Bekar Kalma Korkumuz Bizi Konformist Yapıyor
Bugünlerde romantik ilişkiler değişti. Artık aile kurmak ve çocuk sahibi olmak o kadar önemli değil. Onun yerine sağlığımıza ve yaşam standartlarımıza daha fazla önem vermeyi tercih ediyoruz. Gerçekten olmak istediğimiz kişi olmayarak geçmişteki geleneklere uymamızı gerektirecek uyuşukluğa son vermeye çalışıyoruz. Yaygın olanın aksine davranmaya çalışmamız, gerçek anlamda istediğimiz şeyi yapıyor olduğumuz anlamına gelmiyor.
Modası geçmiş olarak görülen şeylere başkaldırılıyor olsa da, toplum olarak hala bekar olmaktan ve sonunda yalnız kalmaktan korkuyoruz. Bu korkuya psikolojide “anuptaphobia” adı veriliyor. Özellikle yıllar geçmesine rağmen hala doğru kişiyi bulamadıysak ortaya çıkmaya meyilli bir korku. Anuptaphobia erkeklerden çok kadınları etkiliyor. Bunun nedeni kadınların biyolojik saati olabilir.
Artık daha özgür olduğumuz ve ilişkilerin değiştiği doğru. Cinsel ilişkiler iki kişinin arasında ille de aşk olduğu anlamına gelmiyor. Artık her şeyden önemlisi çocuk sahibi olmak değil. Hatta gün geçtikçe 30 ile 40 yaşları arasında çocuk sahibi olmayı tercih eden kadın sayısı artıyor. Ancak gerçekten de sandığımız kadar özgür ve “açık görüşlü” müyüz?
Hedefim bir partner bulmak
İşinize ve kariyerinize çok odaklanmış olabilirsiniz. Şu anda ilişkiler sizin için büyük bir endişe kaynağı olmayabilir. Ancak, zamanı geldiğinde, özellikle de 30 yaşına basmaya yaklaştığımızda, bir şey bizi huzursuz etmeye başlıyor. Eğer hala bunu hissetmediyseniz bile, bir partner bulma ihtiyacı duymaya başlamışsınızdır. Bu fenomen pek çok insanın başına geliyor.
Eğer kendinizi böyle bir durumun içinde bulduysanız, kendinize neden bir partner istediğinizi sormamış olabilirsiniz. Şöyle cevaplar görebilirsiniz: bir ilişki olgunlaşmanıza ve büyümenize gerçekten yardımcı olabilir, biriyle birlikte zaman geçirip bu sayede zenginleşebilirsiniz, hem iyi hem kötü gününüzde onun desteğini hissedebilirsiniz. Ancak bir partneriniz mi olsun istiyorsunuz yoksa bir ilişki yaşamak mı?
Aralarındaki fark nedeniyle bu iki soru çok önemli. Hoşlandığınız biriyle hayatınızı paylaşmaktan keyif alıyorsanız bir ilişkiniz olmasını isteyebilirsiniz. Sevdiğiniz kişiyle olmanız sayesinde ortaya çıkacak tüm pozitif şeyleri deneyimlemek ve birlikte zaman geçirmek istersiniz. Ancak eğer istediğiniz şey bir partneriniz olmasıysa, amacınız sadece medeni halinizi değiştirmekten ibarettir.
Bekar olmak istemediğiniz için bir partneriniz olmasını istiyorsanız, o zaman bu doğru bir seçim değildir. Bir partneri olması için yanıp tutuşan insanlar karşılarına ilk çıkan fırsatı kabul ederler. Bu kişiler için en önemlisi, aşık olmamak ama bekar kalmaktan da kaçınmaktır. Onların canını sıkan asıl şey budur. Yalnız kalma korkusu hakiki bir korkudur ve sizi ondan kaçınma konusunda takıntılı hale getirebilir.
“Rahibeye dönüşmek” ya da “Çılgın kedili kadın”, yaygın olarak kullanılan bu tür ifadeler daima bekar kalma korkusunu daha da artırır.
Duygusal bağımlılık konusunda bir şeyler duymuşsunuzdur. Bu tür bir sorun söz konusu olduğunda, kişi yanında birisi olmadan yaşayamaz. Bekar kalma korkusu nasıl özgür olacağımızı bilmemizi engeller. Kendi kendimizle baş başa kalmaktan keyif alamayız. Bu daha bizi daha çok korkutur ve ilişkiler konusunda konformist bir hale getirir.
Bekar kalma korkusu bizi mutsuz eder
Geçmiş deneyimleriniz nedeniyle yalnızlık korkusu geliştirmiş olmanız mümkündür. Öz-saygı seviyeniz çok düşük olabilir. Kendinize olan güveniniz azalıyor olabilir. Ancak tüm bunları dindirmek için bir partneriniz olmasını dilemek çözüm değildir. Bu, aynı problemi başka bir tanım ve çözüm kullanarak etiketlemekten başka bir şeye yaramaz.
Yalnız kalma korkusu bizi mutsuz eder. Çoğu zaman toksik ilişkilere dalarak bu korkudan kaçarız. İçten içe, doğru insanın gelmesini isteriz. Ancak hiçbir zaman gelmeyecek gibi hissedince, bir maceradan çıkıp bir diğerine dalarız. Kendi kendimize kalmayı ve yalnızlığımızın keyfini çıkarmayı denemeyi aklımızdan bile geçirmeyiz.
Böylece, bekar kalma korkusuyla, aslında neler yaşadığımızı düşünmekten kaçınırız. Pek çok kez kamufle etmeyi başarmış oluruz. Ancak aslında hala bizi korkutmaya devam eder. Çevrenizde mutlu çiftler görmeye ve onlar gibi olmaya özenmeye devam edeceksiniz.
“Bekar olmak, birinin sizi tamamlayabileceği illüzyonunu geride bırakıp, kendi hayatınızın kontrolünü elinize almaya başlamanız demektir.”
– Omar Phatak
Sorunlarla yüzleşmek zordur. Ancak sizi hiçbir yere götürmeyecek olan durumlardan kaçınmak da önemlidir. Eğer yalnız olmayı bilmiyorsanız, eğer ne olursa olsun bir parneriniz olmasını istemenizin sebebi buysa, gerçekten de bir an durup şu soruları düşünmelisiniz. Ne için bir partnerim olmasını istiyorum? Neden bir partnerim olmasını istiyorum? Bir süreliğine yalnız olmak o kadar da zor değildir. Bu size zarar veren her şeyin üzerinde durup onları çözmeniz için size yardımcı olacak.
Hayatınızı mutluluk ve neşeyle dolduracak olan o kişiyi bulmayı başarmanızın tek yolu budur. Hiç ummadığınız bir anda ve hiç uğraşmadan. Doğru insan karşınıza çıkabilir de çıkmayabilir de. Bu, sizi endişelendiren bir şey olmamalı.
Önce kendinize odaklanın ve kendiniz için ayırabileceğiniz zamandan yararlanın. Sonsuza dek bekar ve yalnız kalma korkusu sosyal bir korkudan başka bir şey değildir. Etkileşime girme, sosyal grupların içinde olma ve yalnızlıktan kaçınma ihtiyacımız bu sosyal korkuyu besler. Ayrıca zihinsel ve sosyal durumumuzu “ilişkide” olarak değiştirebilme ihtiyacımızdan da beslenir.
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.