Mutluluğunuzu Çalan 5 Zehirli Alışkanlık

Mutluluğunuzu Çalan 5 Zehirli Alışkanlık

Son Güncelleme: 14 Ağustos, 2017

Alışkanlıklarımız öyle ya da böyle bizi tanımlar, çünkü engelleri aşmamıza yardımcı olan stratejiler olarak hareket etmezler, dışarıdan iştah açıcı gözükmesine karşın içi zehirli olan elma gibi bir tuzağı da gizlerler.

Dolayısıyla, alışkanlıklarımızın çoğu, çabalarımızın en iyi hale gelmesini sağlasa ve sağlıklı oldukları kabul edilse de sağlığımız ve hayatımız için zehirli hale gelen ve mutluluğumuzu yok eden alışkanlıklarımız da vardır. 

“İyi” kabul ettiğiniz alışkanlıkların bile aslında hiç de iyi olmaması ya da alışkanlıklarınızın kapsamının farkında olmamanız mümkün. Bugün sizi mutlu olmaktan alıkoyan 5 zehirli alışkanlıktan söz edeceğiz sizlere.

“Küçük yaştan itibaren bu ya da başka alışkanlıkları edinmek önemsiz değildir: kesinlikle çok önemlidir.”

– Aristotle

1. Negatif düşünmek

Negatif düşünmek gibi kötü bir alışkanlığımız var. Neyi istemediğimiz, neye sahip olmadığımız, neyi hak etmediğimiz ya da neyi yapamadığımız konusunda ve buna odaklanmada uzmanız. Negatif düşünceler üretmek, bizi hem sosyal hem de kişisel düzeyde sınırlayan kötü bir alışkanlıktır. Çünkü yapamayacağınıza inanırsanız, gerçekten dene misiniz?

Negatif düşünceler bizi yavaş yavaş bir ağa hapseden büyük bir düşman olabilir. Etrafımızdaki her şeyi gri bir toz bulutuna çevirerek depresyon gibi aşırı durumlara yol açabilir.


Asıl güçlük, bunu bir alışkanlık haline getirmiş olmamız ve kurtulmanın kolay olmaması. Bu yüzden, düşünce tarzımıza dikkat etmeliyiz, çünkü konuşma şeklimiz ve başkalarını yargılamamız, düşüncelerimizden kaynaklanıyor. Ayrıca dikkatinizi istediğiniz şeye yöneltmek, gri toz bulutu içinde size yol gösterecek bir ışık görevi görebilir.

2. Her şey için başkalarını suçlamak

Yaşadıklarınız yüzünden başkalarını suçlamak, kendi eylemlerinizin ve hatta duygularınızın sorumluluğunu almaktan kaçmak demektir. Bu şekilde kendinize, hayatınızın efendisi olmadığınızı ve başkalarının ya da koşulların sizi yönetmesine izin verdiğinizi söylemiş olursunuz.

Kendinizi kontrol gücüne sahip olduğunuzu ve yaşadıklarınızın sorumluluğunun sadece size ait olduğunu unutmamanız gerek. Ünlü hava kuvvetleri pilotu ve dini lider Dieter Uchtdorf’un dediği gibi “Yaşlandıkça geriye bakar ve ve dış koşulların aslında önemli olmadığını ya da mutluluğumuzu belirlemediğini fark ederiz.”

Mutluluk, bir tavırdır ve ilerlemek için neler yapabileceğinizi anlamak yerine yaşadıklarınız yüzünden başkalarını suçluyorsanız, mutluluğun tadını çıkarmanız zor olur.

3. Başka biri olmaya çalışmak 

Kendiniz olmaya ya da tam tersine, başkalarının olmanızı istediği kişi olmaya çalışarak yaşayabilirsiniz hayatınızı. Bu sizin kararınız ama şüphesiz, başkalarının istediği kişiye dönüşmek, kendi varlığınıza ihanet etmek demektir. Bunu bir düşünün. Kendiniz olmazsanız, mutlu olmayı nasıl başarabilirsiniz?

Bir maskenin ardına gizlenmek, iki ucu keskin bir bıçağa benzer. Sizi kendinizden ve olduğunuza inandığınız kişiden uzaklaştıracak bir tuzaktır. Bu yüzden kendinizi bulun, kendinizi kabul etmeyi ve sevmeyi öğrenin; kendinizle ve başkalarıyla olan ilişkiniz ancak bu şekilde özgün hâle gelebilir.

4. Kendinizi başkalarıyla karşılaştırmak

Kendinizi başkalarıyla mukayese etmek, bütünüyle faydasız bir iştir çünkü her birimiz eşsiz ve yeri doldurulamaz bireyleriz ve farklı deneyimlere sahibiz. Başkalarının hikâyesiyle, sizinkibib bir ilgisi yoktur. O hâlde neden kendimizi kıyaslıyoruz? Kendimizi teselli etmek ya da daha üstün olduğumuza inanmak için mi? Neyi amaçlıyoruz?

Farklı deneyimleri karşılaştırmak, manasızdır; zira koşullarımız aynı değildir.

Mutluluğum, arkadaşımın mutluluğundan çok farklı olabilir. Dolayısıyla, onun yaptığını yapmak, beni mutlu edecek midir? Kendinize şunu sorun: Benim için mutluluk ne ifade ediyor? Bu sayede nasıl davranacağınızı öğrenebilirsiniz. Minnettarlık, karşılaştırmanın panzehiridir ve mutluluğu elde etmenin en iyi formülüdür. Her gün, ne kadar ufak şeyler olursa olsun hayatınızı muhteşem kılan şeyleri not edin… Bu sizi mutlu edecektir.

5. Hatalardan ders çıkarmamak 

Ders çıkarmayı bilirsek, hatalar en iyi öğretmenimiz olabilir. Fakat hatalarımız üzerine düşünüp ders çıkarmazsak, benzer şeyleri yeniden yaşayabiliriz.

Bu düşünce şeklini anlamak için Thomas Edison’ın, enkandesan ampulü icadı hakkında soru soran muhabire verdiği cevaba bakmanız yeterli: “Başarısız olmadım. Sadece işe yaramayan 10.000 yol daha buldum.” Gördüğünüz gibi kararlılık ve doğru hareketle, hata ve başarısızlıklar, başarıya giden yolun parçası haline gelir. 

Negatif düşünmek, başkalarını suçlamak, bir maske ardına gizlenmek, kendimizi başkalarıyla mukayese etmek ya da hatalarımızdan ders çıkarmamak, biz farkına varmadan duygusal durumumuzu olumsuz etkileyen ve bizi mutlu olmaktan alıkoyan 5 alışkanlıktır.

Mutluluk içimizdedir ve onu yaratıp büyümesine katkıda bulunacak olan, yine biziz. Bunu unutmayın. Alışkanlıklarınıza dikkat edin ve gerekiyorsa değiştirin.


Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.