Mutlu Olmak İçin Yaşamak Normal Değil
Yazan ve doğrulayan psikolog Sergio De Dios González
Hayatımızı şekillendirirken, başkalarının bize mutlu olmayı garanti ettiği yollardan gitmeyi tercih ediyoruz. Peki, doğrusu bu mu? Kültürel ve toplumsal baskı, her zaman geleneksel olanın bize refah ve istikrar sağlayacağını tekrarlayıp durdu. Oysaki toplum standartlarına göre normal olanı değil mutlu olmak için gerekli olanı yaşamaya zorlanıyoruz.
Mutluluk üzerine yapılmış birçok araştırma; pozitif, minnettar ve ilgili insanlarla zaman geçirip nadir yapılan aktivitelere katılmanın iç huzura katkısı olduğunu ortaya çıkardı. Rutin olandan farklı yapılan aktiviteler bize özel bir enerji verir; başarılı olduğumuz yeni alanlar keşfetmemize yardım eder ve hayatı farklı gözlerle görmememize yardımcı olur.
Günümüzün en aranan hazinesi ise mutluluk. Ama görünen o ki mutluluğu yanlış yollardan arıyoruz. Başkalarının amaçlarını kendimize uygun hale getirmeden direkt olarak taklit etmek ya da tekrarlamak yalnızca hüsrana yol açıyor.
“Gerçek mutluluk, gelecekle ilgili kaygı duymadan şu anın tadını çıkarmakta yatar.”
– Seneca
Mutlu olmak için mi yaşıyorsunuz?
İlginç bir şekilde mutlu olmak için yaşamak bizi daha da çok mutsuz ediyor. Yale Üniversitesi’nde psikoloji profesörü olan June Gruber, devamlı olarak mutluluk hakkında düşünmenin kaygıya neden olduğunu öne sürdü. Bu, genelde mutluluk üzerine çeşitli yöntemleri durmadan düşünen insanlarda gerçekleşiyor. Ayrıca, bu durum mutluluk için atılan ilk adımların güzel sonuç vermediği zamanlarda da ortaya çıkabiliyor.
Yani, mutlu olmak için çok büyük uğraş vermek yerine, sahici olmaya çalışmalıyız. Kelime anlamıyla sahici olan insanlar, özgüveni yerinde insanlardır. Böyle insanların özgünlüğü ve yaratıcılığı tartışılmazdır. Bu nedenle biz de kendi özgün yolumuzu çizmeye odaklanmalıyız. Bu, başlangıçta zorlayıcı olabilir ancak geriye dönüp olanlardan ders aldığımızda her şey çok daha kolay bir hal alacaktır. Kurtulduğumuz her anıda kendimiz bulmuş olacağız.
Başkasının hayatını yaşayarak mutlu olamayız. Her bireyin kendine özgü bir kişiliği ve hayata bakış açısı vardır. Her biri kendi yolundan mutluluğa gider.
The Journal of Counseling Psychology’de 2008 yılında yayınlanan bir çalışmaya göre, Britanyalı araştırmacılar gerçekçi bir yaşam ile özgün insanlar arasında bir bağlantı buldular. Özgünlüğü yüksek seviyede olan insanların daha fazla özgüvene sahip olduğunu ve daha mutlu olduğunu ortaya çıkardılar.
Özgün insanlar yalnızca kendi bakış açılarından düşünüp kendilerini mutlu eden deneyimlere odaklanmaktan ziyade, bu özellikleri başka insanlarla da paylaşırlar. Üstelik birçoğu, bunu yaparken karşılarındaki insanların sert kalkanlarını mutlulukla aşıyor.
Mutluluk sadece bazı şeyleri yapmakla elde edilemez, o bir yaşam tarzı gerektirir.
Mutlu olmak istiyorsanız, alışılmışın dışında olun
Harvand Üniversitesi’nde profesör ve pozitif psikoloji uzmanı olan Doktor Tal ben-Shahar, mutluluğun öğrenebileceğini savunuyor. Bunu tıpkı tenis veya kayak yapmayı öğrenmeye benzetiyor. Mutluluk ve huzuru bulmak üzerine verdiği tavsiyelerle bazı alışılmamış yöntemleri sizlere sunuyoruz.
Bu önerilerden ilki, şüphesiz hatalarınızı kabullenmeniz ve onlarla barışık olmanızdır. Çok az insan hatalarını kucaklıyor. Çoğumuz, hata yaptığımızda kendimizi suçlayıp cezalandırmayı tercih ediyoruz. Bahsettiğimiz psikoloji profesörü ise negatif duyguları kabul etmeye başlayarak pozitif duyguları çağırabileceğimizi ve daha keyifli olabileceğimizi savunuyor. Kendini affetmeyi bilmemek ise, depresyona, özgüven eksikliğine ve kaygıya neden oluyor.
Bir diğer yaygın gerçek de, para ve mutluluk arasında toplumda öngörülen çok büyük bir bağ olması. İnsanların birçoğu mutlu olmak istemesine rağmen zamanının büyük kısmını para kazanmak ve daha fazlasını elde etmek için harcıyor. Unuttuğumuz bir şey var: mutluluk ruhsal durumumuzla alakalıdır, banka hesabımızla değil.
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.