Gerçekten Olmak İstediğiniz Yerde Misiniz?

Belki fark etmişsinizdir: Bazen bir kitaba başlarsınız ama ilk beş sayfadan öteye geçemezsiniz. Ya da tatilde boş vaktinizi değerlendirmek istersiniz ama hiç de dilemediğiniz işler yapmak durumunda kalırsınız. O anda gerçekten de dilediğiniz yerde olup olmadığınızı gösterecek başka işaretler de vardır.

Herkesin hayatını nasıl yaşamak istediğine dair hayalleri vardır, ama sadece yolun doğru tarafında yürüyenler istedikleri şeyi başarabilecektir. Peki ama gerçekten nerede olmak istediğinizi nasıl bilebilirsiniz? Bu sorulara cevap bulamamak, ağır bir yük getirebilir.

Hayatta gerçekten istediği şeyi yapmadığını fark etmeden bir yolda yürüyen insanlar vardır. Bu kişiler, durumun farkına vardıkları an, artık çok geç olduğunu düşünerek kafeste kapalı kalmayı tercih ederler. Oysa özgürlüklerinin anahtarları ellerindedir.

Şikayetler, günlük dilinizin bir parçasıdır

Özgürlüğün anahtarını elinizde tuttuğunuzu fark etmek için istediğiniz yerde olmadığınızı gösteren işaretleri belirlemeniz gerek. Bu işaretler, yolunuzu değiştirip kendinizi yine iyi hissetmeniz için bir uyarı niteliğindedir. Bu işaretlerden biri de her şeyden şikayet etmektir.

İşinizden, maaşınızdan, ailenizden,çevrenizdeki insanlardan ya da kendinizden memnun değilseniz, her şeyden hatta soluduğunuz havadan bile şikayet ediyor olmanız muhtemeldir. Her şeyin sadece olumsuz tarafından söz eden insanlardansanız, aklınızdaki tek düşüncenin karanlık ve felaket düşünceleri olması muhtemeldir.

Hayattan zevk almıyorsunuz 

Böyle durumlarda hayat bir kazak gibidir: ilk önce hoşunuza gider ama giydiğinizde her tarafınızı kaşındırır. Bu durum bazı yönlerden hoşunuza gitse bile diğer pek çok açıdan sizde endişeye ve uzun vadede ise acıya yol açan bir şeydir.

Yanış bir yerde olduğunuz için sürekli bir özlem duygusu yaşarsınız, zihnimizin bulunduğu yer olan bedenimiz de acı çeker. Motivasyon eksikliğinin savunma mekanizmamızı zayıflattığı ve bizi hastalıklara daha açık hâle getirdiği kanıtlanmıştır.

“Mutluluk, hayatı boyunca bir insanın nadiren yaşadığı büyük talih parçalarından ziyade her gün yaşadığımız küçük zevklerden oluşur.”

– Benjamin Franklin

Gereksiz şeylere çok fazla zaman harcıyorsunuz 

Gereksiz şeylerle uğraşarak zamanınızı boşa harcamak, işlerin pek de yolunda gitmediğine dair açık bir işarettir. Verimli hiçbir şey yapmaksızın saatlerce internette gezinmek, öğleden sonralarınız çabuk geçsin diye TV seyretmek, bilgisayar oyunları oynamak, sigara içmek ya da aşırı alkol tüketmek de işaret olabilir.

Her gün yaptığınız şeylere devam ederek başarı ve tatmin duygusuna ulaşacak mısınız? Bunun size gerçekten iyilik getirdiğini düşünüyor musunuz, yoksa iç dünyanızın giderek kararmasının sebebi mi bu? Işığınızın boğulmasına izin vermeyin; sizi gerçekten iyi hissettiren şeyleri arayın.

“Bir gün, bir yerde – herhangi bir yerde muhakkak bulacaksın kendini ve işte o an, yalnızca o an, hayatının en mutlu veyahut en acı saati olabilir.”

– Pablo Neruda

Hedeflerinizi arayın ve hayallerinizi yakalayın. Doğru yolda yürümeye başlayınca, hayatınız daha iyi olan yönünde değişecek. Ve kendinizi öyle özgür hissedeceksiniz ki sizi mutlu etmeyen şeyler hakkında şikayet etmeye veya bunlarla vaktinizi harcamaya gerek duymayacaksınız.