En Büyük Hatamın Öğrettiği 7 Şey
Bir zamanlar, duygusal olarak çalkantılı zamanlardan geçenlerin ya da hayatının zor bir döneminde olanların yaşadıkları ile ilgili şöyle bir şey okumuştum: Kriz anları, zor zamanlar veya yapılan bir hata, insanın hayatında bir sebepten dolayı meydana gelir. Bu tür durumlar ile tüm insanlar karşılaşır çünkü ancak o zaman insan değişebilir, gelişebilir ve büyüyebilir.
Bir insan istenmeyen, zor zamanlardan geçerken, daha öncesinde var olan o duygusal sükunet ortamını arar ve özler. Büyük acılar içerisinde ‘bu neden benim başıma geldi ki?’ diye kendisini yer bitirir insan, sanki bir parçasını da o zor zamanlarda yitirmiş, benliğinden bir şeyler kopmuş ve dünya ile bağlarını koparmış gibi hisseder. Kafası karışmış, tuhaf bir hal içerisinde, acının sahip olduğu iyileştirici tarafı göremez.
Hayat boyunca karşılaştığınız bu zorluklar iki şeye sebep olabilir: ya batarsınız ya da çıkarsınız. Eğer ikincisi olursa, öncesinden daha güçlü olarak yeniden doğarsınız. Manevi inanışlara veya karmaya inanıp inanmamanızın bir önemi yok. Buradaki esas mesele çok daha pragmatik ve tartışılmaz bir gerçeği ortaya koymaktadır: sizi siz yapan yaşadıklarınızdır.
Yalnızca hem fiziksel hem de zihinsel olarak yoğun bir şekilde yaşadığımız olaylar, daha öncesinde hiç olmayacak şekilde, kendimizi ve hayatımızı sorgulamamız ile sonuçlanır. Bu olaylar her zaman başımıza gelebilir. Bir başkasının başına geldiği zaman, örneğin bir arkadaş veya komşu gibi, dışarıdan bakan bir göz olarak neler olduğunu çok rahatlıkla görebilirken, mevzu bahis biz olduğumuzda, bu tür olaylardan oldukça etkilenir ve acı çekeriz.
“Önemli olan düştükten sonra ne zaman ayağa kalktığındır” ve “her zaman hatalarından ders al” gibi cümleleri sık sık duyarız. Bu yaklaşımlar, hem bizim hem de çevremizdekilerin tecrübe ettiği bir çok değişimin ve değişikliğin temelini oluşturur.
Keşke zor zamanlardan geçmek zorunda olmadan yaşamımızdaki her şeyin farkına varıp kıymetini bilebilsek ama ne yazık ki hayatın nasıl yaşanacağına dair ne bir kitapçık ne de bir tarif var. Her ne kadar kendi gerçeklerimizi kendimiz yaratıyor olsak da, sürekli olarak değişim içerisinde olan bir dünyada yaşıyoruz.
En akıllı insanlar, bu tür değişimleri kabul edenlerdir. “En güçlü olan değil, değişikliğe en iyi şekilde ayak uyduran hayatta kalır” sözünü duymuşsunuzdur. Bir değişimden önce her zaman için deneyip yanıldığımız, kafamızın karıştığı ve en sonunda öğrendiğimiz bir gerçek vardır.
‘Doğrulardan’ daha ziyade yanlışlardan öğrendim
Hayatta yaptığınız bazı hataları düşünün. “En kötü” olduğunu düşündüğünüzü seçin. Bu hatanın size öğrettiği dersin değeri hakkında hiç düşündünüz mü? Sizi neyden özgür kıldığını hiç düşündünüz mü? Veya her ne kadar bir hata yapmış olsanız da, bunun sizin değer ve yargılar sisteminize nasıl bir etkisi olduğunu hiç düşündünüz mü?
“En büyük dehaların hataları, sıradan insanların başarılarından daha aydınlatıcıdır.”
– Arturo Graf
Yazının gidişatı sizi üzmesin, şimdi daha olumlu şeylerden bahsedeceğiz. İnsanların yaptığı hatalardan alınan dersler görünenden daha evrensel olabilir. İşte bu evrensilliğe dair sizin için 7 madde sıraladık:
En büyük hatam bana şunu öğretti:
- Hayat sizi hem iyi hem de kötü şekilde şaşırtabilir: Ne zaman geleceği belli olmayan zor zamanlara karşı hazırlıklı olmanız gerekir. Bu zamanları kendi başınıza aşmak kadar tatmin edici bir şey yoktur.
- Aldığınız bütün duygusal desteklerin hepsinin bir anlamı olmayabilir. Nihayetinde nicelik değil, nitelik önemlidir: Zor bir durumda kapana kısılmış olduğunuza veya duygusal bir çıkmazda kaldığınıza inandığınızda, dikkatli olmak önem arz eder. Bu tür durumlarda her önünüze gelenden yardım istemek yerine, fikirleri ile size yardımcı olacağını bildiğiniz, farklı bir bakış açısını sunabilecek birine danışmak daha faydalı olacaktır.
- Kendinizi ve başkalarını gerçekten kötü zamanlarda tanırsınız: Biri ile beraber yaşayana dek, o insanı tanıyamayacağımızı söyleyenler olmuştur. Ama ekonomik, sosyal ve duygusal sorunları olan insanlar da kendileri ile ilgili birçok şey söyleyebilirler aslında. Sizin hayalinizin erkeğinin aslında o kadar da cesur biri olmadığı, size çok önem verdiğini birçok kez söylemiş olan bir dostun ise hiç öyle biri olmadığı anlaşılabilir. Bu ilişkileri sonlandırmanız gerektiğini söylemiyoruz, sadece artık eskisi gibi o kadar yakın olmamanız gerektiğini ifade etmeye çalışıyoruz.
- Bazı insanların kayıtsız bir şekilde nasıl yaşadıklarını görünce, başkaları için hissettiğimiz sadakat, duyarlılık ve tutkuya daha çok önem veririz: Çevrenizdeki insanları hafife almak o kadar kolay ki. Sadece zora düştüğümüz zaman onların kıymetini anlayabiliyoruz. Dürüst ve özel insanların kıymeti, onlar ile geçirdiğiniz zaman ile değil, size karşı göstermiş oldukları dürüstlük ve iyilik emareleri ile belli olur.
- Her şey geçer, her şey değişir, hiçbir şey kalıcı değildir: Göründüğü kadar acı çektiren, ıstırap veren bir acı ya da hayal kırıklığı zaman içerisinde daha katlanır bir hal alır ve en nihayetinde unutulur gider. Kendi ilkeleriniz ile hareket ettiğinizde, bu değerler gelecek için daha sağlam temeller üzerine kurulacaktır. O zaman da acı, daha anlayışlı bir biçimde ele alınıp, günlük hayatımızın bir parçası haline gelecektir.
- Hataların üstesinden gelinebilir, ancak hayal kırıklığının geri dönüşü yoktur: Hatalardan ders alınıp, üstesinden gelinebilir. Sizi hayal kırıklığına uğratan insanı unutabilirsiniz ama size hissettirdiklerini asla unutamazsınız. Belki de gerçek olmayan bir şeyi bitirmenin en iyi yolu da budur.
- Öğrendiğim her şey sayesinde, daha iyi bir insanım: Hayatım boyunca öğrendiğim her şey sayesinde, artık yeni ve farklı biriyim. Ne daha az duyarlıyım, ne de daha masum veya daha keskin zekalı. Ben, artık sadece bazı şeyleri daha net görebilen, kendi kendine yetebilen ve beni ilgilendirmeyen şeylere dikkat etmeyen biri oldum. Ben, sadece beni mutlu eden işlere yönelen ve tutkunu olduğum hislerin peşinden giden bir birey oldum.
Hatalarımın tatlı-acısı beni başkalarına hazırladı
Her şeyi kontrol altında tuttuklarını düşünseler ve buna inansalar da, her insan hayatı boyunca binlerce kez hata yapacaktır, bundan kimsenin kaçışı yoktur. Hata yapmak, bir insan olarak büyümemizin ve gelişmemizin temel bir parçasıdır.
Yine de, hatalarımızdan ders alırsak, bir sonraki sefer yaptığımız başka bir hatadan dönüşümüz daha kolay olur. Kendimizi daha çabuk toparlarız. Eğer hayatta hiç hatamız yoksa, eğer hiçbir zorluk ile karşılaşmamışsak, yaşadığımız hayat çok bayat olur.
Görseller: Elena Lishanskaya ve Lucy Campbell
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.