Mutluluk, Olmasını İstediğiniz Yerde
Yazan ve doğrulayan psikolog Gema Sánchez Cuevas
Zaman zaman bizi keyiften sarhoş eden şeydir mutluluk. Herkes mutluluğun sırrını öğrenmek ve olabildiğince uzun süre mutlu olmak ister. Elimizden gelse, tüm insanlık sonsuza kadar mutlu yaşardık. Ama bu bir hayal. Mutluluk aslında tam olarak bir duygu değil, bir yaşam tarzıdır.
İşin aslı, başınıza gelen bir olay ya da durum sizin ne kadar mutlu olacağınızı belirlemez. Mutluluk herhangi bir başarıdan, ilişkiden ya da dinlenceden gelmez. Mutlu olmak tam bir değer sistemine bağlıdır; şu ana odaklanmakla, kendinizi sevmekle ve sahip olunan şeylerle yetinmeyi bilmekle alakalıdır.
Bu saydıklarımızın hepsi birbirine bağlıdır. Eğer herkesin gözünü korkutan bir şey olsa da, yaşam tarzını değiştirmek için çabalar ve hayata mutlu bir bakış açısıyla bakarsak mutluluğu olmasını istediğimiz yerde nasıl bulacağımızı keşfederiz.
Mutluluk bulunmaz, yaratılır
Mutluluğu aramaya gerek yok çünkü zaten saklanmış değil. Sandığımızın aksine mutluluk dışarıda bir yerlerde saklanmıyor.Eğer öyle olsaydı, dünyada iki tür insan olurdu: herkesin özendiği mutlu bir hayata sahip olanlar ve bir de hiçbir şeyi olmayıp mutlu olamayanlar. Ancak gerçek böyle değil. Daha da ileri gidecek olursak şunu söyleyebiliriz: bazen en mutlu olanlar hayatta çok az şeye sahip olanlardır.
Genellemeyi abartmamakla beraber, daha az şeye sahip olmaya alışan insanların daha azına ihtiyaç duyduğu bir gerçek. Bunun sonucunda böyle insanlar geçici heveslerdense daha çok küçük şeylerden mutlu olmaya odaklanıyor.
Gerçekten memnunlar. Elindekilerle mutlu olmayı bilmeyen insanlardan çok daha fazla hayattan keyif alıyorlar.
Bu nedenle psikolojik açıdan tatmin olmak önemli. Sahip olmak istediğimiz şeye kavuşunca mutlu olacağımıza inanmanınsa bununla ilgisi yok. Eğer sahip olduklarınızla mutlu olmuyorsanız, muhtemelen ihtiyacınız olduğunu sandığınız şeye kavuştuğunuzda da durum farklı olmayacak.
Nasıl daha mutlu bir insan olabilirim?
Mutlu hissetmek için atacağınız ilk adım, mutluluğu aramayı bırakmak olmalıdır. Kendi kendimize mutlu olmamız gerektiğini ancak bir türlü olamadığımızı söyleyerek yalnızca huzursuz hissetmiş oluruz. Bu da mutlu olmaktan bizi iyice uzaklaştırır. Üstelik mutluluk konusuna takıntılı olmak kaygıya ve umutsuzluğa neden olurken iç çatışma yaratır.
Kendimizi mutlu olmaya zorladığımız sürece asla mutlu olmayı başaramayız. Mutluluk yaşadığın anın içinde olmak, zihnin berraklığı ve kabullenişidir.
Gerçek anlamda iyi hissetmek için aslında pek az şeye ihtiyacımız var. Biraz yemek-çok değil, keyif, biraz su, başımızın üstünde bir çatı, sağlıklı kalmak için biraz fiziksel aktivite, her gün yataktan kalkma sebebiniz olacak ancak sonuçları gözünüzü korkutmayacak bir amaç, uyku, oksijen… Daha fazlası değil.
Neye mal olursa olsun bir şey yapmak zorunda hissetmek kaygılanmaya neden olur ve elde ettiğimizde o şeyi kaybetmek hem bize en baştakinden bile daha çok acı verir hem de depresyona sebep olur.
Öte yandan mutlu olmak için yapmamız gereken tek şey şu anı yaşamak. Şu anı beş duyumuzla hissetmediğimiz müddetçe hiçbir şey tam anlamıyla var ya da gerçek diyemeyiz. Farkındalık bu noktada yardımcı olacaktır.
Değerlerinizi değiştirin. İşe, bir eş bulmaya, paraya ya da başarıya fazla odaklanmayın. Ölüm döşeğinde yatarken bunların hiçbirini hatırlamayacaksınız.
Arkadaşlarınızla geçirdiğiniz deneyimleri, ailenizle geçirdiğiniz zamanı, deniz manzarasına karşı içtiğiniz bir bardak kahveyi ya da siz kitap okurken yanınızda uyuyan köpeğinizin çıkardığı sesleri hatırlayacaksınız.
Önceliğiniz sevgi olmalı hayatta. Kendinize, hayata ve başka herkese karşı. Basit şeyleri, insanlık hallerini ve ufak detayları sevmeyi başarabilirseniz, işte o zaman mutlu olursunuz. Şimdi başlamaya ne dersiniz?
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.