Mutsuzken Okumanız İçin Bir Mektup
Yazan ve doğrulayan psikolog Gema Sánchez Cuevas
Eğer bu mektubu okuyorsanız mutsuz zamanlarınıza yenik düşmeye başladınız demektir. Belki de maçı çoktan verdiniz. Kendinizi umutsuz, hayal kırıklığı tarafından alt edilmiş veya kalbinizi binlerce parçaya bölünmüş hissedebilirsiniz. Her ne şekilde olursa olsun, hissettiğiniz şey mutsuzluk.
Bu yazıyı okumadan önce kendinize sessiz ve huzurlu bir köşe bulun. Kendinizle baş başa kalabileceğiniz güvenli bir yer… Sonrasında ise gözlerinizi birkaç saniyeliğine kapatın, derin bir nefes alın ve okumaya hazır olduğunuzda yavaş, sakin ve her kelimeyi tek tek sindirerek okuyun… Hazır mısınız?
Mutsuz olmaya hakkınız var
Hayat her zaman kolay olmayabiliyor. Çabalamaktan ve ruhunuzun derinliklerinde ağlamak istemenize rağmen sahte bir gülümseme takınmaktan yorulabilirsiniz. İnsanlarla başa çıkmak zaman zaman boğucu olabilir.
Belki de mutsuzluğunuzu örtbas etmek sizin için bir kural haline geldi ve devam etmenizin tek yolu bunu görmezden gelmek. Ancak bundan sonra değil. Artık böyle devam edemezsiniz. Hayata karşı ilginizi kaybettiniz ve bunu artık saklayamıyorsunuz.
Bu çok normal. Yıkım yaşamaya hakkınız var. Bana güvenin. Ağlayın, bağırın, mutlu hissetmiyorsanız gülümsemeyin. Çünkü hayat bazen gerçekten zordur.
Her zaman iyi hissetmek veya başkalarına öyle olduğunuzu göstermek zorunda değilsiniz. Unutmayın ki maskeler gerçeği gizlediği ve kendinizi inkar etmenize neden olduğu için daima sizi incitecektir.
Neden mutsuz hissettiğinizin bir önemi yok. Yalnızca bu duygusal acı yüzünden içinize ağlamak yerine, bırakın göz yaşlarınız gerçekten dökülsün. Bunu yapmanın en iyi yol olduğunu ve sizi mutluluğa götüreceğini kabul edin.Mutsuzken eğer ihtiyacınız ağlamaksa, ağlayın; artık dayanacak gücünüz kalmadıysa bağırın. Göz göre göre boğulmaktansa hislerinizi böyle ifade etmek çok daha iyi.
Hissettiklerinizden sorumlu olmasanız da bu hislerle nasıl başa çıkacağınızdan siz sorumlusunuz.
Kendinize sıkıca, sımsıkı sarılın
Şu andan itibaren korkularınızı bir kenara bırakın. Kendinize karşı dürüst olacak kadar cesur davranın ve nerede olduğunuzu görün. Aynaya bakın ve şimdiye dek kendinizden esirgediğiniz sevgiyi verin.
Korkmayın. En kötü ihtimalle aynada kendinize yabancı bakan birini keşfetmiş olursunuz.
Gördüğünüz kişi yabancı bile olsa, yine de kucaklayın. Kendinizle yeniden tanışın, sevilmekten daha sıcak bir duygu yoktur.
Kendinize karşı karşılıksız bir sevgiyle ve önyargısız yaklaşın. Ancak bu şekilde dağılan bütün parçaları bir araya getirebilir ve biraz anlayış bulabilirsiniz.
Bunun için sizden tüm kalbimle kendinize iyi davranmanızı istiyorum. Başınıza ne gelirse gelsin, kendinizi suçlamak ve kendinizi yıpratmak yalnızca yaranın daha çok kanamasına neden olur.
Hatalarınızı ve ne yapacağınızı bilmediğiniz o zor zamanları unutmaya ihtiyacınız var. Kimse her şeyi bilerek doğmuyor. Hatalarınız da hayatın bir parçası, hayat bu.
Ancak inanın bana, her hata bir derstir. En azından ne yapmamanız gerektiğini öğrendiniz. Sizce de bu iyi bir şey değil mi? Her hata sizi biraz daha eğitir.
Ayrıca “neden” demeyi bırakın. “Neden bunlar hep benim başıma geliyor?”, “Neden hep böyle oluyor?”, “Neden bana böyle davrandılar?”…
Fark ettiyseniz tüm bu sorular yargılamalarla, sebeplerle ve açıklamalarla dolu. Onlara izin verirseniz mutsuz günleri size dayatmaya devam ederler.
Eğer kendinize soru sormak istiyorsanız nasıl, ne, ne zaman gibi sorular sorun. Bunlar daha yapıcı olacaktır. Bana güvenin.
Şimdiyse, kendinizi kucakladıktan ve düşündükten sonra aynaya bakıp kim olduğunuzu görmenin vakti geldi. Aynadan gözlerinizin içine bakın, onlarla bağlantı kurun ve bunu yaparken şu iki basit ama bir o kadar da güçlü kelimeyi yüksek sesle söyleyin: “Kendimi seviyorum!”
Belki de uzun zamandır duymayı beklediğiniz bu sözleri aslında yine en iyi sizin telaffuz edebileceğinizi keşfetmiş olursunuz.
Mutsuz günlerin ardından elbette güneş doğacak
Mutsuz geçen günleri anlamak için onları dinlemeniz gerekiyor. Ancak bu şekilde yaralarınız yavaş yavaş kapanmaya başlar ve acılarınız günden güne yok olur.
Anlamak bu sürecin anahtarıdır ve kendinizi sevmek de bu aşamaya gelmekteki en güçlü araçtır.
Mutsuz geçen günler sayesinden başkalarından kopup kendinizle iletişim kurarsınız.
Mutsuz günlerin ardından güneş doğsa bile buna alışmak veya buna karşı altında saklandığınız örtüden kurtulup kurtulmamak sizin elinizde.
O örtünün altından çıkmak için cesur olun. Kendinizi anlamaya ve kendiniz olmaya cesaretiniz olsun.
Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.
- Bylsma, L. M., Gračanin, A., & Vingerhoets, A. J. (2019). The neurobiology of human crying. Clinical Autonomic Research, 29(1), 63-73.
- Homan, K. J., & Sirois, F. M. (2017). Self-compassion and physical health: Exploring the roles of perceived stress and health-promoting behaviors. Health psychology open, 4(2), 2055102917729542.
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.