Köpeklerin Empati Kurabilmesinin İyileştirici Bir Gücü Vardır
Yazan ve doğrulayan psikolog Sergio De Dios González
Bilim, çoğu insanın aslında çoktan bildiği bir şeyi kanıtlayabilecek ilerlemeye sahip artık: Bilime göre, köpekler empati kurabilme yetisine sahip olabilir. Köpekler, insanların duygusal durumlarını anında anlayabilir. Bu yeteneklerinin dışında başka harika özelliklere de sahip olan köpekler, anksiyete ve üzüntüye engel olmak için kendilerini adeta size adayarak sizi rahatlatmaya çalışırlar. Bir veya birden daha çok köpeği olan insanlar bu bahsettiklerimize mutlaka katılacaktır.
Londra Üniversitesinin köpeklerin iyileştirici özellikleri olduğunu kanıtlamaya dair yaptığı bazı deneyler bulunmaktadır. Bu ıslak burunlu ve dört bacaklı dostlarımız, içinde bulunduğumuz duygusal durumları anında anlar. Böyle bir durum olduğunda bu tatlı dostunuz düşünmeden elinizi yalar, en sevdiği oyuncağı bir anda ayağınızın önüne bırakır ya da gülücük bekleyen bir çocuk gibi kucağınıza oturur ve tüm gücüyle size sevgisini gösterir.
“Köpeklerin cennette olamayacağını mı sanıyorsunuz? Size söyleyeyim, herkesten çok daha önce orada olacaklar.”
Köpeklerin iyileştirici gücü
Köpekler empati kurabilme güçleri sayesinde duygularınızın durum ve değişimlerini fark edebilirler. Bu bahsettiğimiz çalışma köpekler hakkında birçok sürpriz gerçeği ortaya koydu. Benjamin Stepp, Irak savaşında gazi olmuş bir askerdir ve sevimli labrador köpeği Arleigh ile yaşamaktadır. Bu genç adamın savaş sırasında beyninde travmatik bir hasar meydana geldiği için zaman zaman bacaklarına ağır sancılar saplanmaktadır. Bu acılar hatta Stepp’in bacaklarını oynatamamasına neden olmaktadır.
Arleigh, bu acı dolu ataklar gelmeden önce bu durumu sezebilme kabiliyetine sahip bir köpek. Böyle bir durum sezdiğinde anında sahibine doğru gidiyor ve ona destek oluyor. Arleigh’in sevgisi ve ilgisi ise Stepp’in anksiyetesini azaltıyor ve nefes alışını normale döndürerek acının en kısa sürede geçmesini sağlıyor. Bu ikilinin ilişkisi o kadar ilginç ki, bu durum etolog Natalia Alburquerque’ün dikkatini çekiyor ve bilim insanı bu ikiliyi araştırmaya başlıyor. Köpeklerin bazı metabolik değişimlerin kokusunu aldığı bilinen bir gerçektir. Köpekler kan şekerinde meydana gelen düşüşleri, epilepsi ataklarını ve bu verdiğimiz örnekteki gibi durumları önceden sezebilmektedir.
Ancak bu canlıların en harika özellikleri derin bağlılıkları ve kendilerini sevdikleri için feda edebilmeleridir. Bunun karşılığında ise hiçbir şey talep etmezler. Köpeklerin koruma ve bağlılık duyguları o kadar güçlüdür ki, sahiplerini rahattıkları ve acılarını azalttıkları zaman kendilerini daha mutlu hissederler.
Köpeklerde duygu aktarımı empatinin ilkel bir şeklidir
Hayvanlarla ilgili çalışmalar yapan etologlar ve psikologlar çok önemli bir noktaya değiniyor: Köpeklerdeki empati duygusu, insanlardakine kıyasla oldukça yüksek oranda, ve hatta bu iki canlı bu konuda kıyaslanamaz bile. Bilim insanları özellikle köpeklerde bulunan duygu aktarımından bahsediyor. Bu aktarım aslında empatinin en ilkel halidir. Otago Üniversitesinde çalışmakta olan psikolog Ted Ruffman, bu ilkel empati kabiliyetinin üç yaşındaki bir çocuğununkine benzer nitelikte olduğunu söylüyor.
Bu konudan bahsederken, empatinin karmaşık bilişsel süreçlerin aktif olduğu bir durum olduğunu hesaba katmak gerekir. Köpekler empati kurarken yüz ifadelerini okur ve ses tonlarına dikkat eder. Duygusal modunuz o an ne ise bu durum onlara da geçer. Ancak bu bahsettiğimiz duygular olumsuz ise, köpeğiniz mevcut durumu kavrar ve anında sizi rahatlataya çalışarak size destek olur.
Son bahsedeceğimiz konu ise şüphesiz bu alanda uzman olan tüm insanları en çok etkileyen gerçektir. Köpeklerin insanlarla neden bu kadar güçlü bir bağa sahip olduğunu anlamak için geçmişe gitmemiz gerekiyor. Çünkü bu dostluk insanoğlunun en ilkel zamanlarına kadar uzanıyor. Amerikalı entomolojist ve biyolog Edward Osborne Wilson, yaptığı çalışmalar sonucunda bu konuyla ilgili çok önemli bir şeyi açıklığa kavuşturmuştur.
Köpekler ve insanlar: antik çağlara dayanan bağ
İnsanlar, antik çağlardan beri köpeklerle çok yakın bağlar kurmuşlardır. Bu bahsettiğimiz zamanlarda en önemli mesele hayatta kalmaktı. Dr. Osborne’un bir teorisine göre, köpekleri olan ve sosyal gruplar halinde yaşayan insanlar, köpeği olmayan topluluklara göre daha uzun süre hayatta kalabilmişlerdir.
Bir veya birden fazla köpeğe sahip olmak, o dönemde yaşayan insan topluluklarının doğayla bağlantı kurmalarına yardımcı olmuştur. Doğadan anlayan ve onun döngülerini hissedebilen canlılarla yaşamak, insan topluluklarını daha uzun süre hayatta tutmuştur. Bu hayvanlar sayesinde su gibi temel ihtiyaçlara ulaşmaları, gerekli avları bulabilmeleri ve yenilecek bitkileri ayırt edebilmeleri mümkün olmuştur. Birçok mağara resminde bu eskiye dayanan antik bağın kanıtlarını bulmanız mümkündür.
Çok eski zamanlardan beri bu hayvanlarla arkadaş olmamız, aramızda doğal ve biyolojik bir bağ kurmuştur.
Bir köpeğin gözlerine baktığınız zaman beyniniz oksitosin salgılamaya başlar. Bu hormon ise beraberinde ilgiyi, sevgiyi ve bağı getirir.
Çok eski çağlarda başlayan bu sürekli etkileşim, köpekler ve insanlar arasında bağı güçlendirmiş, köpekleri insan duygularından anlar hale getirmiştir. Bu nedenle biz de bu hayvanları kendi sosyal grubumuza ait üyeler olarak görüyoruz. Köpeklerin empati kurabilme kabiliyetleri, insanoğluna her dönem eşlik eden bir gerçektir aslında.
Sadece bir köpeğe bakmanız bile sizi gülümsetmeye yeter
Köpekler size sakin olmanızı söyleyemez. İşinizi değiştirmeniz gerektiğini, partnerinize bir şans daha vermenizi ya da yarardan çok zarar veren bir arkadaşınız varsa ondan kurtulmanız gerektiğini size söyleyemez. Size yeni bir öneriyle gelemezler, herhangi bir kararınızı ya da davranışınızı yargılamazlar. Köpeğinizin yapabileceği tek şey, ihtiyacınız olduğunda her zaman orada olmaktır. Sizin için elinden geleni yapmaya çalışır ve karşılığında ise hiçbir şey beklemez.
Tuhaf görünse de, bu davranışları atalarımızla yaşadıkları zamandan beri yaptıkları şeydir aslında. Avrupalı avcı-toplayıcı insan grupları, yiyecek bulmak için yerleşim yerlerinde gezinen en uysal kurt yavrularını bir şekilde evcilleştirmeye başladılar. Belki de bu hayvanları kendimize benzettik ve bu şekilde harika bir ilişki kurarak bizler de zamanla onlara benzedik. Bu yüzden çoğu insan gözlerini bir köpeğe diktiğinde gülümsemek dışında başka hiçbir şey yapamaz.
Birbirimizi tanıyoruz, farklı doğalarımız olumlu duygusal cevaplar üretmek için etkileşime geçiyor. Köpekler geçmişte bizim müttefiklerimizdi ve şu anda da bize terapi yaparak müttefik olmaya devam ediyorlar. Bu hayvanlar bize huzur veriyor ve gülümsememizi sağlıyor. Vücutlarımızdaki endorfini ve oksitosini aktive etmekle kalmıyor, yalnızlığımızı da hafifletiyor. Köpekler, fiziksel acılarımızı bile azaltıyor.
Sonuç olarak, köpeklerin duygusal güçlerinden ve empati yeteneklerinden şüphe duyan herkes ciddi bir şekilde yanılmaktadır. Sadece bu dört ayaklı anonim kahramanları düşünmeniz bile bu konuyu anlamanıza yardımcı olacaktır. Mesela rehber köpekleri, engelli veya kendine bakamayan yaşlılara yardım eden köpekleri ve tabii ki sevdiğiniz tüm harika köpek dostlarınızı ailenizin vazgeçilmez parçaları olarak hayal edin!
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.