Neden Uyumamız Gerekiyor?
Yazan ve doğrulayan psikolog Sergio De Dios González
Herkesin az ya da çok, uykuya ihtiyacı vardır. Her gece en az 8 saat uyuması gereken insanlar olduğu gibi, 4 veya 5 saat ile yetinenler de vardır. Durum ne olursa olsun, gerçek şu ki, uyku olmadan yaşamak mümkün değildir. Çünkü uyumak, insanın en temel ihtiyaçlarından biridir. Uyku yoksunluğunun vücudumuz üzerinde çok olumsuz etkileri olabilir ve bu etkiler, uzun zaman zarfında, ölüme bile sebebiyet verebilir.
Bir kaç günlük süre zarfına yayılmış olan uyku yoksunluğu, vücudu ciddi şekilde etkileyebilir. Günde sadece birkaç saat uyumanın bile geri dönüşleri, oldukça sert olabilir. Bunun gibi durumlar, bizleri duygusal, fiziksel ve zihinsel olarak da etkileyebilir. Bunun da ötesinde, uykusuz geçirdiğimiz hiç bir saati, geri getirmek gibi bir şansımız da yok. 5-10 dakikalık kestirmeler bile, uykusuzluğun etkilerini ortadan kaldırmaya yetmez ve aslında işleri daha da kötüleştirebilir.
Gerçekten uyumamız gerektiği açık, peki ama neden bu kadar gerekli? Uyurken beynimize neler oluyor? Uyumadan yaşamaya çalışırsak ne olabilir? Bilim, farklı laboratuvarlarda doğal uyku koşullarının sayısını arttırarak, tüm bu sorulara cevap vermeye çalışmaktadır. Keşfedilecek daha çok şey olsa da, aşağıdakiler bu alanda elde edilen bulgulardan bazılarıdır.
Uyurken beynimize ne oluyor?
Bu bilimsel çalışmalardan önce, bizler ‘offline’ konumdayken, beynimiz dinlenir diye düşünürdük. Uzmanlar, bu süre zarfında, sinirsel aktivitelerin neredeyse tamamen durduğunu ileri sürerlerdi. Ancak, durumun böyle olmadığı ve beynimizin bazı bölümlerinin, biz gece uyurken bile, hala çok aktif olduğunu artık biliyoruz.
Farklı uyku aşamalarından geçerken, beyin içerisinde aktiviteler de değişir. REM fazı, bu aktivitelerin çoğunun tespit edildiği yerdir. Bu esnada meydana gelen aktiviteler, uyanık bir kişinin beyin aktivitesini incelediğimizde algılayabileceğimiz salınımlara benzer desenler ortaya çıkarıp, beyin dalgalarını gözlemleyerek kaydedilir. Aynı şekilde, yavaş uyku fazında, her 4 saniyede bir, bir sinir grubunun eş zamanlı aktivasyonu tespit edilmiştir. Bu, beynin de bu aşamada da aktif olduğunu gösterir.
Son zamanlarda, uykumuzun en önemli fonksiyonlarından birinin, öğrenmeyi pekiştirmek olduğu keşfedildi. Gün boyunca öğrendiğimiz bilgiler uyurken işleme tabi tutulur. Beyin, tüm gereksiz ve alakasız bilgileri ortadan kaldırır ve gerçekten önemli olan bilgiyi özümseyerek, bir sınıfa yerleştirir.
Uyku yoksunluğunun etkileri
Ya düzenli olarak ya da arada bir, hepimiz uykusuzluktan mustarip olmuşuzdur. Gece boyunca iyi uyuyamadığımız zaman, ertesi günümüz, sanki bir survivor programındaki yarışmacılar gibi, fiziksel ve zihinsel sorunlar ile boğuşmak ile geçer. Uyku yoksunluğunun ana belirtilerini şöyle sıralayabiliriz:
- sinirli olma
- yorgunluk
- konsantrasyon eksikliği
- kötü ruh hali
- baş ağrısı
- hafıza sorunları
Bunlar, uyku yoksunluğunun bazı yan etkileri olarak sıralanabilir. Ama uykusuzluğa ne kadar dayanabiliriz? Uyku eksikliği ne zaman tehlikeli bir hale gelebilir? Bu konudaki rekor, toplam da 264 saat boyunca bir dakika bile uyumayan, Randy Gardner’a ait (11 gün).
Birkaç saat geçtikten sonra, Gardner’ın kafası bulanmaya ve odak sorunları yaşamaya başlar. Denemenin 4 gününden sonra, halüsinasyon görmeye başlayan Gardner, dünyaca ünlü bir futbolcu olduğuna bile inanmaya başlar. Ancak, deney tamamlandıktan sonra, herhangi bir yan etki görülmez. Ölümcül aile uykusuzluğu olan sıçan ve insanlarla yapılan deneylerden elde edilen verilere göre, bir insanın uykusuzluğa dayanabileceği en uzun süre, 3 ila 4 hafta arasında olacaktır.
Ölümcül aile uykusuzluğu
Ölümcül aile uykusuzluğu, potansiyel olarak tehlikeli bir otozomal dominant genetik hastalığıdır. Bu kalıtsal hastalıkta, kromozon 20’deki bir mutasyon nedeniyle, beyin belirli bir prion (tamamen bir protein materyalinden oluşan enfeksiyöz ajanlar) üretir ve bunu biriktirir. Bu anormal birikim, özellikle talamusu etkileyen bir serebral dejenerasyona sebebiyet verir.
Bu hastalığın neden olduğu beyin dejenerasyonu, birçok ciddi semptoma neden olur. Bunlar arasında kalıcı uykusuzluk, hafıza bozukluğu, hareket zorluğu, miyoklonus ve kilo kaybı vardır. Bu durum, günlerden haftalara kadar uzayabilir. Hastalar, bu sürecin sonunda komaya girmeden önce, uzun bir süre uyanık kalırlar.
Talamusun dejenerasyonu, kişinin sürekli olarak uyanmasına ve ‘alarm’ pozisyonunda olmasına sebebiyet verir. Normalde uykusuzluk hastalarına uygulanan herhangi bir tedavi yöntemi, bu durum için bir fayda sağlamaz. Nadir bir hastalık olmasına rağmen, İspanya’daki Navarra ve Bask Bölgesi’nde 13 ailede, bu tür vakalar tespit edilmiştir. Şu an için, bu hastalığın tedavisi yoktur.
İyi uyumanın önemi
Uzmanlar günde en az 7 ila 8 saat uyumayı tavsiye ediyor. Bununla birlikte, bu süre, yaş veya sağlık durumuna göre de değişebilir. Örneğin, küçük çocuklar, bilişsel gelişimi ve öğrenme süreçleri için önemli bir evreden geçtikleri için, daha fazla uykuya ihtiyaç duyarlar. Hamile kadınların da, uyudukları saat süresini arttırmaları gerekir.
Uyku çok önemlidir, ama aynı zamanda ferahlatıcı ve rahatlatıcı da olmalıdır. Rüya (4. evre) ve REM fazlarının, bireyi tatmin edici olması şarttır. 4. evre sırasında, beyindeki metabolizma ve kan akışı, uyanık durumumuza kıyasla % 75 oranında azalır. Bilim adamları, artık bu azalmanın amacının, beyninize zarar verebilecek serbest radikallerin ortadan kaldırılması olduğunu biliyorlar.
Yavaş uyku, enerji tasarrufu, bedensel ve sinirsel onarım ve aynı zamanda korunma gibi işlevler ile ilişkilidir. Öte yandan REM uykusu, hafızanın birleştirilmesini de sağlar.
Gördüğünüz gibi, hayati önem taşıyan birkaç bedensel işlevden bahsettik ve uykunun kendimizi iyi hissetmemizi sağlamasının yanı sıra, bedenlerimizi ve biyolojik saatimizi de yenilediği gayet açıktır.
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.