Araştırmalara Göre Birçok Çift Arkadaş Olarak Başlıyor

Bazen aşk, her gün gördüğünüz en yakın arkadaşınızla, hiç beklemediğiniz bir anda ortaya çıkar. Belki bu sizin de başınıza gelmiştir.

Yazan ve doğrulayan psikolog Valeria Sabater.

Son Güncelleme: 21 Aralık, 2022

Aşk bizi birçok yönden bulur. Bazen, anında. İlk görüşte, ilk konuşma veya ilk flört, karşılıklı hayranlık ve tutku bizi en başından birleştirdiğinde. Bu genellikle böyle olur, ancak yakın tarihli bir araştırma, çiftlerin bir kısmının arkadaş olarak başladıklarını gösteriyor.

Başka bir deyişle, en yaygın şey, paylaşılan desteğin, kahkahaların ve iyi uyumun er ya da geç duygusal bir bağa dönüştüğü günlük rutinde sevginin yavaş yavaş gelişmesidir. Birçok kişi bununla özdeşleşecektir. Aslında, Social Psychological and Personality Science dergisinde yayınlanan araştırma, genel olarak, nihayetinde partner olan insanların, aslında ilk etapta birbirlerinden etkilenmediklerini iddia ediyor.

Genel olarak, bir iş arkadaşına veya bir arkadaşın arkadaşına özel bir çekicilik hissetmek özellikle yaygın değildir. Ancak, öyle görünüyor ki, bir süre sonra kimse daha mükemmel veya çekici olamaz. Aslında, neredeyse nasıl olduğunu bilmeden, bu figür, hayatınızda onsuz yaşayamayacağınız o özel kişi haline geliyor.

Çiftlerin yüzde 68’i arkadaş olarak başladı

Bu araştırma makalesinin baş yazarı, Kanada’daki Victoria Üniversitesi’nden Danu Anthony Stinson’dır. Birçok yönden, sonuçlar şaşırtıcı değil. Gerçekten de, Tinder çağında yaşıyor olmamıza ve bir eş veya sadece bir gecelik bir ilişki bulmamıza olanak sağlayan uygulamalara rağmen, insanlar yavaş bir tempoda günden güne aşık olmaya devam ediyor.

Ancak bu, arkadaşlıktan kaynaklanan ilişkilerin, neredeyse anlık bir çekimden kaynaklananlardan daha iyi olduğu anlamına gelmez. Yine de, inşa edilme biçimleri belki de daha ilginç. Aslında, iyi arkadaş olduktan sonra bir ilişkiye başlamak, daha fazla güvenlik, bilgi ve suç ortaklığı ile bağa girmenizi sağlar.

Araştırma, insanların tanışıp bir arkadaşlığa başladığı andan aşkın ortaya çıkmasına kadar geçen sürenin ortalama 22 ay olduğunu iddia ediyor. Aslında, güvenin büyüsünün, çekiciliğin kimyasının, yakınlığın, hayranlığın ittifakının ve yavaş ama net bir şekilde ortaya çıkan gizli arzunun yavaş yavaş inşa edildiği neredeyse iki yıl.

Arkadaşlıktan platonik aşka, bir çiftin sağlamlaşmasına

Filmler ve televizyonlar genellikle ilk görüşte aşkla başlayan muhteşem hikayeleri tasvir eder. Bir aşkla başlarlar ve oradan pastoral bir ilişkiyle sonuçlanan çeşitli maceralar ortaya çıkar. Bununla birlikte, bu filmler gerçekte olanlardan başlayarak insanların yaklaşık üçte ikisine ulaşsaydı, filmler aşırı uzun olurdu.

Arkadaş olarak başlayan birçok çift çeşitli aşamalardan geçer. Bu deneyimin hem heteroseksüel kişilerde hem de LGBT+ topluluğunda yaşandığını da belirtmek gerekir. Genelde bir arkadaşlık başlar ve birkaç ay sonra platonik bir aşk ortaya çıkar. Zamanla insanlar çok iyi anlaştıkları meslektaşları veya sınıf arkadaşları ve her gün onları destekleyen arkadaşları hakkında hayal kurmaya başlarlar.

Platonik aşkta cinsel arzunun her zaman açık bir şekilde var olmadığı açıklığa kavuşturulmalıdır. Aslında, idealleştirmeye eklenen genellikle duygusal ve entelektüel çekim vardır. Fiziksel çekim ve arzu daha sonra, genellikle çiftin sağlamlaşmasından önceki aşamada ortaya çıkar.

Arkadaş olarak başlayan çiftler

Bu çalışmanın yazarı Danu Anthony Stinson, araştırmasında ankete katılan birçok kişinin bir ilişkiye arkadaşlıktan başlamayı tercih ettiğini belirttiğini iddia ediyor. Bu nedenle, duygusal bir bağda, sevgili olmadan önce nasıl hayat arkadaşı olunacağını bilen birinin suç ortaklığı kadar önemli bir şey olmadığını neredeyse kesin olarak kabul etme eğilimindeyiz.

Arkadaş olarak başlayanlar bu avantaja sahiptir. Aslında, daha önce pek çok şeyi paylaştıkları, yaslanacakları birine sahip olacaklarını biliyorlar. Ancak, daha önce de belirttiğimiz gibi, bu, bu tür bağlantıların, karşılıklı bir çekim ve ilişkinin hızlı bir şekilde pekiştirilmesiyle başlayanlardan daha zengin ve daha mutlu olduğu anlamına gelmez.

Aslında herkes aşkı kendi yolunda bulur ve hiçbiri diğerlerinden daha iyi veya daha kötü değildir. Çünkü en belirleyici olan bundan sonra ne olacağıdır. İşte o zaman duygusal bağ ve birlikte yaşama başlar. Gerçekten de, bu aşama herkes için her zaman yenidir ve çok sayıda çaba ve hassas psiko-duygusal zanaat gerektirir.

Ancak dostluk değişkenini asla aşk denkleminden çıkaramayız. Gerçekten de, onsuz, sadece tutku ve arzu kalır. Bunlar, yoğun olmalarına rağmen, her zaman sürmeyen veya en azından uzun vadeli bağlılığı körükleme eğiliminde olmayan geçici boyutlardır.