İlişki Gerilimi Ardında Yatan Şey Aslında Nedir?
Kafamızda aşkı oturttuğumuz yer ve stressiz bir hayat yaşamamız mümkünmüş gibi davranan kişisel gelişim kitapları yüzünden birine sevmek zorlaştı. Geçmişte daha iyi olan bir şey vardı: ilişki gerilimi ile baş etme şeklimiz. En azından, çiftler bu gerginliği sıra dışı bir şey olarak görmezlerdi. Bunun normal bir şey olduğu düşünülürdü.
Bugünlerde her şey oldukça farklı. Gerçek bir aşk için hiçbir sorun olmaması gerekiyormuş gibi düşünüyoruz. İlişki gerilimi bir şeylerin ters gittiğini kanıtlayan bir kırmızı bayrakmış gibi görülüyor.
“Aşk fizikseldir. Evlilik ise kimya meselesidir.”
– Alexandre Dumas
İnsanlar artık iki kişi birbirini sevdiğinde birbirlerini incitebilecekleri gerçeğini kabul etmiyorlar gibi görünüyor. Fakat, sevginin varlığı incinebilme gerçeğini ortadan kaldırmaz. Aslında, işler tam tersi yönde gelişir. Çoğu ilişkimiz kafamızda kurduğumuz ilişkiden daha yetersizdir. Ama yine de güçlü ve uzun ilişkiler olabilirler.
Bir ilişkiye başlamanın yeni bir tarafı yoktur. Aslında, yeni ilişkiler daha çok eski senaryoları gün yüzüne çıkarmak gibidir. Doğduğunuzdan beri yazmakta olduğunuz bitmemiş aşk hikayeleridir bunlar.
Hepsi başarısızlıkla sonuçlanmış ya da artık yaşanmayan muhteşem aşklardır. Hiçbir ilişkiye boş bir levha gibi taptaze bir şekilde başlamazsınız.
Bunu da okumak isteyebilirsiniz: İnsanları Engellemek Ya Da Silmek: İlişkileri Bitirmede Soğuk Strateji
İlişki geriliminin kökenleri
İlişki gerilimine sebep olan şeylerden ilki romantik beklentilerin yıkılmasıdır. Ama bu, diğer kişinin sizi yarı yolda bıraktığı anlamına gelmez. En azından kısmi olarak dağılmakta ola şey, ilişkinin başında sahip olduğunuz hayal ve hedeflerdir. Özellikle böyle hissettiğiniz zamanlar, “hayatınızın aşkını” bulduğunuzu düşündüğünüz zamanlardır.
Karşınızdaki insanı idealize etmeniz tamamen normal bir durumdur. Bu, aşık olduğunuzda başlayan psikolojik bir süreçtir. Bazı insanlar bunu diğer insanlara göre daha yoğun yaşar ama herkesin bunu az da olsa yaşadığı bir gerçektir.
Biraz hayal kırıklığı yaşamak da bu sürecin bir parçasıdır. İlişkinizde yapbozun bazı parçalarının eksik olduğunu fark edersiniz. En başlarda düşündüğünüzün aksine, karşınızdaki insan bazen gerçekten canınızı sıkabilir. Hatta bazen sinirlerinizi dahi bozabilirler. Ve belki de sizin ilk gördüğünüzden daha sıradan insanlardır.
Bu, çoğu yeni çift için sonun başlangıcına işaret eder. Diğer çiftler içinse yalnızca bir geçiş sürecidir. Gerçek ilgi ve uyum baki kalır. Bu demek oluyor ki, duygusal yakınlık hayal kırıklığından daha güçlüdür.
O halde, ilişki gerilimi bir engelden fazlası olmak zorunda değildir. Eğer bir insan bu gerilimi dramatik algılamayı tercih ederse, beklentileri ve gerçekte yaşadıkları çatışmaya başlar.
Bunu da okuyun: Sona Ermemiş Olması Gereken Bir İlişkiyi Yeniden Kazanmak
Bir süre sonra her şey rayına oturur
Romantik beklentilerin gerilemeye başladığı dönem yalnızca başlangıç. İkiinsan çok akıllı ve gerçekçi olabilir fakat bu iki insan bir çift olduğunda, bazı özellikler (fikirler, düşünceler, davranışlar, duygular, vb.) doğru şekilde hayat bulmaz. Çoğu durağan ilişkide kişilerin partner olarak doğru kişiyi seçip seçmediklerini sorguladıkları zamanlar olur.
Aşk böyle bir şeydir işte: çelişkili. İlişki gerilimi bir istisna değil, kuraldır. Ve romantik ilişkiler kadar farklılık gösteren bir ilişki türü daha yoktur.
Çocuğunuzun ya da arkadaşınızın yaptığı hata tarafınızdan kolayca affedilebilecek iken, konu partnerinize gelince bu her şeyi berbat edebilir. Öfke de dahil olmak üzere tutkulu tüm hisler normal ilişki rutininin bir parçasıdır.
Her çift fark etmeden bazı gizli kurallar geliştirir. Bir taraf güçlüyken diğer taraf kol kanat gerilmesine muhtaç olur. Ya da biri anlayışlı iken diğeri talepkardır. Bir taraf iki kişiye yetecek kadar üzülürken diğeri durumu sakinleştirmeye çalışır.
Partnerlik yalnızca duygusal çekime bağlı değildir. Aynı zamanda, genellikle bilinçsizce geliştirilen güçlü psikolojik mekanizmalara da bağlıdır. Kişilerden biri bu yazısız kurallara uymazlık ederse, ilişki gerilimi ortaya çıkar.
Bazıları gerçek aşkın bu demek olduğunu kabul etmezler. Büyük A ile yazılan “Aşk” ile mükemmelliğin bir araya geldiği müthiş derecede dengeli ilişkilerin hayalini kurmaya devam ederler.
Aynı zamanda dengelerini bozmayan bir aşkın peşindedirler. Bu tip ilişkilerde ilişki gerilimi yoktur, her daim mutluluk vardır ve “sonsuza dek mutlu yaşanır”. Bu tarz bir aşkta bağışlanmaya ihtiyaç duyulmaz. Ama böyle bir aşkı kişi asla bulamaz, çünkü böyle bir aşk yoktur.
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.