Başarıyla İlerleyebilmek için Tutkulu Olmalısınız

İnsanlık, kesin taleplerin ve mutlak zorunlulukların olduğu bir dünyada yaşamaya alışmak zorunda kaldı. Kendi kendimize aşırı baskı yarattığımız hayatlarımız ve sinir stresin doruklarını yaşayan günlerimiz var artık.

İçinde yaşadığımız toplum, belirli şeyleri belirli şekilde yapmamızı, toplum tarafından değer görmek adına belirli bir iş sahibi olmamızı bize şart koşmaktadır. Ve ne yazık ki biz bu görüşleri, hiçbir şekilde sorgulamadan olduğu gibi kabul etmeye çok alıştık.

Eğer bu tür dayatılmış  bir hayatı yaşamaya boyun eğersek, sürekli olarak şu tür düşüncelerin baskısı altında sürer gider yaşamlarımız: “Çok güzel olmalıyım! İşimde başarılı olmalıyım! Çocuklarımı mükemmel bir şekilde yetiştirmeliyim! Mükemmel bir kadın imajı çizmeliyim!”

İlginçtir ki, herhangi bir zorunluluk nedeni ile hareket ettiğimiz zaman, psikolojide ‘psikolojik engeller’ olarak adlandırılan bir durum ile karşılaşıyoruz. 

İş hayatımızdaki çalışma tempomuz, plan ve programımız sinir ve stres dolu olduğu zaman ortaya çıkan sonuç genellikle vasat oluyor. Böylece, daha iyi sonuçlar beklediğimiz için, kendimize karşı yetersizlik duygusu geliştiriyoruz. 

Bu kısır döngüyü sona erdirmenin yolu, hayatımızdaki zorunlulukların ne olduğunu belirlemekten geçer.

Maalesef, içinde yaşadığımız kültür, bize nasıl bir birey olmamız gerektiğini ya da nasıl davranmamız gerektiğini gösteren bilinçaltı mesajları gönderir. Ama en nihayetinde, bu tür basma kalıp düşünceler ile yaşayıp yaşamayacağımıza karar verecek olan yine bizleriz. 

Bir işe tutku ile sarılan biri de en nihayetinde çok çaba sarf eder ama bunu sevdiği için, yaptığı işten zevk aldığı için yapar ve zaten amacı da budur. Eğer ortaya çıkan sonuç iyiyse ne güzel; ama değilse, bunun dünyanın sonu olmadığını da bilir.

Birçok başarısızlıktan sonra, eğer istenilen bir hedefe ulaşılmadıysa, bu durum dünyanın sonu değildir! Çünkü hayat bize binlerce seçenek sunar. Hepimizin içinde, hayatını, dünyanın geri kalanı ile beraber mutlu mesut, güle oynaya geçirmek isteyen bir çocuk olduğunu unutmayalım lütfen.

Çünkü en nihayetinde, bir insanın ulaşabileceği en son hedef  mutlu olmaktır. Ve mutlu olmak için de, sırtınızdaki o gereksiz yüklerden, ‘şunu yapmalısınlardan’, ‘bunu etmelisinlerden’ kurtulmanız gerekir. 

Kendinizi zoraki bir şekilde sınırladığınız o zincirlerden en sonunda kurtardığınızda, dünyadaki en basit şeyin yaşamak ve mutlu olmak olduğunu göreceksiniz. 

Dışarı çıkıp, hiçbir korkunuz olmadan canınız ne isterse onu yaparsınız. Toplumun sizden beklentilerini bir kenara bırakarak, herhangi bir başarısızlık endişesi olmadan yaşarsınız. Sadece siz istediğiniz için herhangi bir şeyi yaparsınız ve bu duygunun vermiş olduğu rahatlık da bir harikadır!

Yaşadığınız her olayda tebessüm edilecek, mutlu olunacak bir durum olduğu için, içinizdeki çocuğun ne kadar mutlu olduğunu fark edeceksiniz. Zaten hayat da bundan ibarettir; hiçbir beklenti ya da zorunluluk olmaksızın, o mutlu anın içindeki huzurun verdiği his. 

Kendinize bir bakın: iki kolunuz, iki bacağınız var, sağlıklı bir şekilde kendi kendinize düşünebiliyorsunuz, sırtınız pek karnınız tok… aslında ne çok nimete sahipsiniz değil mi?

Eğer bütün bunlara ve daha fazlasına sahipseniz, şükretmelisiniz. Artık hayatınızı mutluluğun vermiş olduğu o hissiyat ile sürdürmek ve canınız ne isterse onu yapmak için her şeyiniz var.

İstediğiniz ve tutkulu olduğunuz, yani bir şeyleri sevdiğiniz için yapın. Sadece kendi iyiliğiniz için herhangi bir karşılık beklemeden yaşayın. 

Eğer hayaliniz bir heykeltıraş olmak ise, bugün o masa başı işinizden ayrılın gitsin! Ya da en azından sevdiğiniz bir şeyi yapmak adına bugün ilk adımınızı atın. Sizi üzen o hayatı artık geride bırakın!

Şunu unutmayın ki, eğer günlük hayatınız, en temel hatları ile sizi memnun ediyorsa, korkulacak bir şey de yoktur. Ve en sonunda elde edeceğiniz sonuç, tüm insanlığın istediği bir şeydir: kendi mutluluğunuz.

Bu nedenle bundan sonra hayatınızı şu söze göre yaşayın: ‘Bundan böyle, zorunlulukları bir kenara bırakıp, kendi tutkularıma göre yaşayacağım!’

İyi yaşamak için tutkulu olmalısınız.