Ne Gibi Faktörler Yeme Bozukluğuna Katkıda Bulunur?
Yazan ve doğrulayan psikolog Sergio De Dios González
Birçok insanın yeme bozukluğuna sahip olduğu bilinen bir gerçek. Genellikle buna kadınlarda rastlandığını duyuyoruz ama bu durum erkekleri de etkilemekte. Ayrıca, bu durumdan muzdarip olan kişilerin birçok başka sağlık sorunu geliştirdiği de biliniyor.
Yeme bozukluğunun psikolojik ve sosyal seviyelerde de yansımaları vardır. İnsani ilişkiler bozulur ve birçok duygusal rahatsızlığa yer açılmış olur. Yeme bozukluğu, bunu yaşayan kişinin hayatını tehlikeye sokar, bu yüzden bu duruma hangi faktör ya da değişkenlerin sebep olduğunu bilmek, onların üzerinde çalışmak için gereklidir. Bir şeyi önlemenin onu daha sonra iyileştirmeye çalışmaktan daha kolay olduğunu unutmayın!
“Vücuduyla ilgili harika hisseden, kendini seven ve kendiyle ilgili bir şeyi değiştirmek istemeyen birisi olmak istiyorum.”
– Emma Watson
Dış görünüş ve yeme bozukluğu arasındaki ilişki
Dış görünüş ve yeme bozukluğu söz konusu olduğunda, iki konsepti ele almalıyız: tatminsizlik ve bozukluk. Vücudunuzu olduğundan iyi ya da kötü görmek – onu bozuk bir şekilde algılamak – gerçek olmayan bir tablo görmenize sebep olabilir.
Bu da dış görünüşünüzle ilgili tatminsizliğe sebep olur ve yemekle bastırmaya çalışacağınız bir sürü negatif duyguya yol açar. Bu yüzden, -eğer daha kötüsü olmazsa- gerçekçi olmayan güzellik standartlarına erişmek için sürekli diyet yaptığınız bir kısır döngüye girersiniz.
Kilo hakkında endişelenmek çoğunlukla ergen ve genç insanlarda görülür. Her şey gibi bu da gereğinden fazla olursa, kişi kilo vermek için çaresizce zararlı yollara başvurabilir.
Başka bir risk faktörü de vücut kütle endeksidir. Çalışmalar, (tamamen olmasa da) fazla kilolu olan yüksek vücut kütle endeksine sahip ergenlerin, yeme bozukluğuna sahip olduğunu göstermiştir
“Mükemmel değilsin, kalıcı ve kaçınılmaz olarak kusurlusun. Ve böyle çok güzelsin.”
– Amy Bloom
Yeme bozukluklarında toplumun rolü
Tabi ki, dış görünüşle ilgili tatminsizlik ve bozukluğun, hepimizin ait olduğu toplum tarafından desteklendiğini hatta bazen direkt toplum tarafından yaratıldığını unutmamalıyız. Zayıflık, çekicilik olarak gösterilmektedir. Buna ek olarak, gençlik, prestij, yüksek özgüven ve şıklık gibi kavramlarla da ilişkilendirilmektedir. Kısacası, kabul edilmenin temel bir şartı gibi sunulmaktadır.
Aynı zamanda, (biraz bile olsa) fazla kilolu olmak da tembellik, iradesizlik, kirlilik, vb. gibi kavramlarla ilişkilendirilmektedir. Bu da insanların “mucize” diyetlere başlamasına ve kısa sürede çok fazla kilo vermeye çalışmasında sebep olmaktadır. Ama bu diyetler kontrolden çıkabilir ve koyduğu kısıtlamalar çok ileri gidebilir.
Bu durumun genç kadınlar ve ergenler üzerinde daha fazla etkisi vardır. Peki ya neden? Çünkü, zayıf olma gerekliliği kültürel olarak bu gruplara daha fazla vurgulanmaktadır. Buna ek olarak, zayıflıkla ilişkili olan değerleri kazanmak için kilo vermeleri gerektiğini düşünürler.
Ama bir insanın en yakın arkadaşları da bu durumda önemli rol oynar. Fiziksel görünüşün ve diyet yapmanın çok önemli olduğu bir ailede yaşamak da başka bir risk faktörüdür. Ayrıca yeme bozukluğu olan bir arkadaşınız varsa bu da tehlikelidir çünkü bu durum bulaşıcı olabilir.
“Vücudum mükemmel değil. En iyi halimde değilim ama bu benim ve kendimi seviyorum.”
– Joanna Krupa
Kısacası, yeme bozukluğunda rol alan birçok faktör vardır. Bunları hesaba katmak, genç insanların, dış görünüş ve kilonun ötesinde bir özgüven ve kişisel tatmin kazanmasına yardım etmemizi sağlayacaktır… Bu değişm için siz de üzerinize düşeni yapın!
Fotoğraflar Jairo Alzate, Jennifer Burk ve Dominik Martin’e aittir.
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.