Mary Ainsworth: Bir Psikolog ve Kadın Olarak Hayatı
tarafından incelendi ve onaylandı. psikolog Gema Sánchez Cuevas
Mary Ainsworth, John Bowlby’nin yanı sıra, erken sosyal gelişim: bağlanma teorisi üzerine en önemli ve en faydalı psikolojik teorilerden birini geliştirmiş Amerikalı-Kanadalı bir psikologdu.
Önceleri, bu teoriyi sadece çocukları düşünerek oluşturdular. Ancak, 1960’lar ve 70’ler boyunca Ainsworth, yetişkinlere de odaklanan kapsamda yeni kavramlar getirdi.
Ainsworth, 20. yüzyıl boyunca en çok alıntılanan psikologlardan biriydi. Aslına bakılırsa, onun parlak teorisi bugün de sayısız araştırmacı ve psikologun çalışmalarında temel direk niteliği taşıyor. Dünyadaki birçok üniversite, onun çalışmasını örnek veri olarak kullanmaktadır. Tüm bunlara ek olarak, Ainsworth kadınların meslek rollerinde oldukça kısıtlandıkları bir dönemde yaşamış olmasına rağmen sayısız takdir aldı.
Üniversite yıllarında Ainsworth, çocukların genelde kendi anne figürleriyle kurdukları bağlı ilişki üzerine düşünmeye başladı. Ancak Ainsworth’ün yaşamı sadece çalışmalar ve sorulardan ibaret değildi. Gerçekte, kendi yaşadığı dönemdeki bir kadından beklenmeyecek derecede daha hareketliydi. O halde, onun hayatına biraz daha yakından bakalım.
Mary Ainsworth ve hayatı
Mary Ainsworth, Amerika Birleşik Devletlerinde doğdu. Fakat, o daha küçük bir kız çocuğu iken ailesi Toronto, Kanada’ya taşındı. Toronto Üniversitesinde Gelişim Psikolojisi okudu ve 1939 yılında doktora derecesini aldı. Çalışmalarını bitirdikten sonra Kanadalı Kadınlar Ordusu Birliği’ne katıldı ve burada dört yıl geçirdi.
Kısa bir süre sonra evlenerek eşi ile birlikte Londra’ya taşındı. Bu sırada, Tavistock İnsan İlişkileri Enstitüsünde John Bowly ile birlikte çalışmaya başladı. Bu ikili, çocukları annelerinden ayırmayı denemeye başladı.
1953 yılında Uganda’ya giderek Doğu Afrika Sosyal Araştırma Enstitüsünde çalışmaya başladı. Burada, erken dönem anne-erkek çocuk ilişkileri üzerine araştırmaya devam etti.
Kısa bir süre sonra, Amerika’da John Hopkins Üniversitesinde bir pozisyon elde etti. Daha sonra, 1984’te akademiden emekli olana kadar kendi bağlanma teorisini geliştirdiği Virginia Üniversitesinde çalışmaya başladı.
“Güçlü duygusal bağlar kurma eğilimi, bazı kişiler için insan doğasının temel bir bileşenidir.”
– John Bowlby
Bağlanma teorisi
John Bowlby bağlanma teorisinin kurucusu olarak bilinir. Bowlby’nin çalışmaları, çocukların doğuştan keşifçi davranışlara sahip olduklarını gösterir. Buna rağmen, eğer çocuklar kendilerini korunmasız ve ya tehlikede hissederlerse, verecekleri ilk tepki annelerini ve ya birincil bakıcılarını aramak olur. Mary Ainsworth bu teoriye yeni kavram ekledi: garip durum.
Mary Ainsworth, birçok farklı bağlamlarda “garip durum” eklemesi yaparak çocukların birincil bakıcılarıyla ilişkileri üzerine çalıştı. “Garip durum” anne ile oğlu arasındaki ilişki bağlamına yabancı birini eklemekten oluştu.
Elde ettiği sonuçlara dayanarak, Mary Ainsworth teoriyi üç bağlılık stilini birleştirerek genişletti: güvenli bağlanma, güvensiz-kaçıngan bağlanma ve güvensiz-ikircikli/dayanıklı bağlanma. Böylece, diğer araştırmacılar, onun teorisini genişletmeye başladılar. Bugün bilinen bağlanma teorisi, diğer psikologların katkılarının bir sonucudur.
Mary Ainsworth ve farklı bağlanma türleri
Dördüncü tip bir bağlanma daha sonra bu bağlanma teorisinde kesintiye neden oldu. Fakat, Mary Ainsworth sadece aşağıda sıraladığımız üç tipi tanımladı ve niteledi:
- Güvenli bağlanma: Çocuklar sevildiğini ve korunduğunu hissetiğinde olan bağlanmadır. Bakıcının (anne ya da baba) yokluğunda, ayrı olduklarından dolayı çocuklar acı çekiyor olsalar bile, bakıcının yakında geri geleceği gerçeğinin farkında olurlar.
- Güvensiz-kaçıngan bağlanma: Bir çocuk, anne ya da bakıcısından ayrı olduğunda yoğun bir şekilde acı çektiğindeki bağlanmadır. Bu bağlanma, zayıf evebeynlik ya da birincil bakıcının yokluğu durumlarının bir sonucu olarak görülmektedir. Bu bağlanma türündeki çocuklar, ihtiyaç duydukları zaman annelerinin her zaman orada olmayacağını öğrenirler.
- Güvensiz-ikircikli/dayanıklı bağlanma: Bu bağlanma türü, birincil bakıcı, çocuğun ihtiyaçlarını karşılamada sürekli olarak başarısız olursa gelişir. Bu bağlanma türündeki çocuklar, büyük bir güvensizlik duygusu geliştirir ve gelecekte yardım aramamayı öğrenirler.
Mary Ainsworth ve önde gelen çalışması
Mary Ainsworth, anaç bir figürler sağlıklı bir ilişki geliştirmenin önemli olduğunun çok farkındaydı. Ona göre bu ilişki önemliydi çünkü gelecekte çocuğu etkileyebilirdi.
Kadınların aynı anda hem çalışmasına hem de anne olmalarına yardımcı olacak programlardan yanaydı. Gerçekte ise, o dönemde kadınların bunu yapmaları neredeyse imkansızdı. Fakat, günümüzde bunu yapan kadınları her gün görmekteyiz.
Akademik çalışmalara, araştırma programlarına, çalışma dünyasına, vb. erişim, ev işleri ile, özellikle de toplumun dikte ettiği (eş ve anne olma) ile uyumlu görünmüyordu. Bu nedenle, birçok kişi Mary Ainsworth’ü anneler için çalışma hayatı denge politikalarındaki öncülerden biri olarak kabul etti.
Kadın bir araştırmacı olarak, çalışmalarının akademik dünyanın ötesine geçmek zorunda olduğunu biliyordu. Gelecekteki kadınların kendi bireysel yollarını seçmelerine yardım etmek istedi.
Mary Ainsworth, 1999 yılında, 86 yaşında iken, bütün hayatını en önemli psikolojik teorilerden birinin gelişimine adadıktan sonra, yaşamını yitirdi.
Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.
- Delgado, A. O., & Oliva Delgado, A. (2004). “Estado actual de la teoría del apego”. Revista de Psiquiatría y Psicología del Niño y del Adolescente, 4(1), 65-81.
- Main, M. (2001). “Las categorías organizadas del apego en el infante, en el niño, y en el adulto: Atención flexible versus inflexible bajo estrés relacionado con el apego”. Aperturas psicoanalíticas, 8.
- Marrone, M., Diamond, N., Juri, L., & Bleichmar, H. (2001). La teoría del apego: un enfoque actual. Madrid: Psimática.
- Wallin, D. J. (2012). El apego en psicoterapia. Desclée de Brouwer.
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.