Eğer Beni Nedensiz Yere Terk Edersen Bahaneler ile Dönme
Hayatınızda kaç kişiyi bahanelerinden, özürlerinden ve kendi gerekçelerini duymaktan bıktığınız için geride bırakmak zorunda kaldınız? Bu sorunun cevabını iyice bir düşünün; bir, iki, üç ya da bin kere düşsek de en nihayetinde bizim için en doğrusu olanı yapmış olmanın bilinci ile ve duygusal sağlığımızı güvence altına almış olmanın rahatlığı ile yine ayağa kalkarız: bu tür insanları hayatımızdan çıkarırız.
Hayatlarımızı altı üst eden, bizi hayal kırıklıkları, boşa çıkan umutlar ve adil olmayan durumlar ile baş başa bırakan o belirli insan grubunu hayatımıza neden dahil ettiğimizi asla anlamayacağız.
Birisi için önemli olan bir şey varsa, onu korumak ve onunla ilgilenmek için elinden gelen her şeyi yapacaktır. Şayet önemli değil ise, yalan bir sevgi göstergesini haklı çıkarmak için mazeretler kullanacaktır. Bunun olmasına izin vermeyin. Bu durumu zamanında fark etmeye çalışın ve hayatınızda yalnızca kendine has, rahat ve dürüst insanlarla yaşamaya çalışın.
Mazeretlerin, sıradan ya da daha kötüsü yalan söylemede veya insanları kendi çıkarına göre kullanmada ustalaşan insanlardan çıktığı sıklıkla söylenir. Bu tür insanların beyinlerinin nasıl çalıştığını, neden bu şekilde davrandıklarını bilemiyoruz.
Bildiğimiz şey, bu eylemlerin bizde ne tür bir duygu yarattığıdır: hayal kırıklığı. Bugün, bu tür bir davranış üzerinde yoğunlaşacağız. Bunu anlamak, yönetmek ve buna nasıl tepki vereceğimizi bilmek istesek de, bunu yapmak zor olabilir.
Hangisi daha kötü: mazeret mi yalan mı?
Bir an düşünün: Sizin için hangisi daha kötüdür: bir yalan mı yoksa bir bahane mi? Gerçekte, her ikisi aynı kapıya çıkıyor: samimiyetsizlik ve korkaklık. Mazeretler uydurduğumuz da ya da yalanlar söylediğimiz de, ne dürüst olabiliyor ne de cesur.
İnsanların, yalan söylemede usta olduğu söylenir. Bununla birlikte, bazı insanlar bu durumu bir hayat tarzına çevirip, yaptıklarının sorumluluğunu üzerine almaz. İşte bu nedenle, mazeretler yalanlardan çok daha kötüdür.
Bazı akıllıca söylenmiş yalanlar vardır, bazıları beyaz yalanlardır, kimileri ise bir ömür boyu süre ve gerçek asla açığa çıkmaz. Bununla birlikte, mazeretler ve yerli yersiz iddialar, insanları duygusal olarak yanlış yönlendirmek adına kullanılan boş çabalardır.
Sizin hayatınıca çok büyük bir önemi olan birinin, nedensiz yere araya mesafe koymaya başladığını bir düşünelim. Birden hayatından çıkmaya karar versinler. Eğer bu tür bir insan ya da insanlar ile sıkı bir duygusal bağınız olduysa, kendinizi bir araya getirmeniz zaman alacaktır.
Ancak bu durum burada da bitmeyecek. Klasik, daha önceden bilmem kaç kere duyduğunuz bahaneler uydurarak, tekrar hayatınıza dahil olmak isteyecekler: ‘Biraz yalnız kalmaya ihtiyacım vardı, sen olmayınca değerini anladım, ayrılmamızın sebebi diğerleri biz değiliz.’
Siz ise, onlara ikinci bir şans verebilir ve gönül kapınızı tekrar açabilirsiniz. Bununla birlikte, eğer her zaman mazeret uyduran bir kişiliğe sahipse, bunu ileride elbet bir kez daha yapacaktır. İşte bu an, artık o insan ile olan bağınızı kesmeniz gerekiyor.
Sürekli mazeretlere sığınan bu insanların aslında sakladıkları şey ne?
- Sorumluluk korkusu.
- Düşüncelerine göre hareket etmede duydukları güvensizlik. Kendilerini haklı çıkarmak ve savunmak için, gerçeği bir yalanla maskelemeyi tercih ediyorlar.
- Hatalarını kabul edememe.
- Kendi fikir ve duygularında tutarsızlık ve ara sıra meydana gelen kişisel toyluk durumları.
- Kendini kontrol edememe veya uygun bir şekilde duygularını yönetememe. Sonuçlarını düşünmeden, dürtüleri ile hareket ettikleri için, daha sonradan bahanelerin arkasına sığınma zorunluluğu ortaya çıkmaktadır.
- İyi bir benlik fikrinin olmaması. Çaba ve enerjiye gerektirdiği için, kendi davranışları üzerinde yeteri kadar bir kontrol sağlamak istemiyorlar.
Sürekli mazerete dönüşen olgunlaşmamış davranış, ancak kişinin aşağıdaki durumlara adapte olabilmesi temelinde değişiklik gösterebilir:
- Sorumsuz davranışlardan uzaklaşmak
- Disiplinli olmak
- Sabırlı olmak ve kendi bilgine güvenmek
- Tutarlılık
- Kendi davranışlarının sorumluluğunu almak
- Başkalarına saygı duymak
Süreklilik arz eden mazeretler için sıfır tolerans gösterin
Eğer birisi sizi nedensiz yere terk ederse, size doğruyu söyleme cesaretini ya da samimiyetini kendilerinde bulamadıklarından kaynaklanır. Bu gibi durumlarda bahanelerin, yerli yersiz iddiaların ardına sığınmış yalanların ne olduğunu bilmenin ne önemi var ki? Hiçbir şey yapmayan, size yanlış ümitler, yarı-gerçekler ve yarım-sevgiler veren insanlardan artık vazgeçmelisin.
Hayatlarımız boyunca, çok yalan duyacağız ve yeri geldiğinde belki biz de kendi bahanelerimizi uyduracağız ama bunu asla ve asla nasıl hissettiğimizi saklamak ya da birisini üzmek adına kullanmayacağız.
Eğer size ‘değer’ veren insanlar bu tür hile-hurda konusunda uzmanlaşmış ise, bunun üzerine bir düşünün ve kendinize nasıl hissettiğinizi sorun. Eğer bu sizin varlığınıza zarar veriyorsa, eğer yalanları zaten kalbinizi yoruyorsa, mazeretleri için sıfır tolerans gösterin. Kendinizi bu tür insanlar uzak tutun ve nedenlerini de söyleyin; kendinize mazeretler aramayın, çünkü size zarar veren insanlar bunu hak bile etmiyor. İşte doğru dürüst böyle yaşanır.
Görseller: Ellina Ellis
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.