Logo image
Logo image

Duygusal Zeka Sizi Daha Mutlu Yapmaz Ama Mutlu Yaşatır

3 dakika
Mutluluk gelip geçicidir. Duygusal zekanın önemi, bize hem zor günlerde hem de sakin anlarda hareket etmemiz için araçlar sağlamasıdır. Çünkü asıl önemli olan kendimizi iyi hissetmektir. Nasıl yapılacağını öğrenin.
Duygusal Zeka Sizi Daha Mutlu Yapmaz Ama Mutlu Yaşatır
Valeria Sabater

Yazan ve doğrulayan psikolog Valeria Sabater

Tarafından yazılmıştır Valeria Sabater
Son Güncelleme: 14 Aralık, 2021

Duygusal zeka sizi mutlu etmeyecek, zorlukların kapınızı çalmamasını veya zorlukların sizi daha az endişelendirmesini sağlamayacaktır. Bazen hayatla yarış halindeyken istediğimiz hayatı inşa ederek profesyonel ve kişisel başarıya ulaşacağımız fikrini bize satmaya çalışsalar da, tüm bu sloganların aslında önemli nüansları vardır.

Daniel Goleman 90’lı yıllarda ünlü kitabı Duygusal Zeka ile bunu açıkça ortaya koymuştur: Bu alanın tek bir amacı vardır; o da duygulara zeka katmaktan başka bir şey değildir. Bu boyutta daha yetenekli insanlar olarak kendimizi başkalarıyla birlikte daha iyi çalışabilmemiz ve neye ihtiyacımız olduğunu ve bu ihtiyaçlara nasıl cevap vereceğimizi bilerek davranışlarımızı düzenlemeyi öğrenmemiz için güçlendiren asıl anahtar budur.

Amaç budur. Bu da gerçek sihirdir. Çünkü gerçekte her gün arzu etmemiz gereken bir şey varsa; o da mutlak mutluluk, kalıcı neşe ve tatmin olma arzusu değildir. Gerçekliğimiz oldukça karmaşık, belirsiz ve bu mutlak zirvenin gerçekten kalıcı bir şey olması için değişkenlik göstermektedir.

İstememiz gereken kendimize karşı iyi olmak, zorluklar karşımıza çıktığında bile, bunlarla başa çıkacak psikolojik kaynaklara sahip olduğumuzu hissetmektir. Aynı zamanda insan ilişkilerinin karmaşık olduğunu ve zaman zaman acı getirdiklerini anlamaktır. Ancak duygusal zekaya takılıp kalmamak ve daha iyi bir birliktelik yaşamayı kolaylaştırmak için bu durumlarla daha iyi başa çıkabilmeyi öğrenmeliyiz.

Bu konuyla ilgili verileri daha detaylı inceleyelim.

Some figure

Duygusal zeka sizi daha mutlu yapmaz ama kendinizi daha yetenekli hissedersiniz

Duygusal zeka eksikliği yaygındır. İhtiyaç ve fikirleri net bir şekilde ifade edemeden, rollerini kaybetmeden dinlemek, saygı duymak için bir sohbeti nasıl yöneteceğini bilmeyen yetişkinlerde görürüz. Bu durumu çalışanlarının iş ortamındaki duygusal durumlarına dikkat etmeyen ve agresif bir liderlik sergileyen yöneticilerde de görürüz.

Üstelik bu yarışta çocuklarını nasıl eğiteceklerini bilmeyen ebeveynlerdeki bu eksikliği de gözlemliyoruz. Çocuklarının duygularını şu klasik sözleri söyleyerek geçersiz kılarlar: «ağlama, asma suratını bu saçmalık için» ya da «artık bunun için öfkelenmeyecek kadar büyüdün, bu yüzden öfken geçene kadar orada kalacaksın».

Duygusal zeka konusunda eğitim vermek, her davranışın arkasında bir duygu olduğunu kabul etmektir. Bu nedenle, her ebeveynin amacı o duygusal olgunluğu ve öz farkındalığı çok erken yaşlardan itibaren geliştirmek olacaktır. Bununla birlikte, bu eksiklikleri on yıllardır gözümüze çarpar. Eğitim düzeyinde ve okullarda bir değişiklik yapılması halihazırda takdir edilmekle birlikte, hala yapacak, düzeltecek ve teşvik etmemiz gereken çok şeyimiz vardır.

Bu nedenle, sırayla bazı fikirleri açıklığa kavuşturmak gerekir.

Duygusal olarak zeki olmak bir hediye değil, üzerinde çalışılması gereken bir niteliktir

Duygusal zeka sizi daha fazla mutlu etmeyecek, sizi sınıfının en iyisi ya da hayalinizdeki işte mutlak bir lider yapmayacaktır. Burada söz konusu olan şey; sizi doğrudan başarıya götürecek yöntemler değildir. Daha tatmin edici ve becerikli bir gerçekliğin temellerini atmamızı sağlayan bir nitelikle karşı karşıyayız.

Duygularımızı anlamayı, kullanmayı, düzenlemeyi ve yönetmeyi, örneğin stresle daha iyi başa çıkmamızı sağlar.

Duygularımızı düzenlemek, duygularımızın verdiği mesajı ve başkalarını anlamak için kendinizi o kişiye endeksleyen empati yeteneği geliştirmek, ilişkilerimizi uyumlu hale getirir ve birisiyle etkileşimde bulunduğumuzda kendimizi daha güvende hissetmemizi sağlar.

Bunların hepsi refaha ulaşmamız ve zorluklarla yüzleşmemiz için yaşamın nitelikleri ve araçlarıdır. Sonuçta mutluluk gelip geçicidir. Gerçekten ihtiyacımız olan şey, sakin günlerden yararlanmak için zor günler ve kaynaklar arasında hızlıca hareket etmemizi sağlayacak mekanizmalardır.

Tüm bunlar, kolay veya karmaşık herhangi bir durumda kendimizi fark etmemizi ve kendimizden memnun olmamızı sağlayacaktır.

Some figure

Duygusal zeka sizi daha mutlu etmeyecektir ancak hayatınızı bir temele oturtmayı başarırsınız

Duygusal zeka sizi daha mutlu etmeyecek, ancak bunu başarmanız için gerekli psikolojik besinleri almanızı sağlayacaktır. Bu, 2007 yılında Oxford Üniversitesi’nde Dr. Alex Furnham tarafından yapılan ilginç bir çalışmada bize gösterilmiştir. Bu çalışmaya göre duygusal zeka, kendimizi, kendimizden daha memnun olarak algılamamızın temellerini atar.

Ancak, temel bir unsur vardır. O da; mutluluğun çok boyutlu bir alan olmasıdır. Duygusal ve sosyal ilişkilerimiz, belirli hedeflere ulaşmış olmamız, değerlerimize göre yaşama, günden güne korku veya ıstırap hissetmediğimiz ve tatmin olduğumuz yönleri bir araya getirir.

Duygusal zeka her şeyin çözümü değildir ancak bu yönlerin çoğunu başarmanıza yardımcı olur ve yönlendirir. Bu nitelik tek başına kayıpların, hayal kırıklıklarının, başarısızlıkların bize gelmesini engellemeyecektir… Mutsuzluk da hayatın bir parçasıdır ve kalıcı olmadığının bilincinde olmalı ve bunu kabul etmeliyiz.

Duygusal zekanın sırrı, salt mutluluğun olmadığını, her şeyin daha az acı verdiği ve kendimize yeni fırsatlar sunmamıza izin verdiğimiz anda kabul aşamalarına geçebilmemiz için bu durumları yönetmemize yardımcı olmaktır.


Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.


  • Furnham, A., & Christoforou, I. (2007). Personality traits, emotional intelligence, and multiple happiness. North American Journal of Psychology9(3), 439–462.

 


Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.