Bir Erkek ve Kadın Arkadaş Olabilir Mi?
Bir kadın ve erkek arasındaki arkadaşlığı neredeyse imkansız bir şey olarak gösteren, onları ilişkiye götürecek geçiş devresi olarak gören “When Harry Met Sally” gibi filmleri ya da “Friends” gibi dizileri hepimiz biliyoruz.
Ama gerçek, film ya da dizilerdeki gibi değildir. Günümüzde hayatın pek çok alanında kadınlar ve erkekler olarak aynı koşullarda birbirimizle etkileşime geçiyoruz ve işte bu yüzden, iki cins arasında platonik ilişkiler her gün görülüyor.
“Arkadaşlık aşktan çok daha zor ve enderdir. Bu yüzden onu olduğu gibi korumalıyız.”
– Alberto Moravia
Çoğu insana göre fizyolojik farklılıkları ve cinsel çekim nedeniyle bir erkek ve kadının arkadaş kalması imkansızdır. Bu durum, arkadaşlıkla uyumsuzdur.
Diğer yandan, karşı cinsten biriyle arkadaş olmayı başarmış pek çok kişi vardır . Her kişi, en iyi yönlerini sunduğu ve farklılıklar yapıcı olduğu için bu dostlukların daha sağlam ve kalıcı olduğunu söylemektedirler.
Kadın-erkek arkadaşlıkları üzerine çalışmalar
Bir kadın ve erkeğin arkadaş olup olamayacağı sorusu ve bu sorudaki doğruluk payı, ABD’deki Wisconsin-Eau Claire Üniversitesindeki bilim adamları tarafından araştırıldı.
Çalışma için üniversite öğrencisi 88 çift toplandı ve bir dizi soru soruldu. Sorular hem özel olarak hem de diğer kişinin huzurunda soruldu. sorular, duydukları ya da çalışmaya birlikte katıldıkları arkadaşlarına karşı duyabilecekleri romantik hisler ile ilgiliydi.
Elde edilen cevaplar, üç kategoriye ayrılmıştı: sıfır çekim, orta düzeyde çekim ve aşırı düzeyde çekim. Ayrıca çekim, hayranlık ve arzu arasında da ayrım yapıldı.
“Arkadaşlık, iki bedende yaşayan tek bir ruh, iki ruhta atan tek bir yürektir.”
– Aristotle
Geniş bir görüşe sahip olmak amacıyla her katılımcının, karşı cinsle olan etkileşimine dair geçmiş hikaye de alındı. Arkadaşların hangi şartlarda tanıştığı (iş, okul, ortak arkadaşlar vs.), arkadaşlığın ne kadar sürdüğü, hissettikleri duygular vs. soruldu.
Erkekler ve kadınlar arasında arkadaşlık üzerine yapılan çalışmanın sonuçları
Çalışmadan elde edilen sonuçların en şaşırtıcı sonucu, ilişki algısının cinsiyete göre değişmesidir. Başka bir deyişle, erkekler ve kadınlar, başkalarıyla olan ilişkilerini farklı parametrelerle değerlendiriyor.
Çalışmaya göre, erkekler kadın arkadaşlarına karşı daha fazla çekim duyuyor ve arkadaşlarının da onlardan hoşlandığını düşünmeleri daha muhtemel.
Diğer yandan kadınlar, arkadaş oldukları erkeklere karşı tam zıt uçta duruyor. Arkadaş oldukları erkeklere karşı hiç çekim duymuyor ve bu ilgi eksikliğinin karşılıklı olduğunu sanıyorlar.
Arkadaşlık hakkında düşünme şeklimizin kaynağı
Cardiff Üniversitesinde sosyolog ve “Girls, Boys, and Junior Sexualities” kitabının yazarı Emma Renold, çocuklar ve ergenlerin günlük davranışlarındaki nedenleri anlamaya çalıştı.
Genel fikir şu ki bir erkek aradaşınız ya da kız arkadaşınız varsa, kazanırsınız. Sevgililik kültürü öyle yayıldı ki gençler, daha kendi cinselliklerini keşfettikleri dönemde, çok küçük yaşlarda partner aramak zorunda hissediyorlar kendilerini.
“Aşk, erotik anların olduğu arkadaşlıktır.”
– Antonio Gala
Gençler genellikle arkadaş çevreleri ve sınıf arkadaşlarından büyük oranda etkilenirler. Bu çevrede, bir erkek ya da kız arkadaşınızın olması, statü ve popülerlik göstergesidir. Sevgilinizin olmaması, damgalanmaya ve dışlanmaya neden olabilir.
Gerçekte bunun sebebi, kitle iletişim araçlarının etkisi ve reklamlardan ziyade bir partner sahibi olmakla ilgili davranışların başkalarına sunduğumuz imajı güçlendirmeye yaraması, böylece bize bir güç imajı vermesidir.
Yine de tıpkı kendi cinsimizden kişilerle olduğu gibi karşı cinsten kişilerle de sağlıklı ve dürüst şekilde ilişki kurmak çok önemlidir. Hayatı akışına bırakmak ve dostlarımızın ve onlarla geçirdiğimiz güzel zamanların değerini bilmek çok önemlidir.
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.