Logo image
Logo image

İnsanları Engellemek Ya Da Silmek: İlişkileri Bitirmede Soğuk Strateji

5 dakika
İnsanları Engellemek Ya Da Silmek: İlişkileri Bitirmede Soğuk Strateji
Tarafından yazılmıştır Valeria Sabater
Son Güncelleme: 14 Aralık, 2021

Hepimiz bir şekilde sosyal medya platformlarında “kişiyi engelle ya da sil” seçeneğine tıklamışızdır. Kimi zaman bu eylem faydalı ve hatta gereklidir. Ancak bu tür bir davranış biçiminin, bir aşk ilişkisini ya da bir arkadaşlığı bitirmek için soğuk strateji olarak kullanıldığında faydalı olduğunu söylememiz pek de mümkün değildir. Öyle ki herhangi bir açıklama yapmadan, sadece tek bir dokunuşun kişinin sizin için yok olması, araya mesafe koymanız ve onu sessizleştirmeniz anlamına geldiği bir gerçektir.

Beğensek de beğenmesek de sosyal medya platformları aslında gerçek hayatımızın birer yansıması niteliği taşımaktadır. Bunun da ötesinde yapılan her like, yazılan her sözcük ya da yüklenen her fotoğrafla kişiliğimize ilişkin bir fırça darbesi daha vurmuş oluruz. Aslında bu sanal algoritmalar, ruhumuz ve davranışlarımızın birer yansıması durumundadır. Bu tür programları geliştirenler bunu bilirler ve biz de esasında bizler de bunun farkındayız. Bu nedenle, bu tür senaryolarda olup biten hiçbir şey aslında bir tesadüf sonucu ortaya çıkmamaktadır.

İnsanları sosyal medyada saf dışı bırakmak gittikçe büyüyen bir trend haline gelmektedir. Ancak bu sanal strateji ile aynı zamanda birçokları çok ciddi ve yakın ilişkilerini de sonlandırma yolunu seçmektedir.

O yüzden, bir kişiyle arkadaşlığı bitirmek ya da sosyal medya platformlarından bir kişiyi engellemek ya da silmek anlamına gelen “arkadaşlıktan çıkarma” olgusu, psikologlar ve bilgisayar dünyasının bu boyutunu yaratanlar tarafından gittikçe artan bir ivmeyle ve derinlemesine araştırılan konular arasına girmiştir. Peki bunun sebebi nedir? 2009 yılında Facebook tarafından takipten çıkarma (unfollow) seçeneği sunulduktan sonra bu seçeneğin kullanımını sürekli olarak artmıştır. Bu tür platformlarda aslında hayatımızı çevreleyen aynı sosyal olgu taklit edilmemektedir. Buna ek olarak bu programlar birbirimizle olan ilişkilerimizi de değiştiren bir özelliğe bürünmüşlerdir.

Şimdi bu konuyla ilgili daha fazla detayı birlikte inceleyelim.

Some figure

İnsanları Engellemek Ya Da Silmek Kimi Zaman Faydalı Bir Davranıştır

Son yıllarda Facebook ya da Twitter kullanıcılarının davranışlarında çeşitli değişimler gözlenmektedir. Bir bakıma bu kullanıcıların olgunlaştıklarını söylemememiz de mümkündür. Günümüzde artık fazla sayıda arkadaşa sahip olmak çok değer verilen bir durum değildir. Kısa bir süre öncesine kadar popüler olan sosyal medya platformlarında yüzlerce arkadaşa sahip olma yaklaşımı artık sona gelmektedir. Bu durum özellikle 30 yaş ve üzeri kişilerde daha belirgin bir biçimde gözlenmektedir. Bu kişiler sosyal medya platformlarını daha ciddi ve profesyonel olarak kullanmayı tercih etmektedirler.

Bu yüzden, insanları bu platformlarda engellemek ya da silmenin sadece yeterli olduğunu söylemek eksik bir kanı anlamına gelecektir. Bu aynı zamanda birçok durumda gerekli bir davranış biçimi haline de dönüşmektedir. Bu hareketle klasik anlamdaki spam mesaj gönderen kişileri önlemiş olursunuz. Bu kategorideki kişilerin temel olarak diğer insanları rahatsız edenler olduğunu söyleyebiliriz. Ayrıca onlara kendilerini rahat hissedebilecekleri kadar yakın olmayan ya da herhangi bir biçimde sevmedikleri kişiler de bu kategoride değerlendirilir. Yani bu şekilde sapla samanı birbirinden ayırmaya çalışırız. Buna ek olarak, bu hareketimizle Dunbar sayısı teorisi olarak bilinen teoriyi de onaylamış oluruz.

Bu teori, antropolog Robin Dunbar tarafından 90’lı yıllarda geliştirilerek ortaya atılmıştır. Dunbar’a göre insanlar, ciddi ya da daha belki de az önemli olan 150’den fazla sayıda kişi ile ilişkiye sahip olamazlar. Bu sayıya, gerçek hayatta tanımadığımız ancak sosyal medya aracılığı ile düzenli olarak etkileşim içerisinde bulunduğumuz kişiler de dahil bulunmaktadır.

Bu nedenden dolayı, artık günümüzde sanal dünyalar ile kendi hayatlarımızı bir uyum içerisine sokabilmek için bu tür filtrelerle daha sık karşılaşmaktayız. Bu konuda ileriye doğru bir adım atmış durumdayız. Birçok kişi de böylelikle gerçek hayat ile sosyal medya platformları arasında benzer bir denge bulma arayışı içerisine çoktan girmiş durumdadır.

Some figure

Kişiyi Engellemek Ya Da Silmek: Bir Dokunuşla Ciddi Arkadaşlıkları Sonlandırmak

Biraz önce belirttiğimiz gibi genel olarak artık siber alanlarda temas içinde olduğumuz insanlarla gerçek hayat arasında benzer bir denge bulmak için bu insanların sayısını azaltma arayışı içinde bulunuyoruz. İlk başta oldukça olumlu görünen bu arayış aslında o kadar da iyi bir şey olmayabilir. Bunun nedeni de şundan kaynaklanmaktadır: Sık sık sanal dünyada yaptığımız eylemleri aynı şekilde gerçek dünya ile birleştirme eğilimine sahip olmaktayız.

Bu yüzden, bir iş arkadaşı ile yaşadığı anlaşmazlık sonrası bu kişiyi sosyal medyada engellemeyi ya da tamamen silmeyi tercih eden insanlara rastlamak artık hiç de zor değildir. Kimileri de buna benzeyen hareketleri arkadaşlarına yönelik olarak yapmaktadır. Dahası bu dinamik gittikçe daha etkin ve hayatı etkileyen seviyelerde gerçekleşmektedir. Bu bağlamda diğer bir olgu da ghosting olarak bilinen kavramdır. Bu eylemin, bir kişinin karşısındaki insanı ya da partnerini herhangi bir açıklama ve hatta bir kelime bile olmaksızın terk etmesi anlamına geldiğini hatırlayalım. Bu sessiz sürecin neredeyse hemen sonrasında o kişi, (eski) arkadaşı ya da partnerinin sosyal medya ağlarında artık görünmediğinin farkına varır.

Bazı insanlar, bu sanal dünyalardan silinen kişilerin sanki bir sihir yapılmışcasına her gün ortadan öylece kaybolduklarını düşünmektedir. Bu insanlar, belki de karşı taraftaki kişinin bu durumdan hemen kurtulacağını ya da bu hareketi anlayabileceğini öngörmektedirler. Ancak ghosting gibi eylemlerin insanların acı çekmelerine neden olduğu bir gerçektir. Bu durumdaki mağdurlar, hayatlarında duygusal bir boşluğa düşmektedir. Ayrıca bu boşlukta mücadele etmeleri için gerekli güce ulaşmaları da son derece zor olmaktadır.

Some figure

Bu davranışlar ne kadar çaresizce ve çocukça gibi görünse de, şimdi bu konu üzerinde dikkatlice düşünmemizi gerektiren önemli bir detay bulunmaktadır. Bu bağlamda, hiçbirimiz teknolojiyi suçlamamalıyız. Günlük olarak kullandığımız sosyal medya platformlarının ne yaratıcılarını ne de geliştiricilerini suçlamak doğru bir davranış şekli olmayacaktır. Bu tür ortamlarda yaşanan sanal senaryoların, insanoğlu ile özdeşleşmiş olan iletişim zorluklarının birer yansıması olduğu bir kez daha kanıtlanmaktadır.

İnsanları bir dokunuşla engellemek ya da silmek hayatlarımızı daha kolay hale getirmektedir. Hızlıdır ve bunu yapanlar için oldukça güvenlidir. Ayrıca tüm bunlardan belki de daha önemlisi, karşıdaki kişiye “Seni artık sevmiyorum”, “Umurumda bile değil” ya da “Seni şu sebeplerden ötürü artık hayatımda istemiyorum” demek için yüz yüze gelmek zorunda kalmazsınız. Aslında insanoğlu ve iletişim kurmak için sahip olduğu kabiliyetler arasında öteden beri birçok çatlaklar ve sorunlar bulunmuştur. Şimdi ise gelişen teknoloji ile birlikte bu ikili arasında çok daha büyük boşluklar yaratıyoruz.

O zaman problemlerimizle kişisel olarak başa çıkmayı öğrenmenin vakti gelmiş demektir. Çünkü akıllı telefonlarımızda bulunan silme seçeneği hayatımızdaki sorunların büyük kısmını çözmek için yeterli olmayacaktır.


Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.


  • David, D., y Hayes, J. (2012). What are benefits of mindfulness. American Psychological Association. https://www.apa.org/monitor/2012/07-08/ce-corner#:~:text=Among%20its%20theorized%20benefits%20are,with%20kindness%2C%20acceptance%20and%20compassion.
  • Navarro, R., Larrañaga, E., Yubero, S., & Víllora, B. (2020). Psychological correlates of ghosting and breadcrumbing experiences: A preliminary study among adults. International journal of environmental research and public health17(3), 1116.