Bilim İnsanlarını Şaşırtan Tibet Rahipleri
Herbert Benson bir kardiyolog ve Harvard Üniversitesinde ünlü bir tıp profesörüydü. 60’larda Doğu kültürlerini incelemek için çok zaman harcadı. Zamanlama iyiydi çünkü konu o zamanlar bazı insanlar için endişe kaynağıydı. Bu yüzden laboratuvarına 36 Tibetli keşişi almak için gece yarısını bekledi. Benson, insanların Tibet rahipleri hakkında anlattıkları hikayelerde ne kadar efsane ve ne kadar gerçeklik olduğunu kendisi görmek istedi.
Bruce Lee o günlerde televizyonda çok öfkeliydi ama bunun ötesinde, soyut meditasyon yapanlar, insanüstü özelliklere sahip olarak görülüyordu. Sonuçta, Benson bir bilim insanıydı ve bilimin kanıtlayamayacağı hiçbir şeye inanmıyordu.
O gece keşfettiği şey hayatını sonsuza dek değiştirdi. Aslında, üç yıl sonra, daha sonra en çok satanlar listesine giren bir kitap yazdı: Rahatlama Tepkisi (The Relaxation Response). Sadece bu da değil, alternatif bir ilaç türü yarattı. Kendisi, plasebo etkisinin yüksek iyileştirici güce sahip olması nedeniyle inancın iyileştirilebileceğini söyleyen biridir.
Benson’ın gözünden Tibet Rahipleri
Herbert Benson ve ekibinin buldukları şey, Tibet rahiplerinin, bilimle çelişen yetenekleri olduğuydu.
Örneğin, Tummo tekniği ile yoga yapan bir grup Tibet rahibi, ellerinin ve ayaklarının sıcaklığını 17 dereceye kadar düşürebiliyordu. Bu ana kadar bu olgunun hiçbir bilimsel açıklaması yapılamadı, fakat Harvard Gazette bu ve takip eden birkaç deneyi inceledi.
İddiaya göre Tibet rahipleri vücut sıcaklıklarını, vücutlarıyla ıslak bir çarşafı kurutacak noktaya kadar çıkarabilir. Yalnızca bu değil. Benson aynı zamanda Sikkim tekniğini kullanan gelişmiş meditasyoncuların metabolizmalarını %64’e kadar yavaşlatabildiğini de buldu.
Birtakım teorik yaklaşımlar
Antonio Nariño Üniversitesi’nden profesör Ana María Krohn tarafından yazılan “Ciencia y Meditación” (Türkçe: “Bilim ve Meditasyon”) makalesinde, Tibet rahipleri geleneklerinden ilham almış soyut meditasyonun fizyolojik, psikolojik ve sosyolojik etkileriyle ilgili şimdiye kadar 500 kadar araştırma olduğunu söyler.
Aynı zamanda, bu konudaki ilk çalışmanın 70’li yıllarda Science dergisinde yayınlandığından da bahseder. Yazar, keşişlerde farklı bir bilinç durumu bulduklarını belirtiyordu.
Science; rüya görme, derin rüya görme ve uyanma bilinci hakkında konuşuyordu. Görünüşe göre, keşişlerde aynı anda hem dinlenmeyi hem de uyanıklığı birleştiren dördüncü bir durum vardı.
1971’de, çoklu zeka kavramının yaratıcısı olan Daniel Goleman, “Unstressing” adlı bir makale yazdı. İçinde, beşinci bir bilinç durumunun varlığını varsaymaktaydı. Sadece eşzamanlı dinlenme ve uyanıklığın değil, aynı zamanda hareketin de olduğu bir durum.
Swami Rama
Tibet rahiplerinin ve diğer soyut meditasyon yapanların üstün yetenekleri meselesi, gerçeği kurgudan ayıran çizgiyi her zaman sınırlayan şeylerden biridir. Bu nedenle, mitler ve efsanelerle birlikte doğrulanmış bilgilerin bulunması alışılmadık bir durum değildir. Yine de birini diğerinden ayırmak her zaman kolay değildir.
Bunun bir örneği Swami Rama’nın durumudur. Himalaya Üstatları ile Yaşamak: Swami Rama’nın Ruhsal Deneyimleri (Living with the Himalayan Masters: Spiritual Experiences of Swami Rama) kitabının yazarıdır. Bu çalışma, Tibetli yogilerin ve keşişlerin birkaç saat hareketsiz kalabileceklerini ve havada durabileceklerini iddia ediyor.
Ancak bunun doğru olduğuna dair hiçbir kanıt bulunmamaktadır. Öte yandan Menninger Vakfı’nın onun üzerinde yaptığı bazı araştırmalar vardır.
Doktorlar Elmer ve Alyce Green onun “güçlerini” inceledi. Elde ettikleri sonuçlar, Rama’nın uykuda, uyanma anları ile aynı beyin dalgalarını üretebileceğini gösterdi. Ayrıca kalbinin kan pompalamasını, 17 saniye boyunca atmayı kesmeden kendi isteğiyle durdurmuştu.
Medya o dönemde bu olguyu yayınlasa da, onu takip etmedi. Her halükarda, çalışmaların sonuçları Elmer ve Alyce Green tarafından Beyond Biofeedback‘de yayınlandı.
Belki de bu bir dolandırıcılıktan başka bir şey değildir, açıkçası öyleyse de oldukça sofistike ve ustaca bir dolandırıcılıktır. Ya da belki zihin kesinlikle harikadır ve insanlar onu keşfetmeye daha yeni başlıyordur.
Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.
Giuffra, L. (2009). El Monje y el Psiquiatra: Una conversación entre Tenzin Gyatso, el 14o. Dalai Lama, y Aaron Beck, fundador de la Terapia Cognitiva. Revista de Neuro-Psiquiatría, 72(1-4), 75-81.
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.