Gençlerin Dağınık Odaları Kayıp Bir Savaş Mıdır?
Gençlerin dağınık odaları, birçok ev için genel bir tartışma kaynağı. Bazı ebeveynler, odalarının bu halde olmasının, çocuklarının tembelliğinin, ihmalkarlığının ve temizlik ve hijyene karşı isteksizliğinin bir sonucu olduğunu düşünür. Hatta, çocuklarının tembelliği, ebeveynlik becerilerini sorgulamalarına ve iyi bir örnek olup olmadıklarını merak etmelerine bile neden olabilir. Eğitimleri konusunda nerede yanlış yaptıklarını da düşünmeye başlarlar? Peki sizce böyle bir davranışı düzeltmek mümkün mü?
Ergenlik evreni büyük bir sürprizler ve belirsizlikler kutusu. Bu, sonuncusunun nasıl olacağını merak ederek, iç içe geçmiş bir matruşka takımını açmaya çalışmaya benziyor. Bu durum, özellikle de ergenlerin davranışları ile ilgili alana gelince, son derece doğru bir benzetme. Esas olarak, bir ergenin bir şeyi yapmasını önlemek veya önceden tahmin etmek her zaman mümkün değil.
Bu sebep, çocukları hayatlarının bu oldukça tartışmalı aşamasına geldiğinde, ebeveynlerin kafasını oldukça karıştırır. Bu nedenle, bir genç, yetişkin dünyasına uyum sağlamaya çalışırken, iyi niyetli ebeveynleri de, aslında, onlara yardım etmeye çalışır. Ancak, ne yazık ki, birbirlerini her zaman pek de iyi anlayamazlar.
“Benim düşünceme göre, dünyayı değiştirmek istiyorsanız, kendinizden başlar ve dışarıya doğru çalışırsınız. Çünkü yetkinliğinizi bu şekilde geliştirirsiniz. Örneğin, kendi odanızı düzenli tutamadan dışarı çıkıp tüm ekonomik sistemin yapısını nasıl protesto edeceğinizi bilmiyorum.”
– Jordan Peterson
Tembellik, düzensizlik ve kokular
Bir gencin davranışının çeşitli yönleri, ergenlik döneminde eleştirilere ve hatta daha geniş bir alanda yankı uyandıracak şekilde aile içi tartışmalarına yol açar. Tartışmalar, özellikle odalarını toplamayıp temizlememelerine odaklanacaktır. Her yerde yarattıkları karmaşa, nasıl çok geç kalktıkları ve ev işleri söz konusu olduğunda üzerlerine düşeni yapmaya nasıl başlamaları gerektiği ile ilgili olacaktır.
Aslında, bir gencin ebeveynleriyle ilişkisindeki çatışmalar listesinin başında geç uyanmak gelmekte. Yetişkin bakış açısına göre, bu, bir tembellik işareti. Ebeveynler, biyolojik bir fenomene karşı çıktıklarını hesaba katmadan, bu sözde “tembelliği” eleştirirler; ancak aslında gencin ortaya koymakta olduğu şey, böyle bir tavır değil.
Testosteron ve östrojen, ergenin sirkadiyen ritmini etkiler ve geç kalkmalarına neden olur. Gördüğünüz gibi, önceden tasarlanmış bir isyan eylemi değildir bu.
Elbette bu, bazı çocukların tembel veya sorumsuz olmadığı anlamına gelmez. Ancak, ergenlik dönemindeki hormonal değişiklikler ile ortaya çıkan bu problemin temeli budur, bu yüzden, evdeki genci eleştirmeden önce, bunu aklınızda bulundurmalısınız.
Gençlerin dağınık odaları
Dağınık bir yatak odası, ebeveynlerin aktif olarak üzerinde tartışmaya devam ettiği bir sorun. Genelde, bir genç, yerden herhangi bir çöp veya kirli kıyafet almadan birkaç hafta hatta aylarca odasında kalabilir.
Bu bozukluk, aynı zamanda mahremiyetlerinin sınırlarını da aşar. Örneğin gençler giysilerini çıkarıp herhangi bir yere bırakırlar. Hatta, kullandıkları bulaşıklar için de aynısını yaparlar. Akşam yemeği için sofrayı hazırlamaya veya yemekten sonra masayı toplamaya veya temizlik yapmaya da pek yardım edemezler. Bunun yanında, alışveriş poşetlerini içeriye taşımayı da reddederler. Bütün bunlar, sadece tipik “isyankar gençlik” havasını değil, aynı zamanda onların genel ve zihinsel dağınıklığını da ifade ediyor.
Bütün bunların sonunda, her şeye bir son vermek için, bu konuyla ilgili oldukça sinirli ebeveynler, içeri girip bu odaları kendileri temizlerler. Çoğu zaman, bunu oldukça müdahaleci bir şekilde yaparlar ve elbette, bu genellikle bir savaşın başlangıcı olur.
Gençlerin dağınık odaları – temizlik, kişisel alan ve sınırlı erişim
Hijyen ve temizlik sorularının ötesinde, kişisel alanın ve kendisine ait eşyaların yönetimi de ergenlik döneminde meydana gelen değişikliklerin bir parçası. Ayrıca, bir şekilde, bu konular, aile dinamikleri için de önem arz eder.
Çocuğunuzun yatak odasına gidebileceğiniz bir zaman dilimi aslında vardı. Kimsenin, bu odanın içerisinde olmak için herhangi bir bedel ödemesi gerekmezdi. Aslında, çocuğunuz hep sizi orada istedi ve içinde size sunduğu tüm hazinelerle sizi orada tutmaya çalıştı.
Ancak ergenlik başladı ve oyunun kuralları artık değişti. Gençler, alanları ve içindeki tüm nesneler üzerinde bir sahiplik duygusuna sahip olmaya ve sınırlar koymaya başlarlar. Örneğin, kapıya bir “Girmeden önce kapıyı çalın” işareti asılmaya başlayabilir ve yüksek sesle müzik dinlediklerinden dolayı kapının çalındığını duymasa bile, birisi izni olmadan içeri girdiğinde, bu duruma gerçekten sinirlenebilir.
Aynı zamanda, bir gencin dünyasında temizlik o kadar belirgin olmadığından, evlerindeki bu alanı organize etme istek ve ihtiyaçları nedeniyle, ebeveynlerin bu odaya izinsiz girişleri de artacaktır. Elbette ki, bu durum, sürekli bir sürtüşme kaynağı olacaktır.
Gençlerin odaları konusunda sınırlar belirlemek
Tüm bu durumlar, aslında hormonal değişikliklerden kaynaklanıyor. Genç erkeklerde, baştan çıkarma ve bölgeyi savunma hormonu olarak vazopressin hormonu ile ilişkili testosteronun gelişimi, onların kendi alanlarını tanımlamaya başlamasına neden olur. Tabii ki, yatak odaları, bu işin ana üssü olacaktır.
Vasopressin, genç erkeğin, özel alanlarını şiddetle savunmasına yol açan davranışlar geliştirmesini sağlar. Kan dolaşımına dahil olan bu maddenin etkisiyle, çocuğunuz, kendisini, kimsenin odasına girmesine izin vermemek gibi eylemlerle ifade eder. Ayrıca ailelerine, arkadaşlarına ve hatta en sevdikleri spor takımına bile karşı çok koruyucu hissederler.
Bununla birlikte, bölgesel savunmanın ötesinde, samimi bir alan arayışı, gencin aile klanından ayrılmaya başladığını gösterir. Müzikte, podcast’lerde, TV şovlarında, kitaplarda vb. alanlarda, kendi zevklerini geliştirmeye başlarlar. Ayrıca, bu hormonal gelişmeler, cinsel fanteziler kurabilecekleri ve kimse onları rahatsız etmeden mastürbasyon yoluyla zevk alabilecekleri güvenli bir alana ihtiyaçları olduğu anlamına da geliyor.
Hormonlar, kokular ve duş almak
Duş, her zaman için, bir gencin en iyi arkadaşı değil aslında. Birçoğunun duş almakla ilgili bir sorunu olmadığı doğru olsa da, bazıları, dul almaktan kaçınmayı tercih ediyor. Aynı şekilde, bazılarının güçlü vücut kokuları yokken, bazılarının ise açık ve belirgin kokuları olacaktır.
Hormonlar, tıpkı gençlerin sirkadiyen ritimlerinde ve davranışlarında rol oynadığı gibi, vücut kokusunu ve duşla olan aşk-nefret ilişkisini (veya tüm samimi hijyen ritüelini) etkiliyor.
Androjen ve östrojenlerin gösterdikleri aktivitelerin sonucunda, vücut kokuları şiddetleniyor. Aynı zamanda, bu dönemde, yağ bezleri de tam kapasite ile çalışmaya başlıyor. Böylece, saç dahil yüz ve vücudun diğer kısımları, normalden daha yağlı hale geliyor. Ayrıca, terlemeleri de daha asidik hale geliyor ve bu durum, ayakları da dahil vücudun çeşitli bölgelerinde güçlü bir kokuya neden oluyor.
Bu nedenle, bir gencin vücudu, birdenbire, bir bebeğin tatlı kokusunu terk eder ve ter kokularını ve cilt problemlerini çoğaltıyor, bu yüzden banyo yapmak isteseler de istemeseler de, bunu yapmak zorunlu bir ihtiyaç haline gelir. Çocuklar bir veya iki gün için duşu atlayabilirler, ancak gençler her gün duş almalılar.
Kokuların bu şekilde ilkel insan gibi artmasının en büyük sebebinin ergenlik dönemi cinsel uyanışı ile ilgili olduğu söylenebilir. Bu hormonal anlamda devrim niteliğindeki sürecin sonucu, erkekleri dişilerden ayıran ve onları böyle tanımlayan kokuların üretilmesi. Bu, olası eşlerini vücut kokularına göre tanımlayan tipik hayvan türleri tarafından tecrübe edilen süreç ile aynı şey.
Gençlerin dağınık odaları için bir düzen yaratmanın anahtarı hoşgörü
Ergenlik çağındaki çocuğunuzdaki hormonal etkiyi hesaba katmalısınız. Bu, ebeveynlerin çocuklarına kurallar ve sınırlar koymaması gerektiği anlamına gelmez.
Ancak, dağınık yatak odaları hakkında onlarla konuşurken hoşgörülü olmalısınız. Başka bir deyişle, bu tür davranışların biyolojik ve dolayısıyla normal olduğunu akılda tutmanız gerekir.
Genel olarak gençler her şeyi bildiklerine inanırlar ve her şeyi kontrolleri altında tuttuklarını düşünürler. Ne yazık ki, ebeveynlerine asla itiraf etmeseler de, çoğu zaman bunda da başarısız olurlar. İnatçılık ve bir hatayı kabul etme ve sahiplenme konusundaki başarısızlık, gençlik dönemi isyan duygularının bir parçası.
Üçgenlerin veya üçlemelerin kullanılmasıyla hesaplamalar yapmak, özellikle interaktif oyunlarda ergen dünyasında günümüzün düzenini özetliyor. Sizin de halihazırda bildiğiniz gibi, insan ilişkileri söz konusu olduğunda ise, üçgenler oldukça çelişkili durumlar yaratmakta. Bunun nedeni, üçgenlerin, üçte birine karşı kolayca birleşebilen iki üyenin ittifakını davet etmesi. Bu ikiye karşı bir durumu çatışmalara yol açacaktır veya en azından üçgenin üçüncü üyesini diskalifiye etmeye ve dışlamaya çalışacaktır.
Senaryolar ve durumlar değişecek ama benzer iletişim oyunları sürekli olarak tekrar edecektir. O yüzden, aile içerisinde oluşacak üçgenlere dikkat etmekte fayda olacaktır.
Kısacası, gençlerin, gençlik yıllarından mümkün olduğu kadar çok şey almaları en önemli şey. Dolayısıyla, kapılardaki “Girmeden önce kapıyı çalın” tabelalarına, karmaşaya, duşların olmamasına, anlaşmazlıklara rağmen, hayatlarındaki yetişkinler sabırlı ve hoşgörülü olmalı… Bilmeliyiz ki, bunların hepsi yaşadıkları sürecin bir parçası. Unutmayın, siz de bir zamanlar gençtiniz.
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.