Logo image
Logo image

Erich Fromm'un Aşk Hakkındaki Üç Düşüncesi

3 dakika
Erich Fromm'un Aşk Hakkındaki Üç Düşüncesi
Son Güncelleme: 07 Aralık, 2017

The Art of Loving adlı kitabında Erich Fromm, aşk üzerinde düşünmemiz için ilham verdi bizlere. Yazar aşkı bir sanat, hepimizin tecrübe etme potansiyeline sahip olduğumuz ama devam etmesi için ilgilenmemiz gereken bir duygu  olarak görüyordu.

Erich Fromm’un aşka dair düşünceleri iyi bilinir ve “aşık olmak ne demektir?”, “aşk nasıl sürdürülebilir?”, “aşk geçici midir?” gibi soruları aklımıza getirmiştir.

Bu hümanist, psikolog ve filozofun aşk üzerindeki gözlemleri, sonsuz olgunluğuyla öne çıkıyor. Aşkı bir sanat olarak gördü ve bu sanat, önceki öğrenmelerin bir meyvesiydi. Bu duyguyla ilgilenmek, onu geliştirmek gerektiğini anladı. Böylece aşkta öğrenme süreci kesintisiz devam edebilirdi.

“Atmamız gereken ilk adım, tıpkı hayat gibi aşkın bir sanat olduğunu fark etmektir. Sevmeyi öğrenmek istiyorsak tıpkı müzik, resim, marangozluk ya da tıp veya mühendislik gibi sanatları öğrenmek için yaptığımız gibi ilerlemeliyiz.”

– Erich Fromm

Erich Fromm’a Göre Olgun Aşk

Yazar bu görüşle olgun ve çocuksu aşk arasında ayrım yapıyor. Aşkı bir ihtiyaç olarak tanımlıyor ve diğer kişiye ihtiyaç duymanın, aşkın bir sonucu olduğundan söz ediyor:

“Çocuksu aşk şu prensibi izler: ‘Seviyorum çünkü seviliyorum.’
Olgun aşk şu ilkeyi izler: ‘Seviliyorum çünkü seviyorum.’
Olgunlaşmamış aşk der ki: ‘Seviyorum çünkü sana ihtiyacım var.’
Olgun aşk ise şöyle der: ‘Sana ihtiyacım var çünkü seni seviyorum.'”

– Erich Fromm

Bu prensip, toplumumuzda başkalarıyla bağlantı kurma şeklimizi akla getirirken aslında paylaşmaktan ziyade, ihtiyaç duyduğumuz için sevdiğimizi ifade ediyor. Unutmayın ki hislerinizi paylaşmak için onlarla bağlantıda olmanız onları anlamanız ve onlarla ilgilenmeniz gerekir. Bunu, kendi başınıza nasıl dolduracağınızı bilmediğiniz ihtiyaçların tatmini için dışarıda bir arayışa girmeden yapmalısınız.

Some figure

Yalnızlıktan kaçmak için aşkı kullanmak

Kendi rahatsızlığınızdan kaçmak için aşkı kullandığınızda onu mahvetmeye mahkum olursunuz. Bu hissi, hayatınızda baş edemediğiniz şeylerden kaçmak için bir sığınak olarak kullanıyorsanız kendinizden kaçıyorsunuz demektir.

“Ortak cinsel tatmin olarak aşk ve ‘ekip çalışması’ ve yalnızlığa karşı bir sığınak olarak aşk, modern Batı toplumunda aşkın dağılıp ufalanmasının iki ‘normal’ şeklidir, sosyal olarak şekillendirilmiş aşk patolojisidir.”

– Erich Fromm

Bu aşk türü patolojik hale gelir çünkü kendi kişisel gelişiminizle ilgilenmiyorsunuz demektir. Kendinizi dinlemek yerine başkalarının sizin yapamadığınız ama aslında kendi görev alanınıza giren şeylerden sorumlu olmasını bekliyorsunuzdur.

Some figure

Bu durum yansıtmaya dönüşür, zira kendinizde katlanamadığınız şeyleri başkalarında görmeye başlarsınız. Kendi varlığınıza olan sorumluluğunuzdan kaçmanın çocukça bir yoludur bu. Aşkı bir araç, kendinizden kaçış olarak kullandığınızda sevme ve ilişkinizde dürüst olma becerinizi kaybedersiniz.

Aşkın aktif enerjisi

Aşk, temel ihtiyaçlarınızı karşıladıktan sonra kalan fazla enerjidir. Erich Fromm, bu enerjinin harekete geçirilmesi gerektiğini anlamıştır. Onu hissetmek tek başına yetmez, yaşamanız da gerekir ve bu ancak onuna ilgilenip beslediğiniz takdirde mümkündür.

Some figure

Bazı ilişki güçlükleri kaçınılmaz ve hatta gereklidir. Bazı engeller başa çıkmamız gereken negatif duyguları uyandırır. Bu duygulara yer vermek ve ihmal ettiğimizde bozuklukların ortaya çıkabileceğini anlamak önemlidir. Duygular en samimi ve kişisel dilimizdir ve başka insanlarla dürüst bir şekilde iletişim kurmamıza yardımcı olur.

“Bu şekilde yaşanan aşk, sürekli bir meydan okumadır. Bir mola yeri değil; birlikte hareket etme, büyüme, çalışmadır. Uyum ya da çatışma, neşe ya da keder olması; iki insanın kendi varlıklarının özünden kendilerini yaşadığı, birbirlerinden kaçmak yerine yalnıza kendileriyle bir olarak birbirleriyle bir olabilecekleri gerçeğinin yanında ikincil önemdedir.”

– Erich Fromm

Bu düşünceden, iki kişinin kendi özünden birbiriyle bağlantı kurmasının önemini anlayabilirsiniz. Yalnızca birbirine dair derin bir bilgiye sahip olarak bir çift gelişebileceği sağlam temel kurabilir. Sadece kendinizden kaçmak için sevmenin yanlış olduğunu unutmayın çünkü bunu yaptığınızda sağlıklı ve karşılıklı bir ilişkinin gelişmesi mümkün olmayacaktır.