Cesaret Nedir? Bir Şeyleri Gerçekleştirmektir!

Bir insanı cesur yapan şey veya tam kelime anlamıyla sizce cesaret nedir? Cesaret korkusuzluk, kararlılık ve bir şeyleri gerçeğe dönüştürme yeteneği ile ilgili.

Psikoloji bilimi de, aslında yıllardır bu boyutu analiz ediyor. Bu bağlamda ulaşılmış olan konsensus, kulağa ilginç gelse de, cesaretin bir şeyleri gerçekleştirmek kadar basit olduğunu anlatıyor. Yani cesur olmak, zor koşullar altında bile olumlu bir değişim yaratmak anlamına geliyor. Bir diğer deyişle, başkalarının pes edeceği durumlarda pes etmemek.

Pozitif psikolojinin destekçisi Martin Seligman’ın da cesaret hakkında tespitleri bulunuyor. Terapi sırasında da, cesaret sahibi olmanın, en çok iyileştirici etkiye sahip bileşenlerden biri olarak hareket eden boyut olduğunu ifade ediyor. Ayrıca cesaret sahibi olmak, bu anlamda genetik, eğitimsel ve çevresel köklere sahip olmak demek.

Ebeveynler, çocuklarına hedeflerine ulaşmak için korkuyu bir kenara bırakmaları gerektiğini hatırlatmak adına, sıklıkla, hayata karşı proaktif bir tutum aşılarlar. Ancak, ne yazık ki, çocuklukları boyunca bu tür bir pekiştirme anlayışından yoksun olan ve güvensiz bir şekilde büyüyen veya travmatik deneyimler yaşamış kişiler, genellikle bu cesaretten yoksun oluyorlar.

Bu nedenle Seligman, bu unsuru, terapötik süreçte önemli bir etken olarak görür. Bu unsur, tabii olarak, hasta bir profesyonel ile çalıştıktan ve kendi adına ve payına düşen çabayı sarf ettikten sonra ortaya çıkmalı. Böylece, kişi ihtiyaç duyulan değişimi gösterdiğinde, kendi kararlarına ve kararlı bir birey olmaya değer vermeyi öğrendiği açık olacaktır. Başka bir deyişle, hayatlarını dönüştürmek için ihtiyaç duydukları her türlü motivasyona sahip olacaklardır.

Bu, kendilerini daha kontrollü ve güvende hissedecekleri yeni bir aşamayı şekillendirmeye ve başarmaya karar verdikleri zaman olacaktır. Bu, en olumlu anlamda değerlendirebileceğimiz türden bir cesaret şekli, ve herhangi bir insanın iyiliği için en zengin içerikli olanı.

Cesaret nedir? Bir şeyleri gerçeğe dönüştürmektir

Bilimsel literatür içerisinde yer alan bazı çalışmalar, cesaretin, korku gibi duygulara karşı en ön safta yürütülen mücadelenin bir sonucu olarak ortaya çıktığını söylüyorlar. Nörobiyolojik bir bakış açısından yaklaşırsak, bu konsept, amigdalanın etkisini düzenlemeyi içeriyor. Bu bölüm, en yoğun duygularla ilgilenen beyin bölgesi. Görevi devraldığında ve ağırlığını koyduğunda düşüncelerinizi felç eden ve onlara el koyan da aynı şey.

Benzer şekilde, cesaret sahibi olmak gibi bir proses, prefrontal korteks gibi alanların güçlendirilmesi anlamına da geliyor. Başka bir deyişle, korku veya acı gibi etmenlerin etkisi altıında kalmadan, çevresel uyaranlara karşı karar verme, düşünme, planlama ve dikkat ile bağlantılı alanlardan bahsediyoruz diyebiliriz. Aslında, bu tür davranışlar üzerine yürütülen mevcut araştırmaların çoğu askeri alandan (Neria, Solomon, Ginzburg ve Dekel (2000)) ve büyük tehlike altındayken bazı askerlerin kahramanca eylemlerde bulundukları hikayelerden gelmekte.

Bu gençlerin birçoğu riskli durumlarda hızlı tepki vermek için eğitilmiş insanlar ve sorulduğunda da “Sadece sakin kaldım ve yapmam gerekeni yaptım” diyorlar. Peki ya siviller? Askeri eğitim olmadan kimse kahraman olabilir mi?

Doktorlar Uhri Kugel ve Catherine Haussman, bu konu üzerinde, Oxford Üniversitesinde bir araştırma yaptılar. Bu çalışmanın ortaya koyduğu sonuçlar da oldukça ilginç. İsterseniz bunu da biraz analiz edelim!

Cesaret genellikle romantikleştirilse de, aslında bilişsel bir beceri

Cesaret, değişimi teşvik ettiğiniz için bir şeyleri gerçekleştirmekle ilgili bir konsept. Dahası, cesaret, olumsuz koşulların ortasında bir hedefe odaklanmakla da alakalı. Yani, ejderhalarla savaşan klasik bir kahraman olmanıza gerek yok. Cesaret, mevcut bilimsel araştırmalara göre, herkesin öğrenebileceği ve uygulayabileceği bilişsel bir beceri.

Temelde korkularınıza rağmen hareket etme iradenizi ateşlemek ve belirsizliğe ve şüpheye düşmekle birlikte, ilerlemek ve eyleme geçmekle ilgili bir şey yani. Aşağıdakiler üzerinde çalışarak, buna sahip olabileceğiniz bir seviye elde edebilirsiniz:

• Doğru anksiyete yönetimi ile, sizi hapseden düşünce kalıplarını tanıyabildiğiniz zaman, harekete geçmek konusunda sizi engelleyen zihniyetinizi sıfırlayabilirsiniz.
• Duygusal farkındalığa sahip olun. Bu, duygularınızı dönüştürmek ve sizin yararınıza kullanmak için duygularınızla nasıl bağlantı kuracağınızı bilmekten ibaret olan bir konsept.
• Değerlerinizin, hayati amaçlarınızın ve kişisel hedeflerinizin ne olduğunu hatırlayın.
• Cesaret, bir şeyleri gerçekleştirmekle ilgili. Bunun nedeni, cesaretiniz varsa ulaşacağınız ve sizden istenen hedefleri görselleştirmek üzere çok özel bir kapasite geliştirmeniz.

Cesaret nedir? Daha tatmin edici bir gerçekliğe sahip olmak için bir şeyler yapmakla ilgili bir kavramdır

Franco, Blau ve Zimbardo (2011), cesareti kişisel riske rağmen toplum yanlısı hareket etme yeteneği olarak tanımlamıştır. Günümüzde ise, bu tanımla ilgili güncelliğini yitirmeyen eleştiriler de bulunuyor. Bunun nedeni, cesaretin her zaman başkalarını kurtarmaya yönelik olmaması. Bunun yerine, cesaret, esas olarak kendini kurtarmak için gerekli bir olgu.

Martin Seligman tarafından, uygulanan terapinin etkili olabilmesi için cesaretinizi uyandırmanız gerektiğine işaret edildiğini zaten ifade etmiştik. Başka bir deyişle, korkularınızın, sınırlamalarınızın ve güvensizliklerinizin üstesinden gelmek için kararlılığınızı harekete geçirmelisiniz. Bu şekilde, daha güçlü olacak ve istediğiniz her şeyi başarabileceksiniz. Böylelikle, sizin için yankı uyandıran ve sizi tatmin eden değişikliklerin hayatınıza girişini teşvik edebileceksiniz.

Bazıları insanların inanç ve umut için yaşadığını söyler. Ancak, sahip olduğunuz gerçeklikleri gerçekten de dönüştürebilecek tek şey harekete geçmek. Bunun nedeni, cesaretin, kendiniz veya başkaları için olumlu bir şeye destek vermek üzere ilerlemeye yönelik duygu, düşünce ve duyguların bir karışımı olması. Sadece bu noktayı bile aklınızda bulundursanız yeter.