Aşk, Öğrenilebilecek En Önemli Derstir

Aşk, Öğrenilebilecek En Önemli Derstir

Son Güncelleme: 05 Ağustos, 2019

Neredeyse herkes; sevgi öğrenilemez bir şeymiş gibi, her insanda uykuya yatan ve ideal koşulların gelişmesi ile uyanmayı bekleyen bir şeymiş gibi davranır.

Herkes aşkı kendi kısıtlı yollarıyla yaşar ve yalnızlıkları ile sorunlarını bu konudaki bilgi eksikliklerine bağlamak istemezler. Sanki kendini tam olarak vermeden bir şeyi tam anlamıyla tecrübe edemeyecekleri gerçeğini bilmezmiş gibi davranırlar. Ve şurası da bir gerçek ki, kendinizi sevmeye adamak için daima kendinizi geliştirmelisiniz.

“Mükemmel bir insanı değil, mükemmel olmayan bir insanı mükemmel bir şekilde görmeyi öğrenerek sevmeye başlıyoruz.”

– Sam Keen

Hayatı aşık bir insan gibi yaşamak

Haberler bizi her gün siyasi ve ekonomik krizler, yeni cinsiyet içerikli şiddet olayları, gençlere yönelik taciz ve zorbalıklar ve sosyal skandallar hakkında bilgilendirir. Buna rağmen sabahları kalkıp, kahvaltı yapıp, kıyafetlerinizi giyip, iyimserlik zırhınızı geçirip, bir çocuğun gözünden dünyayı görerek, duygularınızı takdir ederek, hayatınızın ve hayatınızdaki insanların tadını çıkararak yenilenmiş bir kararlılık duygusuyla evden çıkabiliyorsanız, minnettar olmalısınız, çünkü bu aşık olabildiğinizi ve sevebildiğinizi gösterir. Yaşamanın en iyi yolu, aşık bir insan olarak yaşamaktır.


Bu şekilde yaşamayı seçmek, sağduyunuzu çöpe attığınız ya da beyninizi komşuda bıraktığınız anlamına gelmez. Yaşam sevgiyle bakıldığında mükemmel, heyecan verici ve eksiksiz olabilir. Nasıl sevileceğini öğrenmek mümkündür ve eğer yapabilirseniz her şeyi daha farklı görebilirsiniz.

Psikolojik bir yaklaşımla aşk

Aşk bir duygudur. Birine karşı hissettiğiniz yoğun bir duygu. Ancak sevginin pek çok çeşidi vardır. Aşık insanlarda bu duygu, davranış ve eylemleri etkileyip, onları değiştirebilir.

Psikoloji bilimine ve Robert Sternberg’ün Üçgen Aşk Teorisi’ne göre sevginin üç temel bileşeni vardır: samimiyet, tutku ve sadakat.

Bir ilişkideki samimiyet, birbirine yakın olma, bağ kurma, birlikte keyifli vakit geçirme ve yeni tecrübeler kazanma, birbirlerine güvenerek sırlarını paylaşma, birbirlerine hediyeler verme vb. gibi duyguların birleşimi olarak tanımlanabilir. Bu, kişiler arasındaki arkadaşlığa bağlı olarak değişir.

Tutku, psikolojik uyarılma eşliğinde cinsel veya romantik ihtiyaçların ifadesi olarak diğer kişi ile beraber olmaya yönelik duyulan yoğun bir arzudur.

Sadakat, diğer insanı sevmeyi ve ilişkiyi sağlam bir şekilde sürdürmeyi gerektirir. Hem iyi hem de kötü zamanlarda ilişkiye sahip çıkmak demektir.

Sternberg’e göre kişilerarası sevginin türleri

Bu 3 bileşene ve bunların çeşitli kombinasyonlarına dayanarak, Sternberg 7 çeşit sevgi türü tanımlar:

Hayatı sevmek

Aşk arkadaşlar, aileler, ortaklar ve hatta yaşam için dahi hissedilebilir.

Psikanalist, sosyal psikolog ve filozof Erich Fromm, yaşamı sevmenin ne demek olduğunu anlattığı Sevme Sanatı adlı kitabında bu konuyu tartıştı.

Fromm’a göre trajedi, çoğumuzun yaşamaya başlamadan önce ölmesidir. Fromm’un çalışmaları, somut şeyleri felsefe edinerek, soyut düşüncenin sınırlamalarını kabullenmeyi içermektedir. Yahudi sözlü geleneğine dayanan kitabı net ve derin düşüncelerle doludur. Yazar, zeki açıklamalarıyla bize şaşırtıcı ve kafa karıştırıcı görünen şeyleri açıklayarak kendi özel yeteneğini ortaya koymaktadır.

Bize sevmeyi kim öğretir?

Hepimiz sevebilme yeteneği ve sevilme ihtiyacı ile doğarız, ancak herkes bunu beceremez. Sevmek uyandırılması, üzerine çalışılması, öğretilmesi ve pratik yapılması gereken bir kavramdır. Ama nasıl sevileceğini nereden öğrenebiliriz? Bu, kişinin büyüdüğü, ait olduğu kültür, yaşamındaki insanlar, yaşadığı deneyimler vb. tecrübelere göre değişir.

Peki kim bize bu sevgi dersini verir? Toplum, deneyimler, ebeveynler… Ebeveynlerimiz ilk öğretmenlerimizdir, ancak her zaman en iyi öğretmenler değildirler. Çocuklar anne babalarının mükemmel olduğunu düşünerek büyürler ve daha sonra onların da hata yapan bireyler olduklarını öğrendiklerinde hayal kırıklığına uğrarlar.


Hepimizde fark edilmek için sabırsızlanan, gelişmeye istekli, büyümeye özlem duyan sınırsız bir sevme potansiyeli vardır buna rağmen çoğu insan sevmeyi asla öğrenmez. Ancak ortada olası bir potansiyel varsa bir şeyler öğrenmek için asla geç değildir.

İnsan varlığının bütünlüğündeki güzelliği anlatmak için kelimeler kifayetsiz kalır. Her insanda tek bir kalıba sığdırılamayacak, tekdüze bir hale indirgenemeyecek derecede sayısız güzellik vardır.

Sevgi üzerine dersler

Leo Buscaglia, Güney Kaliforniya Üniversitesinde özel eğitim bölümünün bir öğretim üyesi ve bir yazardı. USC’de oldukça özel bir ders veriyordu: aşk üzerine bir ders. Ona göre, sevgi öğrenilmesi ve uygulanarak geliştirilmesi gereken bir şeydi.

Böyle bir kurs oldukça ideal görünüyor ancak aynı zamanda artık bir o kadar da bir ihtiyaç halini aldı. Buscaglia daima aşkın hayal kırıklığı, yalnızlık ve korku ile de sonuçlanabilen gerçek bir hayat tercihi olduğunu ısrarla vurgulamıştır. Kitaplarında, hayatın sunduğu her şeyi deneyimleyebilmemize ve onlar aracılığı ile büyüyebilmemize yardımcı olabilecek düşünceler, hisler ve hareketler hakkında dersler verir. Sadece bir sevgi tarzının ötesinde, onun öğrettiği şey tam anlamıyla bir hayat tarzı.

Sevmeyi öğrenmek

Şöyle bir durup nasıl hissettiğinizi düşünürseniz, size becerileri tazelemek gerektiğini fark edebilirsiniz. Yeni yöntemler öğrenmek ve kendiniz hakkında daha iyi hissetmek asla geç değildir. Sevmeyi öğrenmek için başlayın:

Kendi ihtiyaçlarınızı tanıyın ve sevme tarzınızı gözden geçirin. Seven insanlar kendi ihtiyaçlarını ihmal etmezler. Çoğunlukla fiziksel ihtiyaçlarımızı göz ardı etmeyiz fakat fark edilme ihtiyacı, anlaşılma ihtiyacı, saygı görme ihtiyacı, başarılı olma, hayattan zevk ama ihtiyacı ve hayatın getirebileceği sonsuz sayıda güzelliği ve ihtimali görüp yaşamanın ne kadar harika bir şey olduğunu hissetme gibi duygusal ihtiyaçlarımızı göz ardı edebiliyoruz. Bazı zamanlar kendimize bakmayı, kendimizi dinlemeyi ve kendimize sahip çıkmayı unutuyoruz.

Kendinizi sevin. Hayatınızı severek geçirmek, kendinizi sevmeyi ve yalnızca sahip olduğunuz ve bildiğiniz şeyi sunabildiğinizi anlamayı gerektirir. Eğer, kendinize iyi bakarsanız büyüyebilir, sevebilir ve bilgi ve deneyimlerinizi başkalarıyla paylaşabilirsiniz ve bu sayede onların da kendilerini geliştirirken sizin gelişiminize katkıda bulunmalarını sağlayabilirsiniz.

Eşinizle, ailenizle, arkadaşlarınızla ve genel anlamda diğer kişilerle ilgilenin. Küçük ayrıntılara dikkat edin: telefon görüşmeleri, zamanınızın bir kısmı ve bir gülümseme gibi. Bu küçük hediyeler ilginizi gösterir ve ilgi de sevgi demektir.

Mantığınızı kaybetmeden kalbinizin size rehberlik etmesine izin verin. Sevgi,yapacağınız ciddi çalışmalardan, analizlerden ve yeni öğrenimlerden yararlanabilir. Bu konuyla ilgili düşüncelerini yansıtmış yazarları okumak, kendinizi, özünüzü ve arzularınızı bilmek nasıl sevileceğini öğrenmenizde size yardımcı olabilir.

“Hayatın en büyük trajedisi insanların ölmesi değil, sevmeyi bırakmalarıdır.”

– W. Somerset Maugham


Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.