Jiddu Krishnamurti: Hakikat Patikasız bir Diyardır
tarafından incelendi ve onaylandı. psikolog Sergio De Dios González
Jiddu Krishnamurti, 20. yüzyılın en başarılı manevi liderlerinden biridir. 18. doğum gününden önce, Teosofi Derneği, onu, toplumun bilgeliğini dünyaya anlatması ve aktarması için seçti. Doğu Yıldızı Örgütü tarafından eğitildi.
20 yılı aşkın bir süre tarikatın içinde eğitim aldı, fakat lider olma tekliflerini hiçbir zaman kabul etmedi. Daha sonra, öğretilerini vaazlarıyla aktarabilmek için dünya çapında bir yolculuğa çıktı ve insanları küresel bir değişiklik yapma ihtiyacı konusunda teşvik etti.
Hiç bir dini grubun bünyesinde bulunmadı. İnsanlığın neden korku, endişe, kıskançlık, acı ve öfkeden kendisini arındırması gerektiğini anlamaya odaklandı. Krishnamurti’nin mirası konuşmalarında, edebiyatında, röportajlarında, mektuplarında ve makalelerinde hala yaşama devam ediyor.
Erken dönem hayatı
Jiddu, Hindistan’ın güneyinde küçük bir şehirde, bir Hindu ailesinde doğdu. Çok hasta bir çocuktu ve zihinsel engelli olduğuna inanılıyordu. Bazı kaynaklar, babası ve öğretmenlerinin bazıları tarafından kötü muamele gördüğünü iddia ediyorlar.
10 yaşındayken annesi ve kız kardeşi vefat etti. Bu onun için hiç de kolay bir zaman değildi. Ancak huzuru doğada buldu. 1909’da, sözümona bir falcı olan ve çocuğun aurasından etkilendiğini söyleyen Charles Webster Leadbeater ile tanıştı. Daha sonra insanlığın gelecekteki rehberi olacağı iddia edildi.
Webster, Teosofi Derneğinin bir üyesiydi ve derneğin gözetimi altında Krishnamurti, Adyar’da ve daha sonra yurtdışında eğitim gördü. Derneğin bir başka üyesi olan Dr. Annie Besant tarafından evlat edinildi. Sonrasında Annie Besant, Krishnamurti için anne figürü oldu.
Teosofi Derneği ve Jiddu Krishnamurti
1911’de Teosofi Derneği, kendilerinin yeni öğretmeni olan Jiddu Krishnamurti için Doğu Yıldızı Örgütünü kurdu. Aynı yıl Jiddu Londra’ya taşındı. Orada ilk yazılarını yayınladığı gibi ilk konuşmasını da yaptı.Daha sonraki üç yıl boyunca, Avrupa genelinde seyahat etti ve bu sırada kendisinin teosofik destekçileri tarafından yakından takip edildi. II. Dünya Savaşından sonra Krishnamurti dünya turuna çıktı.
1922’de Kaliforniya’ya gitti ve hayatındaki en önemli isimlerden biri olacak olan Rosalind Williams ile tanıştı. Birlikte Mutlu Vadi Okulunu kurdular, fakat romantik ilişkilerini yürütemediler.
Aynı yıl, Krishnamurti daha sonraları “yoğun bir ruhsal uyanış” olarak nitelendirdiği, mistik bir birleşme deneyimi yaşadı. Tüm bu yıllar boyunca ona eşlik eden kardeşi, kısa bir süre sonra tüberküloz kurbanı olarak hayata gözlerini yumdu.
Kardeşinin kaybından sonra Krishnamurti, artık Teosofi’ye inanmıyordu. Derneği bile kapatmayı başardı. Bu durum, örgüt üyeleri arasında hiç hoş karşılanmadı.
Yalnız başına çıktığı turlar ve diğer endişeler
Sonraki 14 yıl boyunca, Jiddu Krishnamurti konuşmalar yaparak ve makaleler yazarak dünyayı dolaştı. Sonrasında, 1947’de binlerce genç aydın için bir konferans turu vermek üzere Hindistan’a geri döndü.
Krishnamurti, insanlığı bölen etmenler olduklarına inandığı için dini ve siyasi ideolojileri hayatından çıkardı.
Öğretileri, insanlık tarafından oluşturulmuş olan inanç sistemlerinin ötesine geçti. Guru imajından uzaklaşırken, konferanslarında gelenekleri veya farklı düşünce öğretilerini tartışmadı. Bunun yerine, insan aklı hakkındaki bilgisinden ve kutsal olduğuna inandığı şeylerden bahsetti. Bilim adamlarının ve psikologların ortaya koydukları zorlukları kendi zorlukları gibi sahiplendi.
Jiddu Krishnamurti’nin mirası
Jiddu Krishnamurti, 90 yaşında pankreas kanserinden dolayı vefat etti. Vücudu yakıldı ve külleri, en çok etki yaratmış olduğu üç ülke olan Hindistan, İngiltere ve Amerika Birleşik Devletlerine saçıldı.
Dünya çapında birçok okul kurdu ve halen birçok okulun yönetimini üstlenen, Krishnamurti Vakfını hayata geçirdi. Takipçileri, kar amacı gütmeyen kuruluşlarını çalıştırmaya ve işletmeye devam edip, onun öğretilerini hala yayıyorlar.
Hakikat patikasız bir diyardır
Krishnamurti’nin öğretilerinin esas temeli, 1929’da söylediği, gerçeğin patikasız bir diyar olduğu beyanıdır. Bize insanın örgütler, inançlar, dogmalar, rahipler, ayinler veya felsefe yoluyla gerçeğe, yani o patikasız yola ulaşamayacağını öğretti.
Ona göre, gerçek ancak aklımızdaki şeyleri anlayarak ve onları gözlemleyerek bulunabilir. İnsanlık kendisini semboller, fikirler ve inançlarla çevrelemiştir. Bu durum insanın düşüncelerine hükmeder, bu yüzden hayatına ve ilişkilerine hükmeder. Kültürlerimizin adı ve şekli bizi tanımlamamalı, bunlar geleneksel olarak yüzeyseldir. Bunu yapmak yerine, aklımızı özgürleştirmeliyiz.
Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.
- Krishnamurti, Jiddu (2009) Freedom from the Known. Edited by Mary Lutyens. HarperSanFrancisco. 978-0060648084.
- Lutyens, Mary (2016) J. Krishnamurti. The Open Door (A Biography of J Krishnamurti). Krishnamurti Foundation Trust Ltd. B01HPZ9KZ8.
- De Sousa A. (2012). Mind and consciousness as per j. Krishnamurti. Mens sana monographs, 10(1), 198–207. doi:10.4103/0973-1229.86145.
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.