Göz Korkutucu Bir Kişiliğe Mi Sahipsiniz?
Güçlü bir karaktere sahip olmak ve göz korkutucu bir kişilik arasında fark vardır. Bazı insanlar tüm hayatları boyunca savaşmak ve mücadele etmek zorundadır. Bu onların karakterini yumuşatır fakat nazikliği yok edebilir. En kötü yanı ise savaşların onları sürekli savunmacı bir hale getirmesidir. Her zaman kalkanlarını hazırlar tutarlar ve düşman topraklarındaymış gibi hissederler.
Hepimiz dışarıdan sert görünen fakat büyük bir kalbe sahip insanlar tanımışızdır. Genellikle mesleki ve sosyal açıdan başarılıdırlar, ancak çevrelerinde korku atmosferi vardır. Her şeye çok güçlü tepki verirler, bu sebepten de başkaları onlardan korkmaya başlar.
“Naziklik ve esneklik yaşamla yakından alakalıdır, buna karşın, sertlik ve bükülmezlik ölümle ilişkilendirilir.”
İnsanları korkutan kişiler genellikle diğer insanlar üzerindeki etkilerini anlamazlar. İyi insanlar olduklarını bilirler ve diğerlerinin neden onların aşırı sert ifadelerinden veya jestlerinden korktuğunu anlamazlar. Bu kategoriye girip girmediğinizi öğrenmek için, aşağıdaki özelliklerden bir veya daha fazlasına sahip olup olmadığınızı kendinize sorun.
Korkutucu bir kişilik, sessizlik tarafından çevrilidir
Eğer etrafınızdaki insanlar siz konuştuktan sonra sessiz kalıyorsa, korkutucu bir kişiliğiniz olup olmadığını kendinize sormanın zamanı gelmiş demektir. Konuşurken bir konudan başkasına hızlıca geçiyor olabilirsiniz. Konuşurken çok kısa kesiyor veya mutlak oluyor olabilirsiniz. Başkalarının size hayranlık duyması ve bu yüzden sizi hayal kırıklığına uğratmaktan korkmaları da mümkündür.
Bu, şöyle işler: görüş bildirmiyor, sonuçlara varıyorsunuzdur. Sanki konuyla ilgili son sözü siz söylüyormuşsunuz gibi. Sözleriniz, cevapların izin verilmediğini ve kabul edilmeyeceğini ima ediyordur. Bu konuşmayı sona erdirmek demektir. Başkalarının sizi dinlemesi için konuşuyorsunuzdur ve otoriter bir ton kullanıyorsunuzdur. Bu durumda, herkes sohbete devam etmeye istekli olmayacaktır.
Korkutucu bir kişiliğiniz olduğunda varlığınız, siz olmadığınızda canlı ve katılımcı olacak bir havayı söndürebilir. İnsanlar siz gelince sessizleşirler veya sadece huzursuz görünürler. İnsanların sizin çevrenizdeyken spontane bir şekilde hareket etmediklerini fark edebilirsiniz.
Hislerinizin “samimi” olması önemlidir
İnsanları korkutan kişiliğe sahip olan kişiler aşırı derecede dürüst olma eğilimindedir. Dürüst olmaları, düşünceleri ve duyguları hakkında kelimeleri küçültmemeleri ile övünürler. Bununla birlikte, samimiyeti kaba veya düşüncesiz olmak ile karıştırıyor olabilirler.
Bu tür kişilikler aşırı görgü kurallarını reddetme eğilimindedir. Karşıya geçen şey ne kadar çiğ ve doğrudan ise onun o kadar doğru olduğunu düşünürler. Onlar, nazik şeyler söylemenin, gerçeği tahrif etmek veya gizlemek ile aynı olduğunu varsayarlar. Nezaket ve pohpohlama arasındaki farkı görmezler.
Gerçek şu ki, “gerçeği” aşırı kaba bir şekilde söylemek yalnızca insanları kötü hissettirir. Bazen gerçek öyle acımasız bir şekilde söylenir ki dinleyici içeriği tamamen unutur. Sadece söylenme şeklini hatırlar. Günün sonunda, bir şeyi kaba bir şekilde söylerseniz, kimse ne söylediğinizi dinlemez.
Başkaları zayıflık işaretleri gösterdiklerinde onları azarlarsınız
Eğer korkutucu bir kişiliğiniz varsa, başkalarının zayıf yönlerini ve kırılganlığını anlamak zordur. Birisi size bir problem anlattığında, onu en kısa zamanda çözmelerini önerirsiniz. Diğer kişinin ağlamak için bir omuza ihtiyacı olduğunu değil, durumun üstesinden gelmek için bir otorite sesine ihtiyacı olduğunu düşünürsünüz.
Mesele, insanların bazen diğer insanlardan duygusal konfora ihtiyaç duyduğu zamanların da olmasıdır. Onların bizim için kötü hissetmesini istemeyiz, sadece bizi dinlemelerini ve yargılamadan orada olmalarını isteriz. Birinin bize ne yapacağını söylemesini istemeyiz. Çoğu zaman kimseden bize hangi yolu seçeceğimizi söylemesini sormayız, sadece yeniden toparlanma konforuna ihtiyacımız vardır.
İnsana korku veren bir kişiliğe sahip olmak, diğer insanların size karşı mesafesini korumalarına neden olur. Dışardan bu kadar sert görünmek, sizi sevgiden ve sıcaklıktan ayırmakla sonuçlanır. Aşırı savunma tutumları genellikle sonunda size döner. Belki “Mary Poppins” ya da “Theresa Ana” değilsiniz, ancak bu, diğer herkese aşırı yüklenmeniz gerektiği anlamına gelmez. Paylaşmanız gereken çok şeyiniz vardır, bu nedenle başkalarıyla nasıl ilişki ve iletişim kurduğunuzu yeniden düşünmeye değecektir.
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.