Çocuğunuzu Şımartmak İle Onu İşe Yaramaz Bir Birey Haline Getirmek Arasındaki Fark
Çocuk yetiştirmek karmaşık bir konu haline geldi ve neden böyle olduğunu hala anlamıyoruz. Ebeveynlerin çoğu evladını mutlu etmek için elinden geleni yapmaya çalışıyor. Bunun için çabalarken de kendilerini bir çelişkinin içinde buluyorlar – ne kadar çabalarlarsa o kadar az şey başarabiliyorlar. En çok şımartılan çocuklar genellikle sahip olmadıkları şeyler için en çok üzülenler oluyor.
Yeni jenerasyonların “yorgun doğduğunu” söylerler. Günümüzde çocukların çoğu alarm saatinin ne anlama geldiğini pek anlıyormuş gibi görünmüyor. Alarmları binlerce defa çalsa da hiçbir şey olmamış gibi yatakta yatmaya devam edebiliyorlar. Ebeveynleri de okula gitsinler diye onları uyandırmak için birçok kez çağırmak zorunda kalıyor.
Ebeveynlerin çoğu bunun doğru bir şey olmadığının farkında. Ancak yine de kendi yarattıkları dinamiklerin içinde kapana kısıldıkları için bu durumun böyle devam etmesine izin veriyorlar. Belki de çocuklarıyla yüzleşmek istemiyorlar çünkü böyle bir otoriteye sahip olduklarını düşünmüyorlar. Ya da omuzlarında taşıdıkları yük dolayısıyla kendilerini daha iyi hissetmek için çocuklarını daha serbest bırakarak şımarık bireyler olarak yetişmelerine sebep oluyorlar.
Doğrusu bugün birçok çocuk son derece tembelleşmeye başladı. Yataklarını toplamıyorlar ve kıyafetlerini temiz ve ütülü tutmak için ne yapmak gerektiğini bile bilmiyorlar. Bazen artık küçük bir çocuk değilmiş gibi davranırlarken bazen de aynı çocuksu davranışlarını daha ileriki yaşlarda da sürdürmeye devam ediyorlar. Neler oluyor?
Benim yaşadığım zorlukları çocuğumun da yaşamasını istemiyorum…
Bazı ebeveynler çocuklarının belli işleri yapmaları gerekmediğine inanıyor. Efor sarfetmenin ve zor durumların çocukların karşılaşacağı en kötü şeytan olduğunu düşünerek, kolay yolu bazı şeyleri yapmalarını hiç talep etmemekte buluyorlar. Böyle ebeveynler hayatı idealize ederek çocuklarına “cennet gibi” bir yaşam vadettiklerini düşünüyorlar. Çocuklarının hiçbir problem yaşamadan büyüyebilecekleri rengarenk bir cennet yaratmak istiyorlar.
Onlar için ev ortamında adeta “her şey dahil bir tatil köyü” inşa ediyorlar. Çocuklarına, başkalarının işleri şöyle dursun “kendi işlerini” bile halletmek zorunda kalmadıkları tam pansiyon bir hizmet sunuyorlar. Önlerine sıcak yemekler koyulur, yatakları her zaman yumuşacıktır ve toplanmıştır. Bu da çocukları şımarık bireyler haline getirir.
İş burada da bitmiyor. Böyle ebeveynler çocuklarına, ne zaman bir şey isterlerse “rica etmek” fiilini ekleyerek istemelerini öğretir. Bu şekilde bir şeyler rica etmek de çocuğun en iyi yaptığı şey haline gelir. İstedikleri her şeyin gerçekleşmesi için tek yapmaları gereken sormaktır. “Eğer öz saygısına iyi gelecekse nasıl olur da ona en iyi telefonu almayız?”, “Ona neden en iyi kıyafetleri almayalım? İnsanların çocuğuma evsiz göründüğünü söylemesini istemem.”
Genellikle felakete yol açan ve açacak olan “Benim yaşadığım zorlukları çocuğumun da yaşamasını istemem” düşüncesidir. Belki de bunu, kendi problemlerimizi ya da kısıtlamalarımızı çözmeden telafi etmeye çalışmanın bir yolu olarak görürüz. Çocuğumuzu sadece sevgiyle eğitmek doğru bir yaklaşım değildir. Çocuklar kendi kendilerine yetebilmeyi ve tembel olmamaları gerektiğini öğrenmeliler.
Kim kimden sorumlu?
Ebeveynlerin çoğu şımarık çocuklarından korkar. Özellikle Batı ülkelerinde ebeveynlerin maruz kaldığı fiziksel saldırının gittikçe arttığını da hesaba katarsak bu korkularını haklı görebiliriz. Bazı yerlerde daha az bazılarında daha çok yaşansa da bu vakaların yüzde oranı genel çapta iki basamaklı sayılara ulaştı bile. Çocukların büyük bir kısmı ebeveynlerini fiziksel olarak cezalandırıyor. Diğerleri ise bunu duygusal anlamda yapıyor. Görünüşe göre toplumun büyük bir kısmı şımarık çocukların zorbalıklarıyla yönetiliyor.
Ebeveynlerin çoğu önce çocuklarına danışmadan bir karar veremiyor. Bu durumda şu soruyu sormalıyız: onlara danışıyorlar mı yoksa izin mi istiyorlar? Ebeveynler ailelerini ziyaret etmek için tatile gitmek isteyebilir, fakat çocuğu bunu yapmak istemeyebilir. Bu yüzden herhangi bir sorun çıkmasın diye ilk önce çocuklarına sorarlar. Çocuğun tepkisinden ve verebileceği zarardan korkarlar.
Şımarık çocuklar yaratmak
Bu şekilde bir yetiştirme tarzı işe yaramaz bir insan yaratacaktır. Ancak sadece bununla kalmıyor. Bu şımarık çocuklar aynı zamanda üşengeç, kendine fazla güvenen, tahammülsüz ve bencil insanlar olur. Böyle bireyler tam da bir babanın ya da annenin çocuğunun yanına bile yaklaşmasını istemediği türde insanlardır. Bu insanlar hiç kimseye hatta kendilerine bile faydası olmadan yaşarlar.
Ailenin en büyükleri ve hatta onların da büyükleri “kemer” kullanırdı. Ancak çocukları sorumlu yetişkinler olarak eğitmek için askeriye kuralları uygulamak da gerekmez, hatta bu yöntem çocuğun karakter bütünlüğünü tehlikeye attığı için kuralları fazla serbest bırakmaktan daha çok kınadığımız bir yetiştirme şeklidir.
Bununla birlikte, kesin olan bir şey varsa o da kararları verecek olan kişinin anne ve baba olması gerektiğidir. Çocuklarını şart veya ama kabul etmeden ev işlerine dahil etmeli ve sorumluluklar vermelilerdir. Çocuğuna kötü davranan bir ebeveyn çocuğun kendini aşağılık görmesine sebep olur. Her şeye izin veren ve itaatkar bir ebeveyn ise işe yaramaz çocuklar yetiştirir. Sevgiyle beraber sınırlar koymayı ve bunları uygulamayı bilen bir ebeveyn güçlü çocuklar yetiştirecektir. Ayrıca zayıf bir ebeveyn şımarık bir çocukla uğraşmak zorunda kalır.
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.