Duygularınızı İfade Etmenin 5 Yolu
Yazan ve doğrulayan psikolog Sergio De Dios González
Mutlu olduğunuz zaman gülümsemek ve başkalarına da bu pozitif halinizi göstermek kolaydır. Ancak ciddi olduğunuz zaman bunu yorumlamak çok daha özneldir. Başkaları sizin yorgun olduğunuzu mu düşünür? Mutsuz? Huzursuz? Endişeli? Bu nedenle duyguları en doğru şekilde ifade etmeyi öğrenmek önemlidir.
Duyguları dile getirmek başkalarının sizinle empati kurmasını kolaylaştırır. İnsanların sizi daha iyi tanımasını sağlar. Bu şekilde başkalarının sizi sık sık yanlış anlamasının önüne geçmiş olursunuz. Kendinizi ve duygularınızı doğru ifade etmek kendinizi de daha iyi tanımanız anlamına gelir. İşte size yardımcı olabilecek bazı kilit noktalar.
Duygularınızı Nasıl İfade Ediyorsunuz?
Kökeni araştırın
Kelimeleri bir his ve duygu kümesine koymak karmaşık bir iştir. Çoğu zaman kötü hissetmemize neyin yol açtığını bile bilmeyiz. Bu nedenle öncelikle neyin bize kötü hissettirdiğini bularak yola çıkmalıyız. Neden bu şekilde hissediyoruz?
Birkaç dakikalığına derin bir nefes alıp rahatlamaya bakın. İçinizde hissettiklerinize nelerin neden olduğunu düşünün. Gözlerinizi kapatın ve yardımcı olacağını düşünüyorsanız düşünmeye başlayın. Neler şaşırmanıza, eğlenmenize ya da tiksinmenize neden oldu?
Duygusal Kelime Haznenizi Genişletin
“İyi hissetmiyorum” ya da “mutsuzum” demek hiçbir şey dememekten iyidir. Nasıl hissettiğinizi başkalarına da anlatmak için biraz daha özel ve dar anlamlarıyla kelimeleri kullanmaya gayret edin. Ne kadar somut olursanız nasıl hissettiğinizi o kadar iyi hissedersiniz.
Örneğin patronunuza sizi başka meslektaşlarınızın önünde kötü gösterdiği için sinirlendiniz. Bunu başka bir arkadaşınıza anlatırken “gereksiz”, “utanç verici”, “yüz kızartıcı” veya “sinirli” gibi kellimeler kullanabilirsiniz. Bu da karşınızdaki insanın sizi anlayıp yardım etmesini kolaylaştırır.
“Onun hakkında düşünmemeye çalış” işe yaramaz
Eşinizin saçına dokunulmasından hoşlanmadığını düşünün. Ne zaman saçına dokunsanız kötü hisseder. Eğer eşiniz bu durumdan hoşlanmadığını söylemezse bunu bilmediğiniz için bu hareketi yapmaya devam edebilirsiniz. Bu yüzden bir şey bardağı taşırabilir ve eşiniz bir anda ani bir tepki verebilir. Siz sebebini bile anlamazsınız.
bu patlamadan sonra eşinizin işi abarttığını düşünü başka bir neden arayabilirsiniz. Bu nedenle işin sonucu da beklendiği gibi olmayabilir. Bununla beraber sessiz kalmanın iyi bir seçenek olduğunu da söyleyemeyiz. Bu olayı düşünmemeyi denemek veya yok saymak faydasız kalacaktır. Bu da yeni çatışmalara yol açabilir.
Duyguları Aktarın, Düşünceleri Değil
Duygularımızı aktarırken hissetmek fiilini kullanırız ama eğer yaptığımız şey düşünceleri aktarmaksa o zaman “bunu hisset” demiş oluruz. Buradaki çizgi oldukça ince bir çizgidir. Örneğin “korktum” demek yerine “bunun beni korkuttuğunu düşünüyorum” demek gibi.
Bu son durumda, bir duyguyu rasyonelleştiriyoruz ya da bir duruma nasıl tepki verdiğimizi. Bu, duygularımızın kökeni olayını bilişsel olarak işlediğimiz anlamına geliyor. Artık bir durumun olası sonuçlarını değil üzerimizdeki etkilerini açıklamış oluruz.
Duygusal Sorumluluk Alın
“beni şöyle hissettiriyorsun” diyerek sadece karşınızdakini suçlamakla kalmış olmuyor aynı zamanda bu hissi de güçlendirmiş oluyorsunuz. Duygularınızın sorumluluğu sadece size aittir ve aktarılamaz. Duyguların sorumluluğunu başkalarına aktarmayı istemek ne tam olarak mümkündür ne de etiktir. Aynı zamanda bu durum ilişkilerinizde soruna neden olabilir.
Özgürce Konuşun
Uzun zamandır üzerinde durduğunuz bir şeyi nihayet söylediğiniz zaman nasıl hissediyorsunuz? Sanki bir şey serbest kalmış gibi mi? Yapılan çok sayıda araştırmaya göre duygularını söylemekten kaçınan insanlar kansere yakalanma riskini daha fazla taşıyor. (Chapman, Fiscella ve Kawachi 2013).
İnsanlar duygularını kaçınılmaz olarak yaşar. Bu doğamızda var. Kendimize saygıyla yaşamanın en iyi yolu duygularımızı anlamaktan geçer. Bu nedenle duyguları kabul etmek ve onları anlamak gerekir.
Duyguları bir kez ifade etmeye çalışırsanız, bir dahaki sefere daha kolay olacaktır. Sonunda, bunu doğallaştıracak ve günlük bir alışkanlık haline getireceksiniz. Eğer başarılı olursanız, başkalarına karşı harika bir duygusal üstünlüğe sahip olacaksınız.
Duygularınızı doğru ifade etmek ilişkilerinizin de kalitesini artıracaktır. Hem de sadece başkalarıyla değil kendinizle de.
Sağlıklı Bir Şekilde Duyguları İfade Etmek
Duygularımızı yüksek sele ifade etmek bize verebilecekleri olası zararları da ortadan kaldırır. Bunun nedeni seslendirerek amigdaladaki aktiviteyi azaltmaktır. Bu da duygusal tepkiyi azaltır. (Lieberman et.al. 2007.)
Ek olarak, duygularınızı nasıl ifade edeceğinizi bilmek, psikolojik gücünüzü ve zor anlar ve durumlarla yüzleşme yeteneğinizi artırır (Kross ve ark., 2009). Bu garip olaylara nasıl tepki vereceğini bilmenizi yardım ederek sizi zihinsel olarak hazırlar.
Basit bir görev olmasa da, duyguları ifade etmek için zaman harcamak, kişilerarası ilişkilerin kalitesini artırır. Bu, sürekli bir çalışmayı ve kendinizi kabul etmeyi gerektiren bir çabadır.
Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.
- Barrett, L. F., Mesquita, B., Ochsner, K. N., & Gross, J. J. (2007). The experience of emotion. Annual review of psychology, 58, 373.
- Lieberman, M. D., Eisenberger, N. I., Crockett, M. J., Tom, S. M., Pfeifer, J. H., & Way, B. M. (2007). Affect labeling disrupts amygdala activity in response to affective stimuli. Psychological Science, 18(5), 421-428.
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.