Denizin Beynimizi Nasıl Etkilediğini Biliyor Musunuz?
Denizin beynimizi nasıl etkileyebileceğini hiç düşündünüz mü? Yaşadığımız gezegenin yaklaşık % 80’ini kaplayan bu muazzam mavi su, romantik ve derin olduğu kadar, acımasız ve görkemli olarak da bambaşka bir muazzam dünya sunmaktadır. Bir saniye de şiddetlenip, bir saniye sonra kuzu gibi sakinleşen bir devdir deniz.
Charles Baudelaire gibi büyük yazarlar da, denize karşı bir beğeni ve saygı duyarlardı. Dudaklarından “özgür adam, denizi her zaman seveceksin!” gibi cümleler dökülmüştür. İnsanlar için böylesine özel bir yere sahip olan bu muazzam derya, sadece çok büyük bir su kütlesinden ibaret de değildir.
Deniz beynimizi nasıl etkiliyor?
Birçok nöro-bilimci, denizin beynimizi nasıl etkilediği hakkında incelemelerde bulunmuştur. M. Rudd, R.A. Baron ve M.C. Diaomond gibi araştırmacılar, bu konu hakkında ün yapmış bilim insanlarıdır. Her biri de, aklımızdaki o muazzam mavi okyanus ile ilgili araştırmalar yapmıştır. Ne tür sonuçlar çıktığını hayal edebiliyor musunuz?
Kesin olan bir gerçek ise, denizin, ruhumuz üzerindeki etkilerinin genellikle çok olumlu olmasıdır. Bize ilham veren romantizm ve özgürlük arzusu göz ardı edilecek bir güç olmamak ile birlikte, bilim tarafından da desteklenen bulgulara sahiptir.
“Denizi her zaman izlemeliyiz. Yalan söylemeyen bir ayna gibidir.”
– Yasmina Khadra
İnsanlarda deniz hayranlık uyandırıyor
Minnesota ve Stanford üniversitelerinde görevli olan birçok psikolog, denizin insan beyni üzerindeki etkileri üzerine bir çalışma gerçekleştirmiştir. Elde ettikleri sonuçlardan biri de, denizin ortaya çıkardığı yoğunluğun, bizim ruhumuzda bir tür hayranlık ve şaşkınlık uyandırmasıdır.
Aslında bu süreç bize rahatlama sağlıyor. Ve bu denli muazzam bir şeyin, bizi tek bir dalga ile öldürebileceği ihtimali bile gerçekten çok şaşırtıcıdır. Bununla birlikte, içimizde uyandırdığı heybetli duygular, bu deryayı anlamaya çalışan beynimiz sayesinde, ruhumuza güzellikler katmaktadır.
Bu yüzden deniz, örneğin, daha cömert davranmamızı sağlayarak, karakterimizde ve aldığımız kararlarda büyük değişiklere temel hazırlamaktadır. Ayrıca, sanki bu yeterli değilmiş gibi, deniz, zaman algımızı da değiştirir, saniyeler sanki daha yavaş geçiyormuş gibi gelir ve hatta bazen, zamanın durmuş olduğu gibi hissiyat bile yaratabilir.
Deniz, yaratıcı bir uyarıcıdır
Genel olarak, çalışırken, konuşurken ya da çocuklarımız ile ilgilenirken, insan beyni bir şekilde “meşgul” durumuna girer. Bununla birlikte, deniz bu durumu büyük ölçüde değiştirir ve zihinsel süreçlerimizi rahatlatır.
Bir kere rahatladığımız zaman, sinir bağlarımız temel ölçüde aktive edilir. Denizin yoğunluğunun neden olduğu genel manadaki sakinlik ve esenlik halinde, aklımıza en yaratıcı, en parlak ve özgün fikirler gelir.
Gerçekte, bu işlemin anlaşılması oldukça kolaydır. Gevşeme moduna girdiğimiz zaman, endişelerimiz ortadan kalkar. O anda beynin prefrontal alanı kontrol altına alınır ve bu nedenle yaratıcılık, hayal kurma gücü deyim yerindeyse ‘büyülü düşüncelerimiz’ serbestçe akmaya başlar. Dolayısıyla, düşüncelerimiz daha orijinal, daha az eleştirel ve çok daha açık hale gelir.
Deniz, meditasyona neden oluyor
Denizin zihnimiz üzerinde olumlu etkileri vardır. Meditasyon, insan beyninde faydaları kanıtlanmış eski bir tekniktir. Meditasyon hali, beyin dalgalarının uyarılmasını arttırır ve hatta bunları değişebilir.
Bu durumda, dikkatimizi bir üst seviyeye çıkaran denizin dalgalarıdır. Dalgaların sesinin üzerimizdeki etkisi, eforla bağlantılı olan alfa beyin dalgalarının yanı sıra, gevşeme ve huzurlu bir hal ile, çevremizdeki her şeyi ortadan kaldırma gücüne sahiptir.
Daha önce de söylediğimiz gibi, deniz, insan beynini yaratıcı bir hale getirir. İlginçtir ki, deniz, zihinsel berraklık durumunu sağlayan alfa beyin dalgaları ile de ilgilidir. Bu denizin tüm çevremizi bir anda ortadan kaldırma gücü vardır; böyle bir durumda tüm varlığımız, büyük bir anlam bütünlüğü ile bir kabarcığın içinde, havada süzülüyormuş gibi olur.
“Okyanus, hayatında şimdiye kadar gördüğü en büyük şeylerden biriydi – hayal ettiği her şeyden daha büyük ve daha derindi. Ona baktıkça, zamana, mekana ve havaya göre rengi, şekli ve ifadesi değişti.”
– Haruki Murakami
Şimdi denizin beynimizi nasıl etkilediği hakkında biraz daha bilgi sahibi oldunuz. Eğer bu günlerde bir fırsatını bulursanız, tek yapmanız gereken sadece haliyle bu güzelliğin tadını çıkarmaktır. Mavi okyanus ile düşüncelere dalmak gibi bir şansınız varsa, bunu lütfen boşa harcamayın ve bütün varlığınız ve aklınız ile minnettar olun.
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.