Kriz Dönemleri: Onlarla Başa Çıkmanın 4 Anahtarı
Yazan ve doğrulayan psikolog Sergio De Dios González
Çoğumuz üstesinden gelmemiz gereken, normal yaşantımızı kesintiye uğratan veya bizi içimize kapanmaya zorlayan karmaşık durumlarla karşı karşıya kalmışızdır. Davranış veya düşünce biçimlerimizi değiştirmemize neden oldukları için kriz dönemlerini negatif dönemler olarak kategorize ediyor olabiliriz ancak aynı zamanda ilerlememizi sağlayan fırsatlara da dönüşebilirler.
Hayatımızda farklı kriz dönemleri olsa da bazılarına diğerlerinden daha yaygın olarak rastlanır. Örneğin yaşlanmayla ilgili kriz, çocukluktan gençliğe, gençlikten yetişkinliğe geçiş krizi, orta yaş krizi gibi yaygın olarak yaşanan kriz dönemleri vardır.
Ayrıca kim olduğumuzu, kendimizi nasıl tanımladığımızı anlamaya çalıştığıız kimlikle ilişkili krizler de vardır. Sevdiğimiz birinin ölmesi, ayrılık, boşanma, işimizi kaybetmemiz gibi durumlarda da kriz dönemlerinden geçebiliriz.
Krizler, dönüşmek için karşımıza çıkan fırsatlardır. Sizi harekete geçiren değişim anlarıdır. Şimdi bu krizlerle yüzleşip sonrasında daha güçlü birine dönüşebilmek için başvurabileceğiniz bazı yöntemlerden bahsedeceğiz.
“İnsan bir engelle karşılaşıp onunla boy ölçüştüğünde kendisini keşfeder.”
– Antoine de Saint-Exupéry
1. Başınıza gelenlerle yüzleşin
Kriz dönemi üzgün ve korkmuş hissetme, anksiyete ve hatta ağrı gibi panikletici bazı işaretlerle başlayabilir. Bu belirtileri görmezden gelirsek işler daha da kötüye gidebilir. Belirtiler görmezden gelinmeyecek bir düzeye ulaşabilir ve berbat sonuçlar ortaya çıkabilir.
Kişisel geçmişimizin kriz dönemlerine ne gözle bakacağımızı ve onlarla nasıl başa çıkacağımızı etkilediğini bilmeliyiz. Örneğin bir ayrılık sürecinden geçiyorsak çocukluğumuzda yaşadığımız belli olaylar nedeniyle terk edilmişlik hissine kapılabiliriz.
Bunun yanında sorunların üstesinden gelme biçimimiz de çok önemli. Küçük şeyler için çok fazla endişelenmeye eğilimliysek, kriz döneminde kendimizi boğuluyormuş gibi hissedebiliriz. Bu da bu dönemi atlatmamızı zorlaştırır. Bu nedenle yeni seçenekler bulmak, kararlar almak ve gereken değişiklikleri yapmak için başımıza gelenleri enine boyuna düşünmemiz önemlidir.
Karşılaştığımız zor bir durum inançlarımızı ve değer yargılarımızı yeniden gözden geçirmemize sebep olabilir. Hayattaki amaçlarımızı tekrar gözden geçirme ihtiyacı hissedebiliriz. Kriz dönemleri kendimizi değerlendirmemizi, zorluklarla yüzleşmek için yeni yollar öğrenmemizi sağlar. Böylece olduğumuz yerde takılıp kalmak yerine ilerlemeye devam ederiz.
“Yalnızca esaslı veya hissedilen bir kriz gerçek değişim yaratır. Böyle bir kriz ortaya çıktığında yapılan eylemler ortalıkta dolaşıp duran fikirlere bağlıdır.”
– Milton Friedman
2. Kriz dönemlerinin geçici olduklarını unutmayın
Kriz dönemlerinin de tıpkı diğer dönemler gibi başı, gelişmesi, doruk noktası ve bir sonu vardır. Başımıza gelenlerin sonunda geçip gideceğini hatırlamamız için beynimizi eğitme konusunda oldukça etkilidirler.
Peki, geçici de olsa o dönemdeki acıyla baş etmek için ne yapıyoruz? Kriz dönemleri genellikle değişim fırsatını da beraberinde getirirler. Bu yüzden diğer bakış açılarını ve harekete geçmenin diğer yollarını öğrenmek için onlardan faydalanabiliriz. Aslında kriz dönemleri bizi hiçbir yere götürmeyen davranışları ve tutumları bırakmak için çok uygun olan süreçlerdir.
Ancak kriz dönemlerinin geçici olması iki tarafı keskin bir kılıç gibidir. Bir yandan dönüşürken çektiğimiz sıkıntının azalmasına yardımcı olur ama bu krizlerle birlikte gelen fırsatlar kısıtlı süre içinde yok olurlar. Onlara karşı takındığımız tutum dönüşümde çok büyük rol oynar. Kriz dönemlerinden sonra güçlenmek veya daha da zayıf düşmek bize bağlı tercihlerdir.
“Kriz dönemlerinde kalp ya kırılır ya da katılaşır.”
– Honoré de Balzac
3. Geçmişi geride bırakın
Geçmişteki çözümler artık işe yaramaz haldeler. Başınıza gelen ve belki de şimdiki halinizden daha iyi olduğunuzu düşünmenize neden olan son şey de artık yok. Bunu kabullenmek duygularımızı daha iyi bir şekilde yönetmemize yardımcı olacak. Geçmiş daha konforlu da olsa, güven duygusu da yaratsa, başımıza gelenlerle ne kadar çabuk yüzleşirsek onun üstesinden gelmek için de o kadar çabuk yeni stratejiler bulabiliriz.
Çoğu durumda geçmişe tutunmak bilinmeyeni kontrol ettiğinizi sanmanıza neden olabilir ama kriz dönemi boyunca güvensizliklerinizle ve zayıf yanlarınızla yüzleşmek zorundasınız. Bu nedenle geçmişimizi bir bahane olarak kullanmak yerine bir referans noktası olarak kullanabiliriz. Böylece sahip olduğumuzu unuttuğumuz güçlerimizi ve kaynaklarımızı saptamak bizim için daha kolay olacaktır.
Ayrıca geçmişe tutunup kalmazsak nereye gitmek istediğimizi belirlemek üzere geleceği daha net bir şekilde görebiliriz. Eğer hala kafamız geçmişteyse bu, bizim yolumu tıkayabilir ve amaçlarımıza ulaşmamızın imkansız olduğunu düşünmemize neden olabilir.
Bu yüzden eğer geçmişi geride bırakabilirsek geçirdiğimiz kriz döneminin yolumuzu kapayan bir engelden başka bir şey olmadığını fark etme ihtimalimiz artar. Geleceği gözümüzde canlandırmak, yeni fırsatların doğmasına bile neden olabilir.
“Bu dünyanın problemi zeki insanlar şüpheyle doluyken aptal insanların özgüvenle dolu olması.”
– Charles Bukowski
4. Yardım isteyin
Kriz dönemleri genelde bizi suçluluk ve utançla doldururlar. Bu hisler bizi sevdiklerimizden uzaklaştırabilir. Ancak bir sorunun üstesinden kendi başımıza gelemediğimizi itiraf etmenin hiçbir yanlış yanı yoktur. Bize en yakın kişilerden veya bizim yaşadıklarımızın benzerini yaşamış olanlardan destek istemek bizi güçlendirebilir. Ancak desteğini istediğimiz kişilerin iyimser olmaları, enine boyuna düşünmemiz veya anksiyetemizi hafifletmemiz için bize yardım etmeye gönüllü olmaları önemlidir.
Tarafsız ve yargılamayan bir bakış açısıyla karşılanmak için bir psikologla da iletişime geçebiliriz. Bir psikolojik sağlık uzmanı başımıza gelenleri anlatmamız ve duygularımızı korkmadan ifade edebilmemiz için bize güvenli bir ortam sağlayabilir. Neler olduğunu düşünmemize ve bir çözüm bulmamıza yardımcı olacaklardır.
Farkında olmamız gereken önemli şeylerden biri her şeyin üstesinden tek başına gelmek zorunda olmadığımızdır. Yalnızca hayatın bir parçası olan kaçınılmaz kriz dönemleri vardır. Hepimiz aynı yollardan geçeriz. İlişkilerimizle ilgili krizler de yaşayabiliriz. Bu nedenle sorunlarımızdan başkalarına bahsetmek anlaşıldığımızı hissetmemize yardımcı olabilir.
Kriz dönemleri illa çok zorlu süreçler olacak diye bir şey yoktur ancak eninde sonunda geçeceklerini düşünerek onları görmezden de gelemeyiz. Bu tür dönemlerin üstesinden gelmek kolay değildir ve zaman alır ama aynı zamanda kendimizi tanımamız ve tanımlamamız için iyi fırsatlara dönüşebilirler.
“Benim 6 dürüst hizmetçim var (Bildiğim her şeyi bana onlar öğretti). İsimleri Ne, Neden, Ne Zaman, Nasıl, Nerede ve Kim.”
– Rudyard Kipling
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.