Logo image
Logo image

Duygusal Dengesizliğin Esiri Olmak: Nevroz

4 dakika
Nevroz; kişinin toplumsal hayata uymak için gösterdiği çabalardan kaynaklanan ciddi ve sürekli davranış bozukluğudur.
Duygusal Dengesizliğin Esiri Olmak: Nevroz
Valeria Sabater

Yazan ve doğrulayan psikolog Valeria Sabater

Tarafından yazılmıştır Valeria Sabater
Son Güncelleme: 14 Aralık, 2021

Nevroz, diğer semptomların yanı sıra duygusal dengesizlik, depresyon eğilimi, yüksek anksiyete, aşırı ruminasyon (geçmişe takılı kalma) ve suçluluk duygularıyla karakterize edilen klinik tabloyu tanımlar. Nevrotiği olan insanlar, ciddi ve sürekli endişe üreten davranış bozukluğu içindedirler. Buna rağmen psikolojik terapilere çok iyi yanıt verebilen oldukça duyarlı profile sahiptirler.

Pek çok kişi nevroz terimini, Sigmund Freyd’un çalışmalarından hatırlar. Bu terim onları geçmişe götürür. Nevroz, Freud’un çalışmalarının bir parçasıydı.1769’da İskoç hekim William Cullen tarafından ortaya atılan çok klasik bir psikolojik boyutla karşı karşıyayız. Cullen, Fizyolojik olarak izah edilemeyecek çeşitli sinir bozuklukları ve semptomları tanımlamak için kullanılırdı. Ona göre bu rasyonel bir düşünme tarzıydı.

Nevroz veya nevrotiklik, kötü duygu yönetimi ve duyguları kontrol etmede belirgin bir zorluk çekme karakterize edilen psikolojik bir eğilimdir.

Günümüzde, psikoloji, nevroz kavramını başka bir isimle değiştirdi. Bu nedenle DSM-5 (Amerikan Psikiyatri derneği tarafından yayınlanan kitap) önceki baskıda nevrotiklik kilinik bulgularda rastlanan bir sürü davranış bozukluğunu tanımlamak için kullanmıştır. Bunlar; somatoform bozukluklar, anksiyete bozuklukları, çoklu kişilik rahatsızlığı vb. durumlardır.

Some figure

Nevrozun tarihi geçmişi

Günümüzde nevrotik olma durumunu anlamak için çeşitli mekanizmalarımız vardır ve bunlar kişiye uygun terapötik bir yaklaşım sunar. Ancak, birkaç yıl öncesine kadar nevrotiklik ne kadar küçük olursa olsun her kişide farklı psikolojik sonuçlar doğuran “felaket kutusundan” başka bir şey değildi.

O zamanın hekimleri, melankolik duygu durumundan söz ettiğinde bu durumun temellerini atmıştı. Onlara göre bu kişiler “vücut sıvıları” kronik olarak bozuk olan kişilerdi. Bir nedenden ötürü ve binlerce yıl, bu profile sahip kişiler daha endişeli, gergin ve depresyona eğilimli ya da aşırı derecede endişeli, hem kendi hayatını kontrol alamayan hem de etrafındakileri sabote etmeye çalışan kişiler olarak düşünülürdü.

Nevrotik kelimesinin kendisi olumsuz bir anlamı çağrıştırır ve bu düzeltmemiz gereken bir şeydir. Bu nedenle ruh sağlığı uzmanları, kendi kendine yönetilebilen bu duruma yanıt olarak daha geniş, mantıklı ve bütünleştirici bir terapötik (ve aynı zamanda sosyal) yaklaşım oluşturmak için nevroz terimini ortadan kaldırmak zorunda kaldılar.

Nevroz ve karakteristik özelliği

Nevrotiklik geniş bir yelpaze gibidir. Yani, bir tarafta psikolojik boyutta yüksek puanlamaya sahip biri varken, diğer tarafta ise bu hastalığın sadece bir kaç özelliğini sergileyen kişiler vardır. Bu nedenle, çoğumuz nevrozun temelde duygusal dengesizlik olduğu fikrine sahip olsak da, bu hastalığın arkasında yatan sebepler ilginç olduğu kadar karışıktır da.

Some figure

Bu psikolojik durumu anlamak için Paul Watzlawick’un nevrozu anlattığı, merak uyandıran “çekiç” hikayesine atıfta bulunabiliriz. Örneğin, komşumuzun çerçeve asmak için çekice ihtiyacı var ve evimize gelip, bizden bir çekiç istiyor. Ancak, insanoğlu biraz kötümserdir. Kafasından cevabın hep aynı olumsuz cevabın olduğu bir sürü hatta milyonlarca vesveseli düşünceler geçer.

Sonunda, o kadar çok kızgınlık ve öfke biriktirir ki, daha kapıyı açar açmaz, komşumuz: “Bana bak, terbiyesiz herif, senin çekicine ihtiyacım yok, al çekicin de senin olsun!” der. Bu davranış karşısında, ağzımız açık kalır. Komşumuzun “iyi olmadığı” sonucuna varmadan önce bu gerçeğe biraz daha yakından bakmamız gerekiyor. Nevroz’un bazı karakteristik özelliklerine beraber bakalım:

  • Nevrotik profile sahip kişiler aşırı olumsuz ve yıkıcı düşüncelere sahiptir.
  • Sürekli üzüntü ve çaresizlik hissi hakimdir.
  • Fobiler.
  • Hassasiyet.
  • Kaygı.
  • Apati(çevreye karşı ilgisizlik), sık sık yorgunluk.
  • Duygusal inişler ve çıkışlar.
  • Sosyal çevreden kopma.
  • Karmaşık duygusal ve aile ilişkileri, “nevrotik” insanlarla yaşamak genellikle çok karmaşıktır.
  • Nevrotiklik genellikle obsesif kompulsif bozukluklarla karıştırılır.
  • Uykusuzluk sorunu.
  • Depresyon kaynaklı somatizasyon bozukluklar (kas ağrıları, cilt rahatsızlıkları …)

Nevroz nasıl tedavi edilmeli?

Nevroz hakkında unutmamamız gereken bir şey vardır; bir şekilde hepimizin bir noktada aşırı endişe, ruminasyon, duyarlılık ile karakterize edilen davranışları sergileyebiliriz . Tarihçilere göre Newton veya Charles Darwin gibi son derece hassas, kararsız, karamsar ve her zaman endişeli olma gibi bazı karakteristik özelliklere sahip kişilerdi. Buna rağmen, onlarda başkalarında olmayan harika bir şey vardı. Onlar tüm bu zihinsel enerjilerini doğru yolda kullanmayı bildiler.

Bu nedenle, nevrozu tamamen patolojik bir vaka olarak görmeden önce, kişide iyiye giden değişiklikler görebilmek için duygusal evrenlerini daha iyi yönetecek araçlar sunmanın yeterli olduğunu bilmeliyiz. Daha önce nevrotik adı verilen bu profile sahip kişilerin temel sorunu, günleri günlerine uymaz, korkuları onları ele geçirmiştir ve endişeleri o kadar artmıştır ki, başkalarıyla ilişki kurmadan, çalışmadan, normal bir hayat sürmeden evlerinde yapayalnız yaşamayı tercih ederler.

Some figure

Nevroz, psikoterapi ile tedavi edilir. Bu, en çok önerilen bilişsel-davranışsal terapi yöntemlerinden biridir. Bu nedenle, yazımızda da belirttiğimiz gibi, bu tür psikolojik sorunlar yaşayan kişilerde tedavi genellikle olumlu bir sonuç verir. Kişi uygun yönetme tekniklerini uygulayarak duygularının kontrolünü yeniden kazanmayı başardığı anda, yukarıda belirtilen özelliklerin çoğu tamamen yok olana kadar şiddetini azaltır.

Nevroz sorunu yaşayan kişinin eğitim geçmişini ve hayat hikayesini dinlemek tedavide önemlidir. Bu şekilde, sorunun kökenini görebilir ve belirli duruma odaklanarak bir çözüm yöntemi geliştirebilirsiniz. Genel olarak psikolojik terapi alan bu tip hastalar iyileşir. Hastalığın şiddetine bağlı olarak farmakolojik tedavi desteği gerekli olabilir.

Psikoterapi ve ilaç tedavisi

Psikolojik terapi ile hastanın yanlış düşüncelerini değiştirmeye başlayabiliriz. Çevresinde olup bitenlere dair yanlış algıları acı çekmesine neden olan en önemli şeydir. Bu nedenle, gerçeklikten saparak etrafımızda olan olayları yorumlamayı bırakmak, hayat kalitenizi artırmaya yardımcı olacaktır.

İlaç tedavisinde temel amaç, en belirgin olan akut semptomları azaltmaktır. Acı, kişiyi başa çıkamayacağı bir boyuta ulaştırdığında ve onu normal hayatın akışında günden güne, bu yükü taşıyamayacak kadar çaresiz hale getirdiğide ilaç tedavisi yardımcı olabilir. Bazı semptomlar nevrotik davranışsal bozukluğun ileri boyutu olarak algılanabilir, bu durumda ilaçlar aşırıya kaçan davranışlar için bir “durdurma” görevi görecektir.

Psikolojik ve/veya psikiyatrik tedavi, en ciddi semptomları ortadan kaldırmaya yönelik olmamalıdır. Aksine, kişi bir bütün olarak dikkate alınmalı ve düşünme yapısını iyileştirmeye çalışılmalıdır. Böylece kişinin yaşam kalitesi pozitif yönde gelişme gösterecektir.


Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.



Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.