülmekten sorumlu yüz kaslarını aktive ettiğinizde, beyninizin, gerçekten, içten gülümsemeseniz bile, hemen dopamin ve endorfin salgılamaya başladığını söyleyelim.
Bu son ayrıntı çok önemlidir, çünkü bu, ifademizi bilinçli olarak değiştirmenin zihnimizi de değiştirebileceği anlamına gelir. İnanılmaz değil mi!
Diğer yandan, diğerleri bizi güldürdüğünde ne olur? Beyninize daha çok oksijen gider ve limbik sisteminiz harekete geçer, bu da hafızayı destekler.
Bu yüzden, birine hatırlamasını istediğiniz bir şey söylemeden önce, onu güldürmeyi unutmayın. Beyni bu bilgiyi kodlamak, saklamak ve hatırlamak için daha hazırlıklı olacaktır.
“Gülümsemek pek bir şeye mal olmaz, ama çok şeye değer. Gülümsemeye neden olan kişi mutludur ve gülümsemeyi alan kişi de minnettardır. Gülümseme sadece bir an sürer ama bunun anısı bazen bir ömür boyu kalır.”
– Mariano Aguirre
Gülmenin sosyal etkileri
Beynimizin güldüğümüzde nasıl çalıştığını gördük, şimdi de birini güldürdüğümüzde onlara ne olduğunu göreceğiz.
Bildiğimiz şey, gülümsemenin bizi daha çekici kılmasıdır. Birisiyle tanıştığımızda, gülenler, gülümsemeyen veya kaşlarını çatmış olanlardan daha çok hoşumuza gider.
Gülen bir görünüş güvenlik ve özsaygı, güvenilirlik ve ulaşılabilirlik imajını verir. Gülümsediğimizde, kendimiz hakkında daha iyimser ve daha iyi hissederiz. Bu benlik algısı fark edilirdir.
Gülümsememiz, “ayna nöronları” sayesinde başkalarını da güldürme gücüne sahiptir. Bu nöronlar, etrafımızda gördüklerimizi taklit etmekten sorumludur.
Bu yüzden bazen, birisinin hunharca güldüğünü duyunca ya da bunu gördüğümüzde, nedenini bile bilmeden aynı şeyi yapmaya başlarız. Özünde, pozitif enerjileriyle “enfekte” oluruz.
Mizah ve kahkaha bize yeni bir bakış açısı verebilir, çünkü prefrontal korteksimizi aktive ederler. Bu alan yaratıcılık, azim, esnek düşünce ve organizasyon gibi en gelişmiş insan işlevlerinden sorumludur. Aslında bu, kahkaha ve beyin ile ilgili 2010 yılında yürütülen bir çalışma ile gösterilmiştir.
Etrafınızı sizi güldüren kişilerle çevreleyin
Artık gülmenin tüm faydalarını bildiğinize göre, sizi güldüren insanları aramaya değerdir. Yüzlerinde gülümseme olan iyimser insanlar. Kendinizi enerji ve mutluluk saçan insanlarla kuşatmayı bilirsiniz.
Sorunlarıyla ilgili gülmeyi bilen, durumların komik tarafını görebilen ve her şeyin ötesinde kendilerine gülmeyi bilen insanları arayabilirsiniz. Gülümseyen insanlarla birlikte olmak istersiniz.
Gelin sizinle başkalarını güldürmek, dopamin ve endorfin salgılamak, kortizolü azaltmak ve ayna nöronlarımızı aktive etmek için bir anlaşma yapalım. Bunu yapıyorum çünkü senin gülmeni istiyorum. Çünkü mizah, olumsuzlukların üstesinden gelmemize ve tünelin sonundaki ışığı görmemize yardımcı oluyor.
Bunu yapmak istiyorum, çünkü belki de sunabileceğim hiçbir şeyim olmadığı zaman, en azından iyi bir gülüş verebilirim…
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.