Prozac, Mucizevi Bir İlaç mı?
Yazan ve doğrulayan psikolog Gema Sánchez Cuevas
Mary, yetişkinlik hayatının çoğunda başkalarıyla sorunlar yaşadı. Ebeveynleri, komşuları, kocası ile kavga etti. 39 yaşındaki bu kadın depresyon, bulimia, uyuşturucu bağımlılığı yaşadı. Bunların yanında iki kez intihara teşebbüs etti. Bir psikiyatrist ona doksepin adında bir antidepresan ilaç yazmıştır. Ancak Mary bu ilacın ona yaşattığı duyguları beğenmedi. Birkaç yıl önce, psikiyatristi ona yeni bir ilaç denemesini önerdi: Prozac. Mary de öyle yaptı.
Mary bir ay sonra psikoterapisini okul ve tam zamanlı bir iş nedeniyle değiştirmişti. O arada eczaneden aldığı sakinleştiricileri ve ilaçları da attı. Kendisini “%100 daha iyi” hissettiğini söyledi. Şimdi, ailesiyle iyi bir ilişkisi var. İş yerinde takdir edildiğini ve günlerini yaşadığı şeylerin olumsuzluklarını düşünerek geçirmediğini söylüyor. ”Artık öfke nöbetleri geçirmiyorum. Evliliğim eskisine göre beş kat daha iyi” (Cowley, 1990a, s.39).
Prozac, derginin ön kapağına konu olan bir ilaçtır
Bir ilacın kullanımı, onu test edenler tarafından olumlu olarak nitelendirilmiş ve hatta Newsweek dergisinin ön kapağına çıkacak kadar ünlenmişse, onu derinlemesine incelememiz gerekir. Medyanın vereceği tepkileri görmezden gelirsek, peki bu ilaç onu savunanların öne sürdüğü gibi olağanüstü etkileri olan bir ilaç mı?
İlacı kullanan kişide oluşturduğu bazı etkilerle, Prozac’ın kendisine verilen övgüyü hak ettiği anlaşılmaktadır. 1987’de piyasaya sürülen bu ilaç, şu anda en sık reçete edilen antidepresan ilaçtır. Çok pahalı olmasına rağmen, depresyonda olan binlerce insanın hayatını değiştirmeyi başarmış görünmektedir. Prozac’ın patentinin 2001 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nde ve 1999’da İspanya’da sona ermiş olmasına rağmen, terapötik önemi hakkında yapılan tartışmalar hala devam etmektedir.
“Depresif hastalıklardan mustarip olduğunu kabul etmeye başlayan ve ilaçla tedaviyi fark edilmeyen bir yöntem olduğu için tercih eden pek çok insan vardı. Bu da çok önemli bir dönüm noktası olmuştur.”
– López Ibor
Trisiklik antidepresanları (amitriptilin, klomipramin) depresyon tedavisinde reçete eden psikiyatristlerin olduğu bir dönem vardı. Bu ilaçların yan etkileri diğer pek çok antidepresan ilacından olduğu gibi kişide bilinmeyen bir huzursuzluk yaratırdı. Bu nedenle, birçok hasta ve hekim çok fazla miktarda ve sık kullanımının sonucunu hesaba katmadan ilacı haddinden fazla kullanırdı.
Neredeyse mevcut ilaçlar kadar etkili olan ancak daha az yan etkiye sahip olan Prozac’ın ortaya çıkmasıyla, birinci basamak sağlık hekimleri (sinir ve ruh sağlığı ile ilgilenen doktorları) bu ilacı reçete etmeye başladı. Her ne kadar, sağlık hekimleri ilk başta bu ilacı reçete etmek istemese de antidepresan kullandırma korkuları bir şekilde azaldı.
Prozac nedir?
Prozac, bir antidepresanın markasıdır: fluoksetin. Prozac, serotonin geri alımını engelleyerek çalışır. Selektif Serotonin Gerialım İnhibitörü veya SSRI durumu söz konusudur. Diğer antidepresan ilaçların aksine, Prozac’ın çok az yan etkisi olduğu görünür ve aşırı doz kullanım olasılığı çok uzaktır. Bu nedenle, diğer antidepresan ilaç türlerine yanıt vermeyen birçok kişinin Prozac’a yanıt verdiğini görürüz.
Diğer taraftan, Prozac’ın karanlık tarafları olduğunu da belirtmek gerekir. Aslında, Prozac kullanan kişilerin bir kısmı yoğun sarsıntı ve titreme yaşar. Diğer kısmında ise intihar düşüncesi oluşur. Son olarak, bazı hastalar ise Prozac’ın onları şiddete meyilli saldırgan hareketlere teşvik ettiğini iddia etmektedir. Hatta çeşitli cinayet davalarında savunma avukatları bunu bir çeşit savunma mekanizması olarak kullandı. İlacın cinayete teşebbüs etme hareketine neden olduğunu iddia etmektedirler (Marcus, 1991).
Nedensiz korkular
Birçok iyi eğitim almış sağlıkçılar bu raporların sonuçlarını kabul etmemektedir. ABD hükümetinden Gıda ve İlaç İdaresi’nin talebi üzerine toplanan bir grup uzman bile Prozac’ın yan etkilerini gösteren herhangi bir kanıt bulamamıştır (FDA, 1991). Bununla birlikte, bazı uzmanlar, ilacı kullananların %15’inin bir tür yan etkiye sahip olduğunu öne sürmektedir. Ne yazık ki, toplumdaki Prozac kullanma isteği sağlık çalışanları için bir sorun teşkil etmektedir.
İlaçla ilgili çok sayıda tanıtımın olması, üzüntü ya da cesaretsizlik dönemleri yaşayan hastaların, diğer alternatiflere yönelmemeyi düşünme olasılığını artırır. Klinik etkinliği kanıtlanmış bu alternatif tedavilerden biri de psikoterapidir.
Prozac bizi daha iyi hissettirse de gerçek şu ki, bu sadece bir eczaneye gidip ilaç almakla ilgili bir durum değildir. Kendi ruh sağlığımızı iyileştirmenin bedelini, kendi bedenimizde ödeyebiliriz. Soğuk algınlığında olduğu gibi, yakın gelecekte depresyon için “sihirli” bir tedavi yöntemi yakın zamanda görünmemektedir.
Sorgulanan etki
Dünya çapında 40 milyon tüketiciye sahip 21. yüzyılın sembolü olarak anılan antidepresan, Prozac’ın etkisi ciddi şekilde sorgulanmaktadır. PLoS Medicine tarafından yayınlanan bir meta-analizin (birden fazla bilimsel çalışma) sonuçlarına göre, sözde “mutluluk hapı” nın etken maddesi olan fluoksetin, şekerle yapılan hapları almakla aynı etkiye sahiptir.
Bu, Prozac’ın bir plasebo (söz konusu olan hafif ve orta derecede depresyondan mustarip insanlarsa) olduğunu söylemekle aynıdır. Aynı şey en çok satan diğer iki antidepresan olan venlafaksin (Efexor) ve paroksetin (Serotax) için de geçerli olur. Çalışma, yalnızca depresyon çok derin olduğunda kendilerinden beklenen etkileri vereceği izlenimini vermektedir.
Peki biz, etkili bir antidepresan ilacıyla mı yoksa sadece bir plasebo etkisi olan bir ilaçla mı karşı karşıyayız? Prozac kullanımının kendilerine yardım ettiğini söyleyen milyonlarca insan olduğunu unutmayalım. 1989 yılında yayımlanan Spiegel dergisine göre “antidepresan ilaçlar yan etkiler oluştursa da, genel başarı marjları çok iyidir.” Her halükarda, ilaç veya uyuşturucu etkisi olan ilaç kullanmak için bir adım atmadan önce, bize farklı alternatifler sunabilecek bir konumda olan bir uzmana danışmak en iyisidir. Daha önce de dediğimiz gibi, depresyon için kullanılacak sihirli bir tedavi yöntemi yoktur.
Prozac: çözülecek bir düğüm
Prozac’ın depresyon üzerinde olumlu etkileri olması veya bir plasebo etkisi yaratması gerçeğine rağmen, bu tartışma daha da ileri gidebilir. Antidepresanlar gerçekten etkili midir? Önceki satırlarda görüldüğü gibi, bu ilaçları kullanan kişilerin daha mutlu olduğu konusunda veriler elde edilmiştir. Peki, bu gerçek mutluluk mudur? Yoksa sadece kısa bir süre bizim mutlu olmamızı sağlayacak bir şey midir?
Depresyon sebebinin ne olduğunu analiz etmek önemlidir. Genel olarak konuşursak, depresyondayken, hayata karşı karamsar ve hüzünlü bir bakış açısına sahip oluruz. Dış koşullar bizi yıkıp geçti ve biz bunlarla başa etmesini bilemedik. Bu duygu durumu yavaş yavaş bizi batırır ve ruh halimizi daha da kötü etkiler. Ayrıca sevdiğimiz birinin ölümü gibi belirli bir olaydan sonra da depresif duygu durumundan etkilenebiliriz.
Depresyon, hayatımızda karşılaştığımız olumsuzluklarla veya travmatik durumlarla başa çıkamamaktan kaynaklanıyorsa, antidepresanlar bize hangi ölçüde yardımcı olabilir? Beyinde bir “düğüm” varsa, ondan kurtulmanın en iyi yolu düğümleri çözmeyi öğrenmektir. Aynı şekilde sorunlarımızı çözmenin en iyi yolu da onları yönetmeyi öğrenmektir. Şimdi sorunlarımızı nasıl çözeceğimizi düşünme zamanı!
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.