Depresyondakilerin Gördüğü Rüyalar Neden Özel?
Yazan ve doğrulayan psikolog Gema Sánchez Cuevas
Depresyonu olan insanlar farklı türlerde uyku bozuklukları yaşama eğilimi gösterirler. Fakat bilimin kanıtladığı garip bir gerçek var. Depresyon hastalarının rüyaları, depresyonu olmayan insanlara göre üç kat daha uzun sürer.
Depresyon genelde huzursuzluk ve yorgunluğa neden olmakla birlikte depresyondaki insanların gördüğü rüyaların aslında bir amacı var: duygusal dünyalarını düzene sokmak.
Bu kesinlikle yeni bir konu. Bir çoğumuz bunun hakkında çok şey bilmiyor. Depresyon hakkında konuştuğumuz zaman bazı özel durumların üzerinde duruyoruz.
Bunlar da genelde depresyonun belirtileri, tetikleyiciler veya başka davranışlar oluyor. Ancak çok nadiren işe rüyalar açısından bakıyoruz.
Bu da depresyondaki birinin nihayet uykuya daldığında beynindeki hareketleri gözlemlemek demek.
“Bilinçaltını anlamak rüyaları yorumlamak için altın yoldur.”
– Sigmund Freud
Bilinçaltını anlamak için rüyaları yorumlamak gerektiği konusunda Freud’a katılıyoruz. Bu altın yol muhtemelen bizi hiçbir yere götürmeyen rüzgarlı bir yoldur. Yine de beynimizde neler olup bittiğine dair değerli kanıtlar sunar.
Rüyalar bir sorun olduğuna delildir. Sanki bir Kandinsky tablosundan parçadır. Bize bir şeyler anlatmaya çalışır, bizi inciten, korkutan, tehlikeye atan şeylere bir şekil verir sanki.
Depresyondaki insanların rüyaları, karmaşık duygusal durumu düzenlemek için beynin kullandığı bir savunma mekanizması gibi işler.
Depresyondaki insanlarda REM evresi
Doktor Rosalind D. Cartwright, Cornell Üniversitesi’nde ünlü bir psikolog. Hayatının büyük bir kısmını rüyalar alemini anlamak ve yorumlamaya adamış.
Örneğin ünlü kitabı “The Twenty-Four Hour of Mind” da rüyalar ve duygular arasındaki ilginç ilişkilere değiniyor.
Bu gerçekten yılların çabasını ve yıllarca süren inanılmaz araştırmaları kapsıyor. Negatif duyguları atlatmak için beyin rüyalar yoluyla bize yardım ediyor.
Beynin bunu yapışı inanılmaz olduğu kadar tuhaf da. Neden mi? Çünkü kişi rüya görmenin aslında kendisine nasıl yardım ettiğini bilmiyor. Ancak çeşitli mekanizmalarla beyin yardım ediyor. Gelin bunlara bir göz atalım…
REM evresi ve depresyonlu insanların rüyaları
- Örneğin depresyondaki insanlar gün boyunca uykusuz olmasına rağmen gece yatarken uyumakta zorluk çekebilir.
- Uyanır uyanmaz yorgun hissederler. Bunun nedeni gece uykusunun iyi, dinlendirici ve kaliteli olmamasıdır. Tam tersi, kafalarını “dopdolu” hissederler. Çok fazla rüya gördüklerini bilir ama ne hakkında olduğunu asla net hatırlayamazlar.
- Depresyondaki kişiler REM evresine çok daha çabuk geçiş yapar. Burada rüyalar normalden 3 kat uzun sürer. Bu da depresyondaki insanların depresyonda olmayanlardan üç kat fazla rüya görmesi anlamına gelir.
- REM uykusunun aynı zamanda “paradoksal uyku” olarak adlandırıldığını da unutmamak gerek. Çünkü bu uyku depresyondakiler için hiç dinlenme hissi vermiyor. Bu evrede bolca adrenalin üretiliyor.
- Yeni görüntülü ve tanı koyan testler sayesinde limbik sistemle ilgili de birkaç şey görebiliyoruz. Bu, duygularımızla ilgili bir sistem ve REMde hiç olmadığı kadar daha aktif. Bu da tyine sadece depresyondaki kişilere özgü.
Doktor Cartwright uyuduğumuzda beynin kontrolü nasıl ele aldığını açıklıyor. Uyku sırasında beyin dinlenmek yerine duygusal düğümleri çözmek için daha fazla çaba harcıyor.
Bazen bunu mümkün olan en kötü şekilde gerçekleştiriyor. Bunun için nahoş rüyalar hatta kabuslar görmeye neden oluyor.
Kafa karışıklığına, kaygıya ve umutsuzluğa neden olan her şey bu sürreal rüya aleminde canlanıyor. Beynimiz olumsuz duygulardan kurtulmak için bir çeşit detoks uyguluyor.
“Dışarı bakan hayal görür içeri bakansa uyanır.”
– G. Jung
Depresyondaki insanların dinlenme modelleri
Üç kat fazla rüya görmenin, kabus görmenin ve yeni bir güne gözlerimizi yorgun açmanın depresyonla başa çıkmak konusunda pek iyi bir fikir olmadığının farkındayız.
Burada yazanların hepsi düşmanı daha iyi tanımak için gerekli olan bilgiler. Gerçekten beynimizin yanlış giden şeyleri düzeltmek için bizi bilgilendirdiğini anlayabiliriz.
Sonuç olarak bunu bilmek yeni uyku yolları denemek için kullanışlı olacaktır. Bu bilgiler, depresyondaki insanların uyku düzenlerini geliştirmek için oldukça faydalı.
Benzer bir durum yaşıyorsak bizim için de faydalı elbette. İster hafif depresyon, ister distimi, ister ağır depresyon olsun fark etmez.
- Yatmadan önce çok duygusal yük edinmemeliyiz. Duygulara dalmak ruh halimizi daha da kötüleştirir. Bu da REM evresini daha da uzatarak iyi bir uyku çekme ümidimizi yok eder.
- Meditasyon gibi egzersizler yapmak ya da başka rahatlama teknikleri kullanmak yatmadan önce beyin aktivitelerini azaltmaya yardımcı olur.
- Üstelik, antidepresanlar alıyorsak uykumuz üzerindeki yan etkileri görmek açısından yararlı olur ve eğer etkileri ciddiyse ilaç veya tedavi değiştirmeyi düşünebiliriz.
- Aynı zamanda uyku düzenini ayarlamak gerek. Belirli ve devamlı bir uyku programı takip etmeli, her gün aynı saatte uyuyup uyanmaya dikkat etmeliyiz.
Tedavi planımızda ilerlerken REM uykusu kendi kendini düzeltir. Daha kısa sürer ve daha çok dinlenmemizi sağlar. Aynı zamanda rüya dünyamız bu kadar gizemli, yoğun ve hatta korkunç olmayı bırakır.
Beynimiz duyguları ön plana taşımayı keser ve sadece her gece yaptığı günlük aktivitesine döner. Geceleri yalnızca önemli bilgileri sınıflandırır, deneyimleri organize eder ce gereksiz bilgilerden kurtulur.
İç dünyamız dengeye kavuşacak. Kabuslar ve depresyonun gölgesi kaybolacak…
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.