Siz Aramayın, Bırakın Başkaları Sizi Bulsun
Hayat, sizin varlığınızdan haberi bile olmayan birinin peşinden gitmek için çok kısadır. Sizin nerede olduğunuzu bilen, siz ve sizin ile ilgili her şeyi bilen birinin peşinden gitmenize gerek yoktur.
Gerçek şu ki, siz her ne kadar önem ve değer vermeye çalışıyor olsanız da, sizinle gerçekten en ufak bir ilgisi dahi olmayan insanlar var şu hayatta. Bu tür durumlarda, içinde bulunduğunuz durumu kavramak zor olabilir.
Telefon numaranız hala aynı değil mi? Yani isteyen size ulaşabilir. Zaten mesele, zamanın yetersizliği değil, ilginin yetersizliğidir. Eğer bir insanın işi, başka birisine ya da başka bir şeye düşmüş ise, unutmayın ki, o insan ne yapar eder bir yolunu bulur, istediğini istediği zaman alır.
Sevmek yalvarmak değildir
Gerçekten verilmesi istenmeyen sevginin kırıntıları için, ne kısa ne de uzun vadede yalvarmak hiç ama hiç sağlıklık değildir. Bununla birlikte, sizi duygusal olarak başka mecralara götürecek ve sevdiğiniz insanı hayatınızda tutmak adına size farklı farklı nedenler sunacak davranış kalıpları içerisinde bulabilirsiniz kendinizi.
Durup bir düşünürseniz, bu tutumun sadece ve sadece sizin duygusal acılarınızı gereksiz yere uzatacağını göreceksiniz. Kendinizi başkalarının iradesine bırakmak; sizi, tüm yaşamı başkalarının ihtiyaçlarına göre şekillenen bir kukla haline getirecektir.
Bu anlamda, açıkça görülebileceği gibi, gerçekleşmesi kaçınılmaz olan bazı şeyler vardır, bir de gerçekleşmesine bizim izin verdiğimiz durumlar vardır. Başkaları tarafından kontrol edilen birkaç umut tomurcuğu ile yaşama tutunmaya çalışarak, ne özgür ne de mutlu olabiliriz.
Kendinizi gereksiz rüzgarlara bırakmayın
İster bir insan ister sahip olduğunuz bir eşya olsun, sizin olduğunu düşündüğünüz bir şeyden kendinizi ayırmak oldukça güçtür. Bir başka deyişle, size kimlik ve aidiyet duygusu veren bazı yükleriniz vardır bu hayatta. Bu duygu, bu kimliği kaybetme korkusu ya da onunla ilgili sizin önemli gördüğünüz herhangi başka bir şey ile iyice kötüleşebilir.
Ancak, belirli insanlara bağlı olan bu duygusal çıkmazlara rağmen, en sonunda size değer vermedikleri gerçeği ile yüzleşmek için kendinizi paralarsınız. Bunu fark ettiğinizde, belli bir bencillik hissiyatına kavuşmanız muhtemeldir ve bu tür bir durum duygusal sağlığınız için de korkunçtur.
Bu duruma artık daha fazla katlanamayacağımızı anladığımızda, bazı insanları hayal kırıklığına uğrattığımızı düşünmek gayet normal bir durumdur. Bu his, bizi geride bırakanlardan kalan boşluk duygusu ile yüzleşme korkusundan filizlenir.
Farklı bir şekilde ifade edersek, artık kendinizi feda etmeyi bırakırsanız, hayatınızda duygu yüklü anılar biriktirme fırsatını kaçıracakmış gibi hissedersiniz kendinizi. Bununla birlikte, aslında gerçekten yaptığınız şey, kendinize, beklentilerinize ve arzularınıza karşı en kötü şekilde davranmaktır.
Duygusal özgürlüğümüzü elde etme yolunda, taşıdığımız yüklerin bir kısmını geride bırakırız. Bunlar, bu yolda yürüdükçe kurtulmamızın gerektiği zararlı insanlar ve onlara ait olan duygu ve düşüncelerimizdir.
Güçlü yönleriniz için kendinize ait bir çevre yaratmanın, hatalarınızı kabul etmenin, arzularınızı nasıl dile getireceğinizi bulmanın ve kendinizi içinizde bulabileceğiniz çıkmazlardan çıkarmanın tek yolu budur. Bu şekilde olumsuzluğun, olumlu düşüncenin yerine geçmesine engel olursunuz. Bu olumsuzluğu engelleyerek, yaşama dair olan tutkunuzu ve kendi sağlığınızı toplayabilirsiniz.
En ağır yükleri taşıyabilen değil, bu yüklerden ne zaman kurtulacağını bilen en güçlü insandır. Çevrenize bir bakın… insanlar, mekanlar ve günlük işler… Tüm bunları aklınızda tutarak aşağıdaki listeye bir göz atın. Eğer sevdiğiniz insan ya da şey;
Hayatınıza mutluluk getirmiyor ise… Bırakın gitsin.
Sizi aydınlatmıyor ya da geliştirmiyor ise … Bırakın gitsin.
Yanınızda kalıyor ama gelişmiyor ise … Bırakın gitsin.
Kişisel gelişiminize engel olacak şekilde size yalancı bir rahatlık sağlıyor ise… Bırakın gitsin.
Yeteneklerinizi fark etmiyor ise … Bırakın gitsin.
Varlığınıza değer vermiyor ise … Bırakın gitsin.
Çok laf az iş yapıyorsa … Bırakın gitsin.
Hayatlarında sizin için yer yok ise … Bırakın gitsin..
Sizi değiştirmeye çalışıyor ise … Bırakın gitsin.
Kendini bencilce sizin hayatınıza sokuyorsa… Bırakın gitsin.
Düşüncelerinize ve hayat tarzınıza katılmaktan daha çok karşı çıkıyor ise…Bırakın gitsin.
Hayatınıza olumlu bir katkı yapmıyor ise … Bırakın gitsin.
Eğer vaziyet buysa, tüm bunların hepsini geride bırakın… hissedeceğiniz acı, hiç olmayacak bir şeye umut bağlayarak yaşamaktan daha az olacaktır.
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.