Bir çocuk, her gün ve her yıl bir hediye bekleyebilme gücüne sahiptir. Küçükler, bir şeyi gerçekten istediklerinde asla umudunu yitirmezler. Ne var ki bir çocuk büyüdüğünde hiçbir şey almamaya alışır ve sonunda umudunu yitirir. Bu da ruhunda ve gelişiminde zararlı sonuçlara yol açabilir.
İşte bu yüzden küçüklere umut aşılamak çok önemlidir. Bunu teşvik etmeliyiz çünkü asla kaybedilmemesi gereken bir değerdir umut. Bu ise anne babalara, öğretmenlere ve eğitimcilere düşen bir görevdir.
Fakat çocuğun aşırı saf tavırlar edinmesine yol açmak da doğru değildir. Yani asla boş ümitleri teşvik etmemek gerekir. Çocuğumuzun hayat kalitesini iyileştirmek istiyorsak gerçekçi iyimserliği teşvik etmeliyiz.
Küçüklere umut aşılamak için doğru alan nasıl yaratılır?
Çocuklarımıza umut aşılamak ve umutlarını güçlendirmek için yirminci yüzyılın en önemli çocuk psikologlarından birinin öne sürdüğü teorilere dayanacağız. Sözünü ettiğimiz kişi, Paulo Freire. Freire bir dizi basit ve yararlı ilkeden bahsediyor:
Uyarım: Genç insanları soru sormaya öğrenmeye ve keşfetmeye teşvik etmeliyiz. Deney yapmayı öğretmek ve daima sınırlarını keşfetmesine yardımcı olmak doğru ve faydalıdır.
Örnekleme: Bir ayna ve örnek görevi görmediğimiz takdirde umut gibi küçük değerleri aşılamamız zor olacaktır. Çocuğumuza, öğrenmesini istediğimiz her şeyi jest ve hareketlerimiz, kelimelerimiz, davranışlarımız vs. ile aktarmalıyız.
“Öğretmek, kelimelerin örnekle vücut bulmasını gerektirir.”
– Paulo Freire
Özerklik: Özerklik, küçüklerin yaşamında daima önemli bir yer tutar. Aşırı korumacılık çocukların umudu abartmasına ve sağlıksız bir şekilde umuda bağlanmasına sebep olabilir. Fakat çocuk, deneyler yapmakta, farklı şeyleri görmekte ve hatta rahat bölgesinden ayrıldığında öfkelenmekte özgür olduğunda gelişimi çok daha sağlıklı olacaktır.
Aktif dinleme: Çocuklara her değeri aşılamanın en iyi yolu, aktif dinlemedir. Onu anladığımızı ve saygı duyduğumuzu hissettirmeliyiz. Bu sayede söylemek istediğiniz her şeyi açıkça anlatabildiğiniz bir diyalog kurmanız mümkün olabilir ve çocuğunuz sizi anlayacak, söylediklerinizi içselleştirip eleştirel fikirlerini aktaracaktır.
Cömertlik: Cömertlik, çocuğunuza soyluluk ve empati düşüncelerini aşılayacak harika bir erdemdir. Umudu anlamanın bundan iyi yolu olabilir mi? Karşılığında hiçbir şey beklemeden verin çünkü ödül almanın ideal yolu budur. Size yapılmasını istemediğiniz şeyi, başkasına da yapmayın. Bu tavır sayesinde umut, safdilliğe dönüşmeyecektir.
Yaratıcılık: Son olarak, çocuğunuza umut değerini aşılamanın en güzel yollarından biri alınan bilgi ve aktarılan bilgiden yoruma açık bir şekilde faydalanabilen yaratıcı bir alan oluşturmaktır.
Umudu pratik bir şekilde aşılamak
Çocuğumuzun umut gibi değerleri içselleştirmesi için gerekli anlayışla dolu alanı yarattığımızda artık bütün öğrendiklerini pratiğe dökme vakti gelir. Bunun için şöyle aktivitelere başvurabilirsiniz:
Çocuk doğru davrandığında pozitif teşvik kullanma.
Saygı göstermenin normlarını kurmak için tartışmalar.
Masal ve hikâye okumaya dair sevgi aşılayın.
Çocuğun manipüle edebilmesi ve aynı zamanda da gözlemleyebilmesi deneyleri görsellikle birleştirinç
Eşitler arasında sorumluluk ayrımı yapmadan, doğru dili kullanarak ve daima her bireyin kişisel özelliklerine saygı göstererek örnekler kullanın.
“Hepimiz bir şey biliyoruz. Hepimiz bir şeyleri ihmal ediyoruz. İşte bu yüzden daima öğrenmeye devam ediyoruz.”
p>“Bilgisayarlar dünyayı ele geçirdiğinde kontrolü yitirebiliriz. Hayatta kalmamız onların ellerinde.” Yapay zekanın babası Marvin Minksy’nin sarf ettiği bu sözler hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizi endişelendiriyor mu? Eğer yanıtınız evetse, bu konuda endişeleniyorsanız ve tekinsiz vadi kavramına göre, psikolojik olarak da endişelenmeniz…
p>Barların birkaç farklı fonksiyonu vardır. Bunlardan biri dünyamızı daha iyi bir yer haline getirmektir. Yalnızca bir kahve ya da biranın sorunlarınızı çözdüğü olmadı mı? Bazen insanlar, barlarda devletin sunduğu çözümlerden daha iyi çözümler sunarlar. Gayrı resmi çözümlerimiz gerçek çözümlerden daha…
p>Sándor Ferenczi tarihte psikanalizin “yaramaz çocuğu” olarak bilinir. Bu bilim insanı 7 Temmuz 1873’te Macaristan’da dünyaya geldi. Gerçek ismi Alexander Frankel idi. Babası 1880 yılında Ferenczi soyadını aldı ve Alexander Frankel, Alexander isminin kısa hali olan “Sándor” ismini kullanmaya başladı.
p>Jean-Martin Charcot ünlü bir nörolog ve doktordu. 1825 yılında Paris’te dünyaya geldi ve psikolojide de tıpta da çığır açan çalışmalara imza attı. Meşhur Guillauma Duchenne de Boulogne’in öğrencisiydi. De Boulogne ve Jean-Martin Charcot nörolojinin babaları sayılmaktadırlar. Jean-Martin Charcot aynı zamanda psikanalizin de…
p>Yarın ne olacak? Bir hafta içinde neler yaşayacağız? Peki ya bir yıl? Ya da 20 yıl? Gelecek nelere gebe? Bunlar yanıtlanması imkansız olabilecek zor sorular. Tanımlamak gerekirse, gelecek henüz gerçekleşmemiş olandır. Bu sebepten ötürü gelecek, bir şeylerden emin olamamamıza sebep…
p>Başkalarının varlığı davranışlarımızı nasıl etkiler? Birileri bizi izlerken normal halimizde olduğu gibi mi davrandığımızı düşünüyorsunuz? Bizi yargılayan ya da değer veren birinin bizi yalnızca gözlemleyen biriyle aynı etkiyi gösterdiğini mi düşünüyorsunuz? Başkalarının varlığı performansımızı iyi yönde mi etkiler yoksa kötü…