Daha İyi Görebilmek İçin Karanlığa Mı İhtiyacımız Var?

Hayal edin: oldukça aydınlık bir mekanda yürürken biri size yaklaşıyor. Aydınlık gözünüzü aldığı için gelen kişinin yüzünü seçmekte zorlanırsınız. Hatta belki elinizi gözünüzün önüne getirir ve gölge yaparsınız. Bir anlık karanlığa ihtiyaç duyarsınız.

İşte o zaman yaklaşan kişiyi seçebilir ve onun bir tanıdık mı yoksa yol soran bir yabancı mı olduğunu söyleyebilirsiniz. Ancak kim olduğunu gördüğünüzde, sarılarak mı selamlayacağınıza yoksa sadece yol tarifi vererek mi karşılık vereceğinize karar verebilirsiniz.

Daha iyi görmek daha akıllıca seçimler yaptırır

Sadece ışığın olduğu bir dünya düşünün. Karanlığı hiç tecrübe etmemiş olsanız, ışığın önemini nasıl anlayabilirdiniz? Daha derin bilgiye yol açan aydınlık ve karanlık arasındaki zıtlıktır. Yaşadığımız dünya, karşıtlıkların dünyasıdır: yukarı ve aşağı, sıcak ve soğuk, iyi ve kötü.

Acı, keyfin değerini daha iyi anlamamıza yardımcı olur. Dünyadaki karmaşa, huzurun değerini anlamamıza yol açar. Şahit olduğumuz nefret, sevgi anlayışımızı şiddetlendirir. Bu sebeple, hayatın zorlukları, hayati olan özbilgiyi yaratmak için özellikle güçlü bir araç olabilir.

Ne kadar çok ayrıntı bilirsek, o kadar çok akıllıca kararlar verebiliriz. Bu nedenle karanlık, yansıma için bir fırsattır. Dışarıyı görmektense, içe doğru bakmamıza yardımcı olur. Hayat akıldan kalbe doğru giden bir yolculuktur.

Hayatımızdaki zorluklar, kalplerimizi açmak ve bu şekilde zorlukların değerini daha iyi anlayıp bilmek için, bu yolculuğu kolaylaştırır. Kısacası, karanlık kendimizi tanımamız ve karşılaştığımız şeyle uyumlu olmamıza imkan sağlar.

Müziğin hikayesi

Şimdiye kadar bestelenmiş en iyi müziğin çaldığı yerde olduğunuzu hayal edin. Çoşkulu ve baş döndürücü bir müzik. Tüm hayatınız boyunca hep duyduğunuz. Hiç bir zaman eksik olmayan ve ondan başka hiç bir şey duymadığınız bir müzik.

Bir gün, her zaman duyuyor olmanıza rağmen, onu aslında hiç dinlemediğinizi fark edeceksiniz. Yani, onun hayatınızda hep olacağını kesin gözüyle gördüğünüz için ona aslında hiç değer vermemişsiniz. Şimdiye kadar başka hiç bir şey duymadınız. Bu sebeple bir gün, bu müziği değerlendirebilmek isteyeceksiniz.
Bunu zorlu bir şekilde yapmaya karar verecek böylece daha büyük bir ödül elde edeceksiniz. Aklınıza, müziğin hiç çalmadığı bir yere gitseniz ve orada müziği baştan yaratmaya çalışsanız, gerçekten daha derin bir müzik anlayışına sahip olacağınız gelir.

Bunu ancak bu müziğin nasıl bir tınısı olduğunu unutmaya başladıktan sonra yaparsınız. Geldiğiniz yerin sıra dışı senfonisini hatırlamak ve daha sonra yeniden yaratma deneyimi, o senfoninin büyüklüğünü tam anlamıyla ortaya koyacaktır.

Yeni bir yere gittiniz ve yeni müzikler dinlediniz. Şarkıların bazıları kulağınıza mükemmel geliyor ancak bazıları ahenksizliğiyle kulağınızı rahatsız ediyor. Bu rahatsız edici tonlar içinizde bir istek uyandırıyor ve en sonunda, çözüm: orijinal müzik yaratmak. Ve bu yaratmanın oldukça önemli bir parçası karanlık olacaktır.

Fark ediş

Kısa bir süre sonra kendi bestelerinizi yapmaya başlarsınız. Önce, bu yeni yerin bet müziği dikkatinizi dağıtır. Ancak, bir zaman sonra, dışarıdaki müzikten ulaştıkça, kalbinizdeki melodilere kulak verirsiniz ve müzik yaratılarınız çok daha güzelleşir.

En sonunda bir ustalık eseri bestelersiniz. Bitirdiğinizde, bir şeyi hatırlarsınız: yaratmış olduğunuz bu eser, geldiğiniz yerde çalan müziğin aynısıdır. Ve bu hatıra bir diğerini tetikler: o müzik sizsinizdir. Bu sizin dışınızda duyulan bir şey değildir, müzik siz, siz müziksinizdir.

Yeni bir yerde, konfor alanınızdan çıkmadığınız sürece asla mümkün olmayacak şekilde üreterek kendinizi tanıma imkanınız olur. Bilirsiniz ki, bu karanlığı, bu tümden yeniliği hiç deneyimlememiş olsanız, etrafınızı saran müziğin güzelliğini asla tam anlamıyla bilemeyecektiniz.

Hayattaki zorluklar var olduğu sürece, gerçekten kim olduğumuzdan önce, kim olmadığımızı tecrübe ederiz. Senfonileri yeniden yaratmadan önce uyumsuz sesleri ve karanlığı keşfederiz. Daha iyi görmek için karanlığa ihtiyaç duyarız. Yönümüzü daha iyi seçebilmek ve ışığa gerçekten değer verebilmek için o karanlığa ihtiyacımız vardır.