Nasıl olduğumuzu görmek için kendimize birkaç dakika bile ayırmadan geçirdiğimiz günlerimiz oluyor, hayata böyle devam ediyoruz. Duygusal cehalet, bazen belirli bir zaman için hayatta kalma taktiği olarak uygulana bilse de, sağlıklı olmak istiyorsanız, bu yaklaşım son çok sağlıksız bir durumdur. Bu duruma karşı savaşmak için, kendinize zaman ayırmaktan ve kaliteli bir zaman geçirmekten daha iyi bir ilaç yoktur. Bu zaman, ağzınızda güzel bir tat bırakan bir tür de olmalıdır.
Bunu yapmanın en iyi yollarından biri, kendinizi sevmektir : günlük, küçük dozlarla kendinize sevgi aşılamaktır. Bunu yaparsanız, içsel benliğinize bağlanmaya başlayacaksınız. Kendinizi sevmeyi öğrenmek, aşağıda sizler için hazırladığımız bazı pratik yolları okuyun ve uygulamaya başlayın.
Kendini sevmeyi öğrenmek
Sevgimizi, neredeyse her gün başka insanlara veriyoruz. Fakat bu sevgiyi, kendimiz ile paylaşmamak gibi kötü bir alışkanlığımız var. Yine de, mutlu ilişkiler ve sağlam bir ruh sağlığı için kendinizi sevmekten daha iyi bir destek sistemi yoktur. Kendinize bundan daha iyi bir yatırım şekli hayal edebiliyor musunuz?
Kendinize küçük dozlarda sevgi verirseniz, sağlıklı bir benlik saygısının oluşmasını sağlayabilirsiniz. Benlik saygısını kendimize yönelik olumlu bir tutum olarak tanımlayabiliriz. Bizi mümkün olan en tatmin edici şekilde düşünmeye, hissetmeye ve harekete geçirmeye teşvik eder. Kendinizi sevmek istiyorsanız, okumaya devam edin.
Kendinizi öğrenin. Bu ilk özellik, temel yapı taşınız olacaktır. Her birimiz, kendine özgü insanlarız. Güçlü ve zayıf yönlerinizi öğrenmek, zamanınızı ve enerjinizi neye yönlendirmeniz açısından size daha da yardımcı olacaktır. Ve sürekli olarak değiştiğimizi de unutmayın, bu yüzden kendimiz hakkında yeni şeyler keşfetmekten asla vazgeçmeyeceğiz.
Kendini koşulsuz olarak kabul etmek. Kendinizi kabul etmek kendinizi tanımak anlamına gelir. Bunu şartsız koşulsuz olarak yapmak, sınırlarımızın ne olduğunun ve hangi durumda olduğumuzun bir önemi olmaksızın bunu yapmak anlamına gelir. Kendinizin en büyük düşmanına dönüşmek istemezsiniz.
Kendinize saygı duymak ve değer vermek. Sahip olduğunuz en büyük destek noktası, kendinize saygı duyduğunuz sürece, yine siz olursunuz. Bu nedenle, sadece başarısızlıklarınızın bir koleksiyonu değil, aynı zamanda zaferlerinizin de bir koleksiyonu olduğunu unutmayın. Kendinizi eleştirmeniz gerekiyorsa, en azından yapıcı bir şekilde eleştirin. Düşündüğünden daha iyisini yaptığınızın farkına varın…
Tam potansiyelinizi göz önünde bulundurun. Başardıklarınızın ötesinde, kocaman bir olasılıklar dünyası da var. Sürekli olarak değişiyorsunuz, bu yüzden değişimden en iyi şekilde yararlanmayı öğrenmek asıl hedefiniz olmalı. “Öğrenmek için asla geç değildir” boşuna söylenen bir laf değildir.
İyi ilişkiler kurmak. Başkalarıyla sağlıklı ilişkiler kurmak, iyi alışkanlıklar edinmenize ve kendinizi mutlu etmenize yardımcı olacaktır. Sizi huzurlu hissettiren insanlarla beraber olmaktan daha iyi bir şey yoktur.
Sağlığınız ve mutluluğunuz üzerinde çalışmak. Nasıl mutlu olacağınıza odaklanmak önem arz etse de, bazen uzun vadeli bir mutluluk için kısa süreli tatminlerden vazgeçmenin daha yararlı olduğunu da hatırlamalıyız. Bu durumda mutluluk sadece dengeli olmaktan ibaret değildir. Zaman ve koşullara göre akıllıca seçimler yapmakla ilgilidir.
İhtiyaçlarınıza dikkat etmek. Fiziksel veya psikolojik olarak ihtiyacınız olan şeylere dikkat etmeden sağlıklı ve mutlu olmak imkansızdır. İşte bu yüzden, arada bir durup neler hissettiğinize bakmanız gerekir.
Kaliteli zamana yatırım yapın
Kendinizi nasıl seveceğinizi öğrendiğiniz zaman, hem kendiniz ve hem de başkaları ile kaliteli zaman harcayabilirsiniz. Çünkü gerçekten anı yaşadığınız birkaç dakika, hiç düşünmeden ve kopuk kopuk yaşadığınız binlerce saatten daha değerlidir.
“Zaman altın değildir, çünkü altının hiçbir değeri yoktur. Zaman hayattır.”
– José Luis Sampedro
Kendinizi günlük manada kolaçan ederek bu kazanımı elde etmeye başlayabilirsiniz. Kendinize nasıl olduğunuzu sorun, hedefinize doğru gidip gitmediğinizi kontrol edin ya da aklınıza dolan o düşünce yığınından biraz olsun uzaklaşmaya ihtiyacınız olup olmadığına bir bakın. Rahatlamak ve huzur bulmak içini, kendinize zaman ayırmanın gerektiğini unutmayın.
Yardımcı olabilecek bir egzersiz ise derin derin nefes almaktır. Bu oldukça basit bir etkinliktir: dakikada sadece 10 defa nefes almaya çalışın. Bunu ortalama olarak 16 veya 17 kez yaptığınız için, ilk başta, bu rutine alışmak zor olacaktır, ancak zaman içinde buna alışacaksınız. Derin nefes alma alışkanlığı kazanmak, kendinizi yaşadığınız anın merkezine yerleştirmenize olanak sağlayıp, sürekli bir endişe yumağı ile uğraşmamanıza yardımcı olacaktır.
Başka bir seçenek de, haftanın belirli bir günün belirli bir saatini, sevdiğiniz bir işe ayırmaktır. Sadece iyi vakit geçirmekle kalmaz, aynı zamanda, kendinize sevgi ve ilgi duymanın bir yolunu da bulmuş olursunuz.
Son olarak, kendinizi sevmez ve kendinize zaman ayırmazsanız, bunu bir başkasına da veremeyeceğinizi unutmamalısınız. Öyleyse kendinize gerekli sevgiyi ve zamanı ayırmak için bir program belirleyin. Bu şekilde çevrenizdeki insanlara en büyük armağan olan sevginizi de vermeye hazır olursunuz.
p>Tam zamanlı anneler harika işler çıkarsalar da, bazen kendilerine bakmayı unutuyorlar. Endişeler, yorgunluk ve aynı anda birçok iş ile uğraşmak, duygusal sağlıklarını olumsuz yönde etkileyebiliyor. Bu oldukça sık görülen bir sorun olduğu için, çözüme kavuşturulması adına sağlıklı tam zamanı annelerin…
p>Bugünlerde birçok yalan ya da eksik haberle karşılaşıyoruz, bunu birçoğunuz “yalan haber” ya da asparagas olarak da biliyor olabilir. Yanlış bilgilendirme günümüzde çok yaygın hale geldi ve neyin doğru neyin yanlış olduğunu hiç ayırt edemez hale geldik. Ama insanların yaşadığı sürece…
p>Bazen insanlar başka yetenekler geliştirmek veya zamanlarını farklı aktiviteler yaparak geçirmek istediklerini düşünürler. Ancak, “uçmaya gidiyorum” veya “bir değişikliğe ihtiyacım var” dedikleri zaman, etraflarındaki insanların kendilerini desteklemediğini keşfedebilirler.
Robert Cialdini, Arizona Üniversitesinde (ABD) tanınmış bir psikolog ve araştırmacıdır. 1984 yılında ilk kitabı olan Etki: İkna Psikolojisi’ni yayınladıktan sonra uluslararası ün kazandı. Robert Cialdini, üç yıl boyunca gizlilik ve aldatmaya dayanarak bu kitap üzerinde çalıştı. Araba galerilerine, telefon pazarlama…
Çözümsüz Çelişki Teorisi, antropolog Gregory Bateson ve Kaliforniya Palo Alto’daki araştırma ekibi (1956) tarafından geliştirilmiştir. Sistematik bir bakış açısı ile çerçevelenir ve biriyle iletişim kurduğunuz zaman çakışan mesajlar aldığınız tüm durumlardan bahseder. Şizofreninin psikolojik kökenlerini açıklamaya çalışmak için bu teoriyi…
Risk almaktan hoşlanan bazı insanlar var. Sağlıklarını, fiziksel iyiliklerini, hatta mali kaynaklarını, düzenlerini vb. riske atan insanlardan bahsediyoruz. Riske ilgi duymak ayrıca uygun koruma olmadan cinsel ilişkiye girmek gibi şeyleri de içerir. Diğerleri arasında, elbette, çok hızlı araba sürme, sarhoş…