Sadece Bugünlük Gözleriniz Kapayıp Güzel Şeyleri Gerçek Olarak Hayal Edin
Yazan ve doğrulayan psikolog Sergio De Dios González
Sadece bugün için, yaşamınızı bir çocuğun umudu ile yaşamaya çalışın. Sadece bugün için, üzerinizdeki baskıyı, korkuyu ve gereksiz yükümlülükleri atın ve zararlı ortamların size fısıldadığı kötü düşüncelerden kurtulun.
Şimdi sırasıyla şunları yapın: derin bir nefes alın, gözlerinizi kapatın ve… inanmaya başlayın. Sadece bir saniyeliğine, umduğunuz her şeyin, tam burada ellerinizin altında olduğunu hayal edin. Düşlediğiniz güzel şeyin gerçekleşeceğine kendinizi inandırın.
Hayal kurmak bedava olsa da, yine de dürüst olmakta fayda var. Bazen aklımız, her ne kadar renkli renkli hayaller ile süslenmiş olsa da, boş hayallerde yoktan yere çok dolanıyor.
Sahip olduğumuz gerçeklik bazen gerçekten çok zor olduğu için, hayallerimizin değerine dair umudumuzu her geçen gün kaybediyoruz. Bu hayaller, tıpkı bir limon ya da sabah mahmurluğundan kurtulmak için içtiğimiz o bir fincan kahve gibi, ağzımızda kekremsi bir tat bırakabilir.
“Bilgeliğin sonu, çok büyük hayaller kurmaya çalışırken, hayalin kendisinden olmaktır.”
– William Faulkner
Faulkner’ın bu sözünün, kaçınılmaz bir gerçek olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Eskiden olduğu kadar hayal kurmayı bırakır ve gidebileceğiniz en üst noktaya kadar çıkmaktan vazgeçersiniz. Bunun nedeni, ulaşamadığımız hedeflerin ve yıkık dökük hayal kırıklıklarının ağır yükü ile yaşamak zorunda olduğumuzdur.
Biz daha farkına bile varamadan, bu hayal kırıkları, uzun bir süre zarfı boyunca istediğimiz her şeyin mümkün olduğuna dair inancımızı tamamen söndürür.
Ancak üzerinde düşünmemiz gereken başka bir durum daha var. Bu da, insan canlısını tanımlayan bir şey varsa, o da hayal kurma yetimizin sınırlarının olmadığıdır.
Tahminen imkansız olan şeyleri merak etmek… Hayallerimizi bir gerçekliğe dönüştürmek için gerekli olan enerji seviyesine çıkana kadar hayal kurmak… Bütün bunlar, bu bitmek bilmeyen yaşam kavgamızı sürdürmek için gerekli olan gücü ve cesareti bizlere aşılar. Ama eğer hayal kurmayı bırakırsanız, geride kalırsınız…
Hayal Kurmak için Gözlerinizi Kapatın… Sonra Bunları Gerçeğe Dönüştürmek için Açın
Şimdilik bir saniyeliğine, hayal kurmaktan usanmış bir insanın hayal edelim. Şimdi bu insanın neler yaşadığını, neden hayal kurmaktan kaçındığını düşünelim.
Birinin hayal kurmaması için bir sebep olması gerekir. Farklı gerçekleri hayal etmelerine izin vermeyen bir yaşanmışlık olması lazım. Bu insanlar artık hayal kurmuyor ya da kurmak istemiyor çünkü artık hayal kurmak adına bir umutları kalmadı. Ve umudunu kaybetmek kadar acı veren hiçbir şey yoktur şu hayatta.
Belki de, bu insanlar, mutluluğun, yaşamlarının bir noktasında birdenbire karşılarına çıkacak bir vaat olduğu konusunda kendilerini ikna ettiler. Pozitif psikoloji hakkında milyonlarca kitap okumuş olabilirler.
Genel bir manada, mutluluk, olumsuz duyguları doğru bir şekilde nasıl başka kanallara aktaracağımızı ve hayal kırıklıklarına nasıl tahammül edeceğimizi bilmekten geçmektedir. Bu anlamda, gösterdiğimiz büyük çabalar, her zaman için aynı seviyedeki sonuçlar ile ödüllendirilmez.
Dahası, bazen bu hayaller hiçbir şeyle sonuçlanmaz. Yaşam, çoğunlukla yanıltıcı ve tutarsızdır ve biz bu çektiğimiz acıları hatırlamaktan başka herhangi bir şey yapamayız.
Ancak, bir hayale, arzuya ya da dileğe kendimizi kaptırmak için, kendi gerçekliğimizden her fırsatta uzaklaşmak hala önemlidir …
Bu yaklaşım, hayatta kalmanın ve umudumuzu sürdürmenin bir yoludur. Çünkü hayal kurduğunuzda yaratıcılığın kıvılcımları ve ikinci şanslar ortaya çıkar.
Henriette Anne Klauser, insanların yaratıcı fikirlerini faaliyete dönüştüren kişisel gelişim üzerine yazmış olduğu kitaplar ile alanındaki en tanınmış yazarlardan biridir.
“Yazarsan Gerçek Olur” (Write it Down, Make it Happen) adlı kitabında okuyucularına önerdiği ilginç bir fikir, gözlerimiz kapalıyken hayal kurmamız gerektiğidir. Akabinde bu hayalleri bir kağıda dökeceğiz.
Bu yaklaşım, gerçekte, kısa ve uzun vadeli hedefleri olan bir senaryo yazmak gibi olur. Bu sayede bir plan oluşturabiliriz. Bir kere hayalimizi kağıda döktükten sonra, geriye eksik olan tek bir adım kalır: gözlerimizi açıp, bu hayaller uğruna savaşmak.
Geride Bıraktığımız Hayaller İçin Savaşma Zamanı
Hadi yukarıda bahsettiğimiz adımları uygulamaya başlayalım, bir dakikalığına gözlerimizi kapatalım. Bir saniyeliğine, daha önce olduğumuz kişiye geri dönelim. Kendine güvenen ve belki de daha az tecrübeli o insana dönüş yapalım.
İşte o vakitler, gelecek, bizlere yıldızlar ile dolu bir gökyüzü gibi gelirdi. Her şeyin mümkün olduğunu kendimize inandırmak için, o yıldızların bir tanesine avuçlarımıza almak yeterliydi.
Daha sonra, belki de hayal kırıklıklarımız oldu. Ve yaşadığımız korkular, karşılaştığımız ön yargılar ve içinde bulunduğumuz güvensiz ortamlar, bizlere çok kötü bir şey söyletti: “Yapma artık, hayal etmeyi bırak. Sadece acı çektiğimiz ile kalıyoruz.”
“Dinlenmek için değil, rüya görmek için uyu. Çünkü rüyaların gerçeğe dönüşmesi gerekir.”
– Walt Disney
Ünlü bir bilim insanı olan Prof. Randy Pausch, yaşam ve ölüm hakkında verdiği dersler ile nam salmış bir akademisyendir. Pausch, cesur biri olup olmadığınıza karar verdiğiniz bir anın daima olduğunu söyler.
Eğer kalbiniz, hala istediğiniz ve inandığınız şey uğruna savaşacak kadar güçlüyse, eğer hayalini kurduğunuz şeyi hak ettiğinizi de düşünüyorsanız ve tüm sorularınızın cevabı evet ise, artık geri adım atmak gibi bir seçeneğiniz kalmamış demektir.
Özetlemek gerekirse, eskide kalan o umut dolu çocuğu geri getirmek bizim asli görevimizdir. Biz bu çocuğu, bu hayal yolunda bir şeylerden korktuğumuz için gerilerde bıraktık. Veya kendimizi küçümsemek gibi affedilemez bir günah işledik.
O yüzden, dün sahip olduğumuz o masum ışığı geri getirip, bugüne kadar kazanmış olduğumuz zeka ve tecrübeyle birleştirelim.
Gözlerimizi kapatalım ve mümkün olmayanların tekrar mümkün olabileceğini hayal edelim. O kadar uzun zamandır istediğimiz şeyi elbet bir gün elde edeceğiz… İstediğimiz şeyi elde etmek uğruna savaşacak kadar cesaretimiz olduğunu hayal edelim.
Görseller: The Zoork
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.