Logo image
Logo image

Gıda Fobisi Kilo Alma Korkusundan Kaynaklanmıyor

6 dakika
Yemek veya gıda fobilerini hiç duydunuz mu? Bunlar, ciddi sonuçları olabilecek ve insanların hayatlarını sınırlayabilecek koşullardır. Bu fobiler hakkında daha fazla bilgi edinmek için bugünkü yazımızı okumaya devam edin.
Gıda Fobisi Kilo Alma Korkusundan Kaynaklanmıyor
Son Güncelleme: 10 Şubat, 2021

Kaç tür fobi duydunuz? Bazıları diğerlerinden daha yaygın olmasına rağmen, muhtemelen yüzlercesi vardır. Köpeklere, karanlığa ve yüksek yerlere karşı geliştirilen fobiler ile birlikte diğer pek çok çeşit fobi de var. Elbette siz veya size yakın biri bu fobilerden birinin kurbanı olmuş veya bu tarz bir durumun içerisine düşmüş olabilirsiniz. Her halükarda, daha az bilinen ancak sizi neredeyse felç eden bazı klinik korku ve fobiler de var ve hatta siz bunları hiç duymamış bile olabilirsiniz. Örneğin gıda fobisi veya yemek fobisi olarak bilinen durum.

Bu durum, yeni yiyecekleri deneme korkusundan, yiyecek yutma korkusuna, zehirlenme korkusundan belirli yiyecek türlerini yeme korkusuna kadar her şeyi içeren bir fobi ailesini içerisine alıyor. Yemek yemek birincil bir ihtiyaçtır ve bunu yapmamak ciddi sonuçlara yol açabilir.

Peki sizce en yaygın gıda fobisi türleri nelerdir? Anoreksiya nervoza gibi diğer yeme bozukluklarıyla ilişkili midir? Sonuçları nelerdir? İşte, sizin için, bu sorulara ve daha fazlasına bazı cevaplar.

“Bazen fobileri uçuşan kelebeklere dönüştürmek için biraz ışık yeterlidir.”

– Marina Matiss

Some figure

Fobi dediğimiz şey tam olarak nedir?

Bu, çoğu insanın kontrol altında tuttuğu ve zararsız veya zararlı uyaranlara karşı duyduğu mantıksız korkunun tepkisidir. Belki de korkan kişinin bu tür durumlarla karşı karşıya gelmesine sebep olacak kaynaklara sahip olduğu için ortaya çıkıyorlardır.

Fobik tepkiler uyumsuzluk içerir ve insanların günlük yaşamlarını etkileyebilir. Bu nedenle, dikkat, özen ve daha sonra da tedavi gerektirirler. Daha da fazlası, fobi yemek gibi temel bir fizyolojik ihtiyacı etkilediğinde, daha da etkili olabilir.

Daha önce bu bilgiye denk gelmemiş olabilirsiniz, ancak fobiler genellikle çocukluk veya ergenlik döneminde ortaya çıkar ve genellikle öğrenilir. Fobik uyaranla doğrudan deneyim, dolaylı öğrenme (başkalarını izleyerek), bir fobi edinmenin ana yoludur. Örneğin, bir fıstık tanesi nedeniyle neredeyse boğulacak olmak, bir fıstık yeme fobisi kazanmak için yeterli olabilir.

Benzer şekilde, gıda zehirlenmesi yaşama korkusu olarak bilinen ve oldukça ilginç bir konsept olan Garcia etkisi vardır. Bu etki, insanların neden bir noktada onları rahatsız eden belirli yiyecek türlerini (veya benzer tatları) sistematik olarak reddettiğini açıklar.

Gıda zehirlenmesi yaşadığınızda veya bir şekilde bir rahatsızlığa neden olduğunda (çok az da olsa), buna neden olan gıdayı tatmak için şartlı bir isteksizlik vardır. Bunun nedeni, beyninizin, bu tadı, o yaşadığınız ve pek de hoş olmayan hislerle birleştirmesidir.

Pek çok farklı fobi türü vardır, ancak bugünki makalemiz daha önce de bahsettiğimiz gibi, yemek fobilerine odaklanacaktır. Bunlar nedir ve kaç tür vardır, önce ona bakalım.

Gıda fobisi konusuna giriş

Bunlar, yiyeceklerin çeşitli yönleriyle ilgili bir fobiler ailesidir. Yeni yiyecekleri deneme korkusu, onları yutma korkusu, yiyecek zehirlenmesi korkusu veya belirli bir yiyecek grubunu yeme korkusu olabilir. Çoğu fobide olduğu gibi, yukarıda bahsettiğimiz gibi yemek fobileri de genellikle öğrenilir.

Ana sonuç, fobik uyarandan aktif olarak kaçınılmasıdır. Aslında, hayatınızda abartılı bir kısıtlama durumuna ve yetersiz beslenmeye yol açabilir.

Neofobi, bilinmeyen yiyeceklerin korkusu

Bu fobi, yeni yiyecekleri denemeyi reddetmeyi ifade eder. Kelimenin tam anlamıyla “bilinmeyen yiyecekleri deneme korkusu” anlamına gelir. Neofobi, özellikle iki veya üç yaşlarında çocukluk döneminde sık görülen bir olgudur. Ancak beş yaşından sonra da, bu durum, kaybolma eğilimindedir. Yine de, yetişkinliğe kadar da devam edebilir.

Bu fenomenin evrimsel bir açıklaması var. Yiyecek neofobisinin bir savunma mekanizması olduğu söylenebilir. Bunun nedeni, bilinmeyen yiyeceklerin, insanlar kendi yiyeceklerini topladıkları zaman, genellikle zehirlenmeye ve hatta daha sonra ölüme yol açtığı için bir risk oluşturmasıdır.

Bu nedenle, yeni yiyecekleri reddeden iki ila üç yaşındaki çocuklar seçici yiyiciler değildir. Esas olarak, nihayetinde, tahammül edebilecekleri yeni zevklere ve dokulara uyum sağlayabilen duurma gelmiş oluyorlar (bazı istisnalar dışında).

Aslında bu tür bir fobi için, insanoğlunda genetik bir yatkınlık bulunuyor. Tahminler, gıda neofobisi vakalarının %78’inin genetik kökenli olduğunu göstermektedir. Ayrıca, bu şekildeki fir fobide öğrenmenin de temel bir rolü vardır. Diğer bir deyişle, çocuklar büyük ölçüde, öğrendikleri herşeyi rol modellerini (ebeveynler ve büyük kardeşler) izleyerek öğrenirler. Yani evde gördüklerini tekrar etmelerini beklersiniz. Bu nedenle, modelleri belirli bir yiyeceğin tadına bakmayı reddettiğinde, küçükler bunu tekrar edeceklerdir, çünkü onlar da bu hareketin yapılacak en doğru şey olduğunu düşünüyor olacaklardır.

Some figure

Bir gıda fobisi türü daha: fagofobi, yiyecek yutma korkusu

Bu fobi, yutma sırasında yaşanmış olan kötü bir tıkanma veya boğulma deneyiminden kaynaklanan yiyecekleri yutma korkusuyla ilgilidir. Neofobinin aksine her yaşta ortaya çıkabilir.

Boğulmanın eşiğine bir kere gelmişseniz, buna neden olan belirli bir yiyeceği reddedeceğinizi düşünmek mantıklıdır; sonuçta aynı şeyi tekrar yaşamak istemezsiniz. Sorun, bu korkunun genelleşip diğer yiyecek türlerine de yayılabilmesidir. Aslında, bu durum, yiyebileceğiniz türlerin sayısını da büyük ölçüde sınırlayacaktır. Örneğin, bazı insanlar, bu fobi ile birlikte, her türlü yiyeceğe, hatta sıvılara bile karşı bir fobi geliştirir.

Örneğin, katı yiyecekleri yutma korkusuyla sıvı veya ezilmiş yiyecekler yemeye başlayacaklardır. Bu insanlar, önce, yavaş yavaş, kolayca ufalanan ve çiğnenebilen yiyecekleri yemeye başlamalıdırlar. Ardından, küçükten büyük lokmalara doğru giderek en son sert olanlara geçebilirler.

Benzer şekilde, fobi içmek için kullanılan sıvılarla ilgiliyse, uygun hidrasyon düzeyini sürdürmek için sıvıların dokusunu değiştirmek adına kıvam arttırıcıları kullanarak başlayabilirler. Ardından, bu koyulaştırıcı şeylerin oranını kademeli olarak azaltabilirler.

Sibofobi, alerjik reaksiyon ve sarhoşluk korkusu

Bu tür bir fobi, genel olarak daha çok gıda güvenliği ile ilgilidir. Olası gıda zehirlenmesi veya alerjik reaksiyon korkusu olarak ortaya çıkar. Bu korkuya sahip kişiler, yemeden önce yemeğin durumunu ve son kullanma tarihlerini iyice kontrol ederler.

Bu fobi, daha önce bahsettiğimiz Garcia etkisi ile de yakından ilgilidir. Genellikle belirli bir tür yiyecek yedikten sonra gıda zehirlenmesi veya alerjik reaksiyon geçirme ile ilişkili bir durumdur da diyebiliriz. Bununla birlikte, bu korku, belirli bir yiyecekle başlamış olsa bile, aynı aileden başka birçok yiyecek türüne de yayılabilir.

Diğer gıda fobisi türleri

Mikofobi, zehirlenme olasılığı nedeniyle mantar yeme korkusudur. Bu fobinin ilginç yanı, mantarların yutulmasıyla sınırlı olmamasıdır. Aslında genelleşebilir ve bu mantarlardan herhangi birini görmenin veya dokunmanın basit gerçekliğinden tiksinme ve bir çeşit korkuya neden olabilir.

Benzer şekilde, lakanafobi (lachanophobia), ister belirli bir sebze isterse bütün bir sebze ailesi olsun, sebzelere karşı duyulan korkuyu ifade eder.

Bu durum da, zorla yutma ile ilgili çocuklukta yaşanan travmatik durumlarla güçlü bir şekilde ilişkilidir. Örneğin, bu tür yiyecekleri, doymuş ve tıkanmış olmaya rağmen yemeye zorlanmış olmak. Ya da bir önceki akşam yemeğinden kalan ıspanağı yemek zorunda kalmış olmak da olabilir. Ayrıca, bu yiyeceklerde veya içlerinde hatalı veya problemli birşey bulmuş olmakla da ilgili olabilir.

Some figure

Yeme bozuklukları vs. gıda fobisi türleri

Gördüğünüz gibi, başlangıçta belirli bir yiyecek türü ile tetiklenmiş olsa bile, gıda fobileri genelleşebilir. Dahası, insanların yediği yiyeceklerin çeşitliliğini ve dolayısıyla genel beslenme düzenlerinin kalitesini de sınırlayabilir. Böylece, daha sonra da, kiloda da abartılı bir düşüşe neden olabilir.

Zayıf olmak, iştahsızlık gibi bazı yeme bozukluklarında sık görülen bir semptomdur. Bununla birlikte, bu tür bir durumdaki kilo kaybı, kiloyu kontrol etmenin bir yolu olarak gıdanın miktarında ve çeşidinde kasıtlı bir azaltma ile üretilir.

Bu aradaki en temel farktır. Yiyecek fobileri, gıdanın kendisiyle yakından ilgili yönlere odaklanır. Örneğin, ait olduğu aile veya hatalı saklanması veya kullanılması. Buna karşılık, anoreksi, kilo alma ile ilgili patolojik korkuyla ilgilidir.

Bu nedenle, bu zayıf olma arzusunun arkasında ne olabileceğini keşfetmek önemlidir. Yani, ne tür bir korku bu kadar kilo vermeye neden olmuştur? Bunun nedeni, farklı bozuklukların farklı yaklaşımlar gerektirmesidir.

Gıda fobisi türlerinin tedavisi ile ilgili bazı gözlemler

Anoreksiyaya müdahale, hastanın biyolojik stabilitesini sağlamak amacıyla beslenme rehabilitasyonu ile başlar. Daha sonra terapist, bir kişinin bilişsel düzeyi, vücut imajına dair çarpık algısı ve vücut ağırlığı hakkındaki, buna aşırı değer atfettikleri inançları ile ilgilenmeye devam eder.

Gıda fobileri söz konusu olduğunda ise, sonuçlar ciddiyse ve uzun süredir ortalıktaysa, ilk önlem olarak kilonun geri kazanılması gerekebilir. Bununla birlikte, fobinin tedavisi, kondisyonunu bozmaya çalışmak için fobik uyaranla progresif teması teşvik etmeye yönelik olmalıdır.

Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.