İlişkilerinizi Geliştirmek için 7 İpucu
Kişisel ilişkiler kolay bir iş değildir. Ama aynı zamanda, bir çatışma ortasında olduğumuz zaman bile, göründükleri kadar zor da değildir. Bazı insanlar çok utangaç oldukları için başkalarıyla iletişim kuramazlar. Öte yandan bazı insanlar, geçmişlerinde yaşadıkları çatışmaları, beraberlerinde taşırlar. Belki de, sağlam temellerin üzerine kurulu olmayan bir aileden geliyorlardır. Bu tür bir geçmiş, genellikle insanların kavgacı bir karaktere bürünmesine neden olur. Hiçbir kazanç elde edemeyecekleri savaşlar ile boğuşan bu insanlar, hem kendilerine hem de çevrelerine güvensizlik ve endişe yayarlar.
Hiçbirimizi iyi kişisel ilişkiler kurma kabiliyeti ile ya da bunun yeteneksizliği ile doğmadık. Bazılarımızın, genetik açıdan daha dışa dönük ya da daha sosyal olma eğiliminde olduğu doğrudur. Ancak, bunlar tek başlarına belirleyici bir faktör değildir. Temel olarak, başkalarıyla nasıl etkileşim kuracağımız, öğrenmemiz gereken bir görevdir. Ve bu sebepten ötürü, aslında hepimizin elimizde olan bazı yeteneklerimizi geliştirmemiz gerekir.
Bu yeteneklerin kazanımını kolaylaştıran bazı ipuçları da vardır. Uygulanması kolay ve amaca yönelik, etkili bu küçük ipuçları, kişisel ilişkilerimizi geliştirmek için çok yararlı olabilir. Şimdi bunların ne olduklarına bir bakalım…
“Başarı formülü içindeki en önemli bileşen, insanlarla nasıl başa çıkılacağını bilmektir.
Dinleme becerilerinizi geliştirin
Dinleme, muhabbet halinde olduğunuz kişi konuşurken sessiz olmaktan ibaret değildir, zaten de böyle olmamalıdır. Çünkü dinleme eylemi, bundan çok daha fazlasıdır: diğer kişinin, aktarmaya çalıştığı mesajın içeriğine ve biçimine dikkat etmek demektir. Yani, sessiz kalmak ile ilgili değildir. Dinlemek, diğer kişinin söylediklerini algılamak, yorumlamak ve bakış açıları önermek için uğraşılması anlamına gelir. Bu, kendi iç diyaloğumuzu susturmaktan daha ziyade, diğer kişinin bize söylediği sözler ile aynı seviyeye gelmek demektir.
Dinleme becerilerimizi geliştirmek için, dinlemek kadar etkili bir yöntem yoktur. Peki ama bunu nasıl yapacağız? Sadece sessiz kalmaya ve diyalog halindeki insanın size söylediklerini anlamaya çalışın. Başlangıçta odaklanmaya devam etmek için bilinçli bir çaba göstermelisiniz, ancak zaman içerisinde tecrübe kazandıkça, çok da zorlanmadığınızı fark edeceksiniz.
Empati Yapmaya Çalışın
Aktif dinleme ve empati, birlikte hareket eden iki kavramdır. Dikkatimizi birisinin bize iletmeye çalıştığı mesaja odaklamak, bize bir fırsat verir: o mesajı, kendi algımıza göre değil, başkasının algısına göre anlamak. Empati yapmak da tam olarak budur: kendinizi başkalarının yerine koymak ve onların nasıl ve neden o şekilde düşündüğünü ya da hareket ettiğini anlamaya çalışmaktır.
Böylece, empati, eleştirel bir tutumdan ziyade açık fikirli olmanızı ister. Herkes olduğu gibidir ve yaptıkları işi, bizim anlamadığımız nedenlerle yapar. Onları sorgulamak gibi bir hakkımız var mı? Bu anlamda, empati yapamadığımız zaman kaybedecek çok şeyimiz oluyor. Öğrenme fırsatlarını, deneyimimizi genişletme ve kişisel ilişkilerimizi geliştirme imkanını kaçırıyoruz.
Söylediklerinize ve yaptıklarınıza güvenin
Kendine güvenen bir tutum takınırsanız, başkaları da size güvenmeye başlar. Bunun tam tersi de doğrudur. Birisi yaptığından ya da söylediğinden şüphe eder ve kendine güven duymazsa, çevrelerindeki insanlar da buna karşı olarak hareket eder. Güvenilir bir karakter çizmek o kadar da zor değildir. Sadece kendinize bir şans verin ve içinizde bir yerlerde, olmak istediğiniz insanın olduğunu da unutmayın.
Korku, iletişimi gergin bir hale sokacak duygulardan biridir. Dolayısıyla, kişisel ilişkilere engel teşkil edebilir. Çoğu durumda, korkunun etkisinden uzaklaşmak için, sadece biraz eğitim gerekir. Bu amaçla, konuşurken çok fazla ara vermeyin ve muhabbet bir monoloğa dönüşmeden önce, konuşan kişi sayısını arttırmaya bakın.
Gerçekten konuşkan, komik veya esprili bir kişi olmak zorunda değilsiniz. İletişim için ihtiyacınız olan malzeme, biraz kendiliğinden meydana gelir. Bu anlamda, dinleyiciniz, ölçülü ve pratik bir konuşmayı, bir şeyi gizleme girişimi olarak yorumlayabilir … Eğer gizlemeye çalıştığınız şey, sadece kendi karakteriniz ise, o zaman neden korkuyoruz ki?
Gülün, her zaman gülün
Bir gülümsemenin, binlerce kapı açtı herkesin duymuş olduğu bir laftır. Bununla birlikte, herkesin bu söyleyişi bilmesi, doğru olmadığı anlamına gelmez. Gülümsemeler engelleri parçalayıp dostça bir çevre yaratmaya yardımcı olur. Gülümsemek gerilimi azaltır ve üstüne üstlük bedavadır!
Kendinizi motive etmek için, gülümsemeyi, bir barış ve kabullenme ibaresi olarak düşünün: iyi bir iletişim kurmada, eşsiz bir dostluk hareketidir. Aradaki buzları kıran ve güven sağlayan bir jesttir. Kişisel ilişkileri geliştirmek için, her bir muhabbete bir gülümseme ile başlamaktan daha iyi bir şey yoktur. Bu arada, birçok çalışma, insanların gülümsemeyen birine kıyasla, gülümseyen birine yaklaşma ihtimalinin çok daha yüksek olduğunu göstermektedir.
Nezaket Kuralları
Nezaket kuralları hiç bir zaman gözden düşmez. Kapıyı açan anahtar olmayı da bırakmaz. Uygulama ile, daha doğal bir şekilde icra edilebilir bir hale gelir. Nezaket kurallarının özelliklerinde ustalaştıktan sonra, sahte olduklarına inanmazsınız. Bazı insanlar, bu hal ve tutumu, saygılı ve düşünceli olmak yerine, samimiyetsizlik olarak yorumlayabilir.
Tabii ki de, hava atmaktan öteye gidemeyen bazı kibarlık göstergeleri de vardır. Bununla birlikte, geriye kalanları ise, insani ilişkilerde temel teşkil eder ve asla unutulmamalıdır. Örneğin, insanları selamlamak, güle güle demek, teşekkür etmek, konuşurken birinin sözünü kesmemek, başkasına yol vermek, insanlar ile iyi geçindiğinize dair küçük göstergelerdir.
Bu arada, zaman içerisinde kaybettiğimiz nezaket kurallarının bir yönünün önemini vurgulamamız gerekiyor. Cep telefonları ile ilgili. Acil bir telefon beklemediğiniz sürece, yapılacak en iyi şey, telefonunuzu sizi rahatsız etmeyecek bir yerde tutmaktır. Telefonunuzu bir süreliğine elinize almazsanız, çok olağanüstü bir şey kaçırmayacaksınız. Aksine, kazanacağınız çok şeyiniz olur.
Öfkenizi kontrol etmeyi öğrenin
Öfkenizi kontrol etmek, tıpkı diğer herhangi bir duygu da olduğu gibi, öğrenilebilir bir durumdur. Öfkeli anlarımız için, bize yardımcı olabilecek altın bir kural var. Eğer birisi ya da içinizde bulunduğunuz durum sizi üzerse, önce üç şey yapın: hiç bir şey söylemeyin, hiçbir şey yapmayın ve sessiz kalın. Bu kadar basit. Öfke hemen hemen hiç bir çatışmayı çözmeye yardımcı olmaz.
Bu, diğer durumlarda olduğu gibi, yalnızca bir eğitim meselesidir. Bu, tekrardan öğrenebileceğiniz bir yetenektir. Duyguyu taşıyan enerjinin iletişim kurabilmesi için, yeterince dağılıncaya kadar bekleyin. Enerjisi düştükten sonra, söylemek istediklerinizi hem sizin hem de ilişkiniz için en iyi şekilde söyleyebilirsiniz. Böyle davranarak, kendi kontrolünüzü sağlamış olup, kendinize ve diğer kişiye saygı da göstereceksiniz.
Öfke kontrolünün yetersiz olması nedeniyle, bireysel ilişkiler genellikle kötüleşme eğilimi gösterir. İlişkiyi öfke ele geçirdiğinde, en kötü tarafımız ortaya çıkar. Hatta çok acımasız biri olup çıkabiliriz. Bu, özellikle sevdiğimiz insanlar tabanında daha çok görünür çünkü onları neyin incittiğini en iyi biz biliriz.
Her şey (ya da hemen hemen her şey) ayrıntılarda gizlidir
Bireysel ilişkilerimizin kalitesini önemli ölçüde artıran bazı tutumlar veya küçük ayrıntılar vardır. Bunlar ahlaki ve başkalarına karşı iyi niyet emaresi olarak ifade edilen basit jestlerdir. Aşağıda bazılarını sıraladığımız jestleri, davranışlarınıza dahil etmek, iyi bir fikirdir.
- Diğer insanları içtenlikle övün. Çok azımız, başkaları hakkında düşündüğümüz güzel şeyleri paylaşmayı bir alışkanlık haline getirir. Bunları açıkça söylemek her zaman memnuniyet getirir.
- İnsanlara isimleri ile hitap edin.
- Bir sorundan etkilenen bir kişi, bunun ne kadar önemli olduğuna karar veren kişi.
- Bir tartışma esnasında, karşınızdaki insanın bakış açısına değer verdiğinizi söyleyin ve fikrini anlamaya çalıştığınızı ifade edin.
- Karşınızdaki insanın ne düşündüğüne ve ne hissettiğine ilgi gösterin.
- Hiç kimsenin fikrini değiştirmeye çalışmayın.
İyi ilişkiler çaba gerektirir. Bazı insanlar dünyaya başkaları ile kolayca etkileşim kurmak için daha donanımlı olarak gelmesine rağmen, hepimizin öğrenmesi gereken birkaç şey var. Bu, özellikle uzun bir süre iletişim zorluğu yaşadığımız ya da çözümlenmemiş anlaşmazlıklar listemiz oldukça uzun bir hale geldiğinde geçerlidir.
İlişkilerinizin kalitesini artırabilirseniz, hayatınızın tamamı zenginleşecektir. Bu sayede, kendinize daha fazla güvenecek ve daha mutlu olacaksınız. Başkaları ile yapıcı ilişkiler kurduğumuzda, kendinizi daha motive ve daha huzurlu hissedeceksiniz.
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.